Sunuculuğunu üstlendiği uykusuzlar kulübü’nde izleyicilere kitap okuyan okan bayülgen, verdiği bir röportajda programın formatı hakkında samimi açıklamalarda bulundu.
Sunuculuğunu üstlendiği uykusuzlar kulübü’nde izleyicilere kitap okuyan okan bayülgen, verdiği bir röportajda programın formatı hakkında samimi açıklamalarda bulundu.
Aa muhabirlerine online olarak röportaj veren okan bayülgen, “bu da bir entelektüellik göstergesi değil. kitap okumak bazı kişilerde bir alışkanlıktır, çaresizliktir” şeklinde konuştu.
Okan bayülgen “insanların eve kapandığı böyle bir dönemde, bir televizyon kanalında canlı yayında kitap okumaya başladınız. bu fikir nasıl doğdu?” sorusuna şöyle cevap verdi: “dünya klasiklerinden hem de modern klasikler diye tabir edebileceğimiz, goethe’den kafka’ya kadar birçok yazarı okumuştum zaten. ama bunları stüdyo şartlarında sesli kitap olarak kaydetmiştim ve radyodan daha önce yayınlamıştım.
Hatta bir ticari ürüne çevirmeyi düşünmedim ve bütün bu yayınlar da zaten youtube’da yayınlandı. birçok kişi bu sesli kitapları oradan anımsıyor. örneğin onların arasında zweig’ın 'satranç’ı ya da goethe’nin 'genç werther’in acıları', kafka’nın 'dönüşüm’ü, 'dr. jekyll ile bay hyde' gibi eserler de var. biz kabaremizde çekiyorduk televizyon programını.
Tabii ki orada hem teknik personelin gelmesi hem bulaşma riski söz konusu olunca, 'acaba, stüdyoda tek başıma ne yapabilirim? konuk ağırlanmayacağı, insanların bir masanın etrafında toplanmayacağı ne yapabilirim?' dedim. o zaman kitap okumaya karar verdim.
Beni buna yönlendiren bir başka neden, bir anda salgının ülkemize de giriş yapmasıyla beraber ulusal kanalların, ben onlara dizi kanalları diyorum, düşüşe geçmesi, haber kanallarının bir anda yükselmesi. haber kanallarının youtube izlenmeleri genelde mühim bir şey olmadıkça bin 500, 2 ya da 3 binken bir anda baktık ki salgının ülkemize girmesiyle beraber 60-70 bin kişiye ulaşıldı.
Ben bazı youtube videolarında yakalamıştım bu sayıları ve daha bile fazlasını, kimi konuklar ilgi çektiği için. ama sonradan tahmin ettiğim, öngördüğüm şey oldu, insanlar bu kadar kısa sürede, bu kadar felaket haberine tahammül edemedi ve haber kanallarının da peşini bıraktı. işte bizim başlama anımız tam buna denk geldi. bunu da planlamıştım. böyle olacağını öngörüyordum zaten.
Televizyonculukta çok küçük, çok mütevazı bir iş fakat amacı güzel. seyirciye, dinleyiciye diyorum ki ‘ne olur bana bakmayın. dinleyin beni. hikayenin sonu da önemli değil. dilerseniz internetten bulur okursunuz, kitabı alırsınız. önemli değil sonunda ne olduğu. maksat güzelce bir sesle uykuya dalabilmek”
Bayülgen, “programa kitap okuyacak başka bir konuk almayı düşünüyor musunuz?” sorusuna da şöyle karşılık verdi: “evet, düşünüyorum. fakat kimi riske atayım diye düşünüyorum. dolayısıyla sevmediğim aktörleri çağırmak istiyorum.
Belki çehov'dan bazı kısa oyunları oynarız diye. 'amadeus' oyununda beraber rol aldığım büyük üstat selçuk yöntem'i çağırmayı düşündüm ama yaşı itibariyle şu anda ev hapsinde. bakmayın genç durduğuna”