Ülkemizde ilk coronavirüs vakası 11 Mart tarihinde görülürken, alınan önlemlerle ve salgınla mücadele kapsamında Türkiye örnek ülkeler arasında gösterildi. Coronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan coronavirüs sürecine göre değerlendirmelerde bulundu. Özkan, "Avrupa’dan başka şanslarımız da var. Onların 65 yaş üstü nüfusu yüzde 20'lere yakın, biz bu anlamda yüzde 8,5'larda olduğumuz için şanslıyız. Çünkü 65 yaş nüfus hastalanma ve ölüm riski yüksek olan bir grup. Türkiye şu anda sağlık sistemi açısından da güçlü bir ülke. Yatak kapasitemiz, Avrupa'da Almanya en iyidir, onlarla eş durumdayız. Yoğun bakım kapasitemizde Almanya’ya göre ikinci sıradayız; ama diğer Avrupa ülkelerinden çok çok iyiyiz. O yüzden bu salgının pikinde sağlık sistemimiz hiç zorlanmadı, bu süreci mükemmel bir şekilde atlattık. Türkiye'de son dönemlerde şehir hastanelerinin açılması bu salgın sürecinde bize inanılmaz destek oldu." ifadelerini kullandı.
"YENİ NORMALİN KURALLARINA UYMAMIZ GEREKİYOR"
Vaka sayılarının yeniden 1500'lü sayılara çıkmasının endişe yarattığını aktaran Özkan, "Hatta diğer ülkelerle karşılaştırırsanız bunu, İtalya çok sıkıntılı bir salgın süreci yaşadı. İtalya’nın eğrisi ve Almanya’nın eğrisiyle karşılaştırırsak aslında çok güzel gidiyorduk. Ama bugünlerde, İtalya ve Almanya'nın salgının bugünlerindeki hallerinden biraz daha üstteyiz. Toplum normal hayatına dönmek istiyor. Eğer tamamen normal döneme geçmek istiyorsak yeni normalin kurallarına uymamız gerekiyor. Bizim de artık şu rakamlarımızı 200-300'e indirmemiz gerekiyor. Eğer indirirsek bu yazı rahat atlatırız. Onun için mesafe, maske ve el hijyenine dikkat edelim." ifadelerine yer verdi.
"EMEĞİMİZ BOŞUNA GİTMESİN"
Gelinen bu noktadan sonra gücün toplumun elinde olduğunu söyleyen Özkan, "Örneğin; Japonya genel olarak baktığınızda sağlık okuryazarlığı düzeyi kötü gibi görünmekle birlikte maske kullanma işini çok başarılı bir biçimde yapıyor. Almanya bu kurallara çok iyi uyabiliyor. Biz de genel olarak toplumu gözlemlediğimizde bunları yapmayı biliyoruz; ama yapmıyoruz. Burada çeşitli kültürel farklılıklar, önemsememe, 'önlem yorgunluğu' dediğimiz önlem almaktan yorulma ve tükenmişliğe girme olabiliyor. Bunları yapmamak gerekiyor. Biz toplum olarak sıcak insanlarız. Tokalaşma, sarılma, öpüşme, teması seviyoruz; ama bu süreçte buna dikkat etmemiz, yapmamamız gerekiyor. Bu tokalaşma, sarılıp öpüşme gibi sosyal mesafemizi bozan aktivasyonlara biraz daha dikkat edelim. Dikkat edersek başaracağız. Şimdiye kadar yaptığımız emeğimiz boşa gitmesin ve Türkiye de bu salgın sürecini gayet güzel kapatsın." şeklinde konuştu.