Osmanlı döneminde asansörün var olması elde edilen teknolojinin ve gelişmenin varlığını ortaya koymaktadır. Günümüzdeki kadar ilerlemiş olmasa da asansörün ilk defa Beyoğlu'nda kullanılmış olması hem ilklerin yaşanması hem de böyle bir teknolojiye geçilmesi açısından son derece önemlidir. Gelişmeler sayesinde asansör günümüze gelene kadar fazlasıyla değişime uğrayarak gelmiştir.
İLK NE ZAMAN KULLANILDI?
1895 yılında Pera'da kullanılan bu elektrikli asansör birçok insanın hayatına yenilik katmıştır. Otelin açılışından belli bir süre sonra Osmanlı Devleti'nin Tanzimat Dönemi II. Abdülhamit'in padişahlık görevine gelmesinden sonra sona ererek meşrutiyetin ilanı gerçekleşmiştir.
KİMLER KULLANIYORDU?
Pera Palas'ta yapılan elektrikli asansörün Doğu Ekspresi yolcuları için yapıma geçtiği bilinmektedir. Önemli bir marka adıyla asansör yapılmıştır. Oteli satarken tarihi asansörün geçmişini koruması için yenileme çalışmalarının yapılması önerilse de şu anda bu konuyla ilgili kesin bir olay yoktur. Türkiye'ye gelen ilk asansörün Vehbi Koç'un akrabası Emin Aktar aracılığıyla geldiğini söyleyebiliriz.
Bu asansörler aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk'ün hastalandığı zamanlarda Dolmabahçe Sarayı'nda da bulunuyordu. Osmanlı'da günümüze gelen mühendislik teknolojisi gerçekten takdire şayan bir durumdadır. Aşamalar kaydederek gelişen asansör şimdi bir yerden bir yere çıkmak için en rahat yerlerden biri olarak kullanılıyor.
PERA PALAS NEREDE?
Beyoğlu'nda bulunan bu otelin içinde bulunan asansörün dışardan görüntüsü incelendiğinde tasarım ve çeşitli süslemelerin dekoratif bir bakış açısıyla ortaya koyulduğu nu söyleyebiliriz. Asansörde kıvrımların ve bitkisel motiflerin varlığı asansörü tasarım açısından daha zengin bir hale getirmektedir. Asansör neo klasik olarak bilinen yarısı klasik yarısı da modern bir bakış açısıyla ortaya koyulmuştur. Yapımında kullanılan malzemeler ise ahşap ve dökme demir olarak bilinir.
ÖZELLİKLERİ
Hem Doğu'yu hem Batı'yı simgeleyen bu eser koyduğu teknoloji ile herkesin gözdesi durumuna gelmiştir. Eski dönemlerde asansör yapılırken elektriğin yalnızca otel içerisinde kullanılması da son derece dikkat çekici bir durumdur. Otelin mimarı Alexander Vallaury'dir. Türkiye'de bulunan ikinci asansör ise İzmir Konak'ta bulunan Nesim Levi tarafından hayata koyulmuştur. Makine mühendisliği mezunu biri tarafından uygulamaya koyulması son derece dikkat çeken bir durumdur. İlk olarak buhar gücü ile çalışan asansör sonrasında sosyal ve ekonomik sebepler doğrultusunda çalışması durdurulmuştur. Belediye tarafından yenilenen ve tamir edilen asansör Nesim Levi'nin Ayten Ökmen'e bağışlaması ve belediyeye uzanan yolda birçok aşamalardan geçtiğini hatırlatır.
İlk olarak Beyoğlu'nda kullanılan asansör her kesimden insana kolaylık sağlayarak geçmişten günümüze gelen en güzel eserlerden birini oluşturmaktadır. Hem dış görünüşü hem de kullanışlılığı ile gelen teknolojinin varlığını bizlere hatırlatmaktadır.