Tüm dünyayı etkileyen ve 44 milyon kişiye enfekte olan koronavirüs salgını nedeniyle çeşitli uyarılar devam ediyor. Birçok araştırma konusunun odağı haline gelen Kovid-19’un tırnak yeme alışkanlığı olanlarda yüksek risk teşkil ettiği konusunda uyarı yapıldı.
Birçok kişide rastlanan tırnak yeme alışkanlığının virüsü doğrudan vücuda almaya neden olabileceğini belirten Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süheyla Kömür, bu durumun ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Her yaş grubunda karşılaşılabilen tırnak yeme alışkanlığı hem görsel hem de sağlık açısından ciddi risk oluşturduğunu, birçok enfeksiyonun da el ile vücuda alındığını söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süheyla Kömür, ‘Cilt bütünlüğü sağlam olan kişilerde mikroorganizmaların girişi olmuyor. Ama tırnak yiyerek cilt bütünlüğünü bozduğumuzda orada çeşitli hasarlar meydana getiriyoruz. Mikroorganizmaların girişi için de yolaklar oluşturuyoruz. Tırnak yatağı iltihaplarından, diğer yumuşak doku enfeksiyonlarına kadar sorunlara yol açar. O nedenle el hijyeninin sağlanması, korunma ve devamının sağlanması için tırnak yenmemesi gerekiyor’ ifadelerine yer verdi.
RİSK YÜKSELİYOR
Kovid-19’un damlacıklar ile bulaşmasının yanı sıra temas ile de vücuda alınabildiğini aktaran Doç. Dr. Kömür, ‘Eğer bu damlacıklar etrafa temas ettiyse biz de elimizle o noktalara dokunduysak ve tırnak yiyorsak, elimizi ağzımıza, yüzümüze, gözümüze götürdüğümüzde enfekte olabiliriz. Çünkü elimizi ağzımıza götürdüğümüzde direkt mikroorganizmaları vücudumuza taşıyoruz. O nedenle tırnak yeme alışkanlığının bu dönemde bitirilmesi çok çok daha önemli.’ açıklamalarını yaptı. Kovid-19 için kuralları hatırlatan Kömür ‘Maske, mesafe, el hijyeni. El hijyenini kırdığımız noktada diğer önlemlerin de etkisini azaltmış oluruz. Tırnak yiyen kişi maskesine dokunduğunda kirletir, koruyuculuğunu azaltır. Elimizi her an temiz tutamayabiliriz. Kişisel gayretler ile bırakamıyorlarsa psikiyatristten destek alabilirler’ cümlelerini kullandı.
SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞININ DÜŞÜNCESİ BİLE ÜRKÜTÜCÜ
Kovid-19 önlemlerinde karantinaya karşı olan bir grup bilim insanı toplandı. Karantina karşıtlarının, Great Barrington Bildirisi'ni iki haftada 10 binden fazla bilim insanı ve araştırmacı imzalayarak destek oldu. Bu yayınlanan bildiriye ayrıca 30 bine yakın sağlık çalışanı ve 535 binden fazla sivilin imza attığı biliniyor. Yüzde 1 ila 3 oranında öldürücü etkisi olan Kovid-19 için sürü bağışıklığını düşünmenin bile ürkütücü olduğunu dile getiren Doç. Dr. Kömür, ‘Sürü bağışıklığı, toplumun belli bir kesiminin aşılama ya da enfeksiyonu geçirme yoluyla virüse karşı bağışık olması demek. Türkiye nüfusunun yüzde 50 ile 70'i aşı olmadan bu enfeksiyonu doğal yollarla geçirecek ve duyarlı olan kişilerin bu enfeksiyonla karşılaşma riski azalacak. Ama böyle bir yola gidersek eğer 60 milyon kişinin virüsle karşılaşması gerekiyor. Hastalığın öldürücü etkisine baktığımızda yüzde 1 ila 3 oranında hastalarımızı malesef kaybediyoruz.’ açıklamasını yaptı. Sürü bağışıklığına uymanın neredeyse 3 milyon kişiyi kaybetmek anlamına geldiğini aktaran Kömür, ‘Bu demektir ki 2-3 milyon kişinin kaybedilmesine neden olabilir. Zaten Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de bu yöntemi ahlak dışı bulduğunu söyledi. Her birey bizim için değerli, her birey birinin annesi, babası, yakını. O nedenle korunmak hala çok önemli.’ ifadelerini kullandı.