Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necati Muz ise konuyla ilgili olarak, "Arıcılar varroa (parazit) mücadelesini de ihmal edebiliyorlar. Bal hasadından sonra etkili varroa tedavisi yapılamayan ve sonbaharda yeterince polen bulamayan kolonilerde viral hastalık rastlanma oranı ciddi şekilde artıyor. Bu da arı kayıplarına yol açıyor" diye ekledi.
Polen kıtlığı ve parazitsel hastalıklar, Türkiye'de arıcılıkla uğraşan üreticiler arasında ciddi kayıplara neden oluyor. Kayseri'de 35 yıldır arıcılık yapan İsmail Genç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Esenyurt Mahallesi'nde yerleştirdiği 200 kovanın sayısının çeşitli nedenlerle azalarak bu yıl elinde sadece 10 kovan kaldığını belirtti.
Genç, arı kayıplarının yüzde 90 civarında olduğunu ifade ederek, "Sonbaharda yağışların olmaması ve polen eksikliğinden dolayı bu arılar güz yavrusunu atamadı. Havalar soğuk gitseydi ve arılar uyuşmuş olsaydı, yani salkım yapmış olsaydı o zaman bu arı ölmezdi. Hava bu şekilde gittiği, üretim yani yavru olmadığı için ölüyorlar." dedi.
Sürdürülebilir arıcılık
Arıcılıkla uğraşan üreticiler, Türkiye'de artan arı kayıplarına dikkat çekiyor. Metin Kirazgiller, 29 yıldır arıcılık yaptığını ve geçen yıl varroa (parazit) ile mücadele ettiklerini, kovanlarda önemli kayıplar yaşadıklarını belirtti. Bu sezon da arı ölümleri yaşandığını söyleyen Kirazgiller, "Havalar iyi gidiyor, ağaçlar uyanıyor. Arılar kış uykusuna tam geçemedi, bu da üremeyi olumsuz etkiledi." ifadelerini kullandı.
Süleyman Sanoğlu da 14 yıldır arıcılık yaptığını belirterek, arı kolonilerinin sonbaharda kendilerini yeterince toparlayamamalarının ve yavru yapamayarak kışa yorgun, yaşlı arı nüfusuyla girmek zorunda kalmalarının arı kayıplarına neden olduğunu dile getirdi.
Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necati Muz ise arıcıların varroa mücadelesini ihmal etmeleri, etkili varroa tedavisi yapılamayan kolonilerde polen eksikliği ve viral hastalıkların artmasına yol açtığını belirtti. Muz, Türkiye'de 12 farklı bal arısı virüsü tespit edildiğini ve zirai ilaçların arılara zarar verdiğini, bu durumun küresel ölçekte ciddi kayıplara neden olduğunu vurgulayarak, arıcıları bilinçlendirme ve koruma önlemlerini artırma çağrısında bulundu.
İklim değişikliği tedbiri
Prof. Dr. Muz, arıların milyonlarca yıldır her türlü iklim değişikliğine karşı dayanabilen, buz devrini bile atlatan ve günümüze kadar ulaşabilen canlılar olduğunun altını çizerek, "Türkiye'deki meteorolojik verilere göre arıların ölümüne sebep olacak çok ciddi ortalama ısı farkları resmi kayıtlarda yer almamaktadır. Ölümlerin kontrol altına alınabilmesi için arıcıların, yetiştiricilerin, üreticilerin farklı şekillerde desteklenmesi ve eğitilmesine önem verilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde insanların ihtiyaç duyacağı kalıntıdan ari gıda güvenliği yüksek bal, polen, arı sütü, propolis gibi ürünler yerli kaynaklardan yeterince temin edilemeyecektir." diye konuştu.