Osmanlı’nın denge politikası birçok kişi tarafından bir acizlik gibi yorumlanırken aslına bakılırsa analiz konusunda ne derece kapsamlı bir bilgi gerektirdiği de açıktır. Bu noktada önemli olan her dönemin kendi yılları arasında değerlendirmeye alınması gerektiğidir. Aksi takdirde modern kavramlar üzerinden tarihi yorumlamanın yanılgıya sebebiyet vereceği de oldukça açıktır. İşte denge politikasına dair tüm detaylar…
İLK NEREDE UYGULANDI?
Osmanlı’nın denge politikası ilk olarak Mısır Meselesi kapsamında uygulanmıştır. Osmanlı’nın Mısır meselesi konusunda kendi gücünün yetersiz kaldığı durumlarda İngiltere’yi arkasına aldığı da fark ediliyor. Bu alanda merkezden uzak olan eyaletlerin yönetiminin ne derece zor olduğu son dönemlerde daha açık hale gelmiştir.
Mısır coğrafyası da otorite kurmanın oldukça zor olduğu alanların başında gelmektedir. Denge politikası da bu durumun bir ürünüdür. Özellikle uluslararası analizin oldukça kuvvetli olması ve çıkar çatışmalarının çok net hesaplanması gerekir. Ancak bu şekilde denge politikasının uygulanması mümkün kılınacaktır.
SONUÇLARI
Osmanlı’nın denge politikası incelenirken şu sonuçların ortaya çıktığı fark ediliyor;
- Denge politikası aracılığı ile İngiltere’nin varlığı sığınılan ilk liman olmuştur. Fakat daha sonrasında Osmanlı hakkında kendi oryantalist bakış açısı ile yaptığı değerlendirmelerde İngilizlerin bu devletin ayakta kalmasına yardım etmelerinin çok da mantıklı olmadığı sonucuna vardıkları da görülmektedir.
- Daha sonrasında Rusya’da yanaşılan limanlar arasında yerini almıştır. Fakat Osmanlı’nın Balkan coğrafyasını temel alan Panslavizm politikasıyla bu ülke ile de yollar ayrılmıştır.
Bu detaylar, dönemsel olarak farklı ülkelerin çıkar çatışmalarından faydalanmasının aslına bakılırsa ne derece büyük bir ustalık gerektirdiği de fark edilmektedir.
HASTA ADAM UNVANI
Denge politikasının uygulandığı son senelerde artık hiçbir büyük devletin politik olarak da olsa Osmanlının yanında olmadığı fark ediliyor. Geçmiş senelerde kendi aralarında çıkar çatışması yaşayan büyük güçlerin aslına bakılırsa hedefinin netleşmesi ile denge politikası da uygulanması imkansız bir hale gelmiştir. Hem pazar arayışı hem de kapitalizme uyum ve siyasi emellerin asıl odak noktasında Osmanlının topraklarının parçalanmasının ana unsur olarak belirlendiği de kendini göstermektedir.
Başlangıçta İngiltere’nin desteği alınırken daha sonrasında Rusya’nın desteği aranmış ve son olarak Osmanlı’nın destek aldığı güç Almanya olmuştur. Bunun sonucunda da bu iki ülkenin yalnızlıklarından kurtulmayı da bir kâr bilerek Birinci Dünya Savaşına bir arada girdikleri de fark ediliyor. Bu noktada Osmanlı’nın o dönem politik kadrolarında yer alan isimlerin Almanlara karşı ayrı bir beğeni beslemesinin de bir sebep olduğunun dile getirilmesi gerekiyor.