Soyadını demir yolu yapımı projesindeki başarısından dolayı Mustafa Kemal Atatürk'ten alan Nuri Demirağ, anayurdu demirağlarla örme çabasıyla ilk adımları atmış, uçak fabrikaları kurmuş, ülkesi için her türlü yeniliğe öncülük etmiş iş adamıdır.
İlk muhalefet partisi olan Millî Kalkınma Partisi’nin de kurucusu olan Demirağ, 1886’da Sivas’ın Divriği ilçesinde doğdu.
Türkiye'ye birçok ilkleri yaşatan Nuri Demirağ, üç yaşındayken babasını kaybetti ve annesi tarafından yetiştirildi.
Türkiye’de ilk uçak fabrikasının kuruluşu, ilk sigara kağıdı üretimi, ilk yerli paraşüt üretimi gibi ilkleri gerçekleştiren, İstanbul Boğazı üzerine köprü yapılması, Keban’a büyük bir baraj yapılması düşüncelerini ilk kez gündeme getiren kişi olarak hatırlanan Nuri Demirağ’ın bu başarısının sırrı şüphesiz annesinin onu iyiye, doğruya, güzele yöneltmesiydi. Annesi, Nuri Demirağ’a babasız büyümenin eksikliğini hiç hissettirmedi.
Divriği Rüştiye Mektebi'nde ortaöğrenimini tamamlayan Nuri Demirağ, ortaöğrenimini bitirdiğinde üstün başarısı sebebiyle öğretmen yardımcısı olarak bir süre çalıştı.
1903'TE MEMUR OLDU
Okul hayatındaki başarısı ona iş hayatını erken sunsa Demirağ, eğitimi bırakmadı. Mal Müdürü olarak çalışacağı dönemde bir yandan da Maliye Mekteb-i Alisi’nde gece derslerine giderek yüksek öğrenimini tamamladı.
1903’te Ziraat Bankası’nın memurluk sınavını kazanıp devlet memuru olan Demirağ, 1910’da Maliye Bakanlığı’nın sınavlarına girdi ve maliye memuru oldu.
Beyoğlu Gelirler Müdürlüğü’nde memur olarak İstanbul’a atanan Demirağ, kısa süre sonra Hasköy Mal Müdürü oldı.
Kendine sürekli yeni şeyler katan Demirağ, maliyenin her kademesinde kendine bir yer buldu. Yükseköğrenimini de tamamladıktan sonra, 1918’de maliye müfettişi oldu.
Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış bir devletin memuru olduğundan hoş olmayan hareketlere maruz kalıyordu. Bu durumu içine kabullendiremeyen Demirağ, istifasını verdi.
1906’da Erzurum, 3 yıl sürecek bir kıtlığın içine girdi. Mühürzade Mehmet Nuri Bey, 1909’da depolarda bırakılmış buğdayları halka uygun fiyattan verdi fakat bu durum başına bela oldu. Kendi inisiyatifini kullanarak böyle bir satış gerçekleştirdiği için hakkında soruşturma açıldı, ama daha sonra aklandı.
TİCARETE ATILDI
Aynı yıllarda Mesude Hanım ile evlenen Nuri Demirbağ’ın bu evlilikten 2 erkek 6 kız olmak üzere toplam 8 çocuğu oldu.
Memurluktan istifa ettikten sonra ticaret yapma girişiminde bulunan Demirağ, 1918’de henüz yabancıların tekelinde olan sigara kağıdı ticareti işine girdi. Nuri Bey, Eminönü’nde küçük bir dükkan açarak ilk Türk sigara kağıdı üretimini başlattı.
‘’Türk Zaferi’’ adını verdiği bu sigara kağıtları, Kurtuluş Savaşı zamanlarını yaşayan Türk halkının büyük ilgisini gördü.
Ticarette de başarılı olan Nuri Demirağ’ın bir hedefi daha vardı. Bu da ülkeyi muassır medeniyetler seviyesine ulaştırmak. Bunun için ise gereken ülkeyi demir ağlarla dört baştan örmekti.
Demiryolu projesi için derhal harekete geçen Demirağ, 1926’da Samsun – Sivas demiryolu yapımını üstlenen Fransız şirketi işi bırakınca 7 kilometrelik kısım için ihaleye girdi ve cüzi bir fiyat karşılığında ihaleyi aldı. İşin geri kalan kısmı da Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk demiryolu müteahhidi olan Demirağ’a deneme süreci olarak verildi.
Bu işi çok benimsemişti. Ülkenin faydası söz konusuydu, bu yüzden çok istekliydi. Bu işi, çok çalışıp başarmalıydı. İlk işi tapu dairesinde mühendis olan kardeşi Abdurrahman Naci Bey’i memuriyet görevinden istifa ettirerek demiryolu projesine ortak etmek oldu. Mühürzade Mehmet Nuri Bey, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk demiryolu müteahhidi olmuştu.
ÜLKEYİ DEMİR AĞLARLA ÖRDÜ
Projeye kardeşi Abdurrahman Naci Bey’i de dahil eden Demirağ, her şeyi planladı. Kardeşi ile birlikte dört koldan çalışan Demirağ, 1012 kilometrelik Samsun – Erzurum, Sivas – Erzurum, Afyon – Dinar hattını 1 yılda bitirdi.
Mustafa Kemal Atatürk, 21 Haziran 1934 Soyadı Kanunu’ndan sonra, bu üstün başarısından dolayı Nuri Bey’e Demirağ soyadını verdi.
1931 yılında İstanbul Boğazı'na köprü inşası projesini başlatan yurtdışından uzmanlar getirerek incelemeler yaptıran Demirağ, San Francisco'daki Golden Gate Köprüsü ile aynı sistemde bir köprü inşa etmeleri için Golden Gate'i inşa eden firmayla anlaştı. Tüm hazırlıkları bitmiş olan projeyi 1934'te cumhurbaşkanı Atatürk'e sundu. Cumhurbaşkanı tarafından beğenilse de proje hükümetten onay alamadı ve proje gerçekleşmedi. Bu, Nuri Demirağ'da çok büyük bir hayalkırıklığı yarattı.
Döneminin en zengin iş adamı olan Nuri Demirağ’a bir gün uçak satın almak için başlatılan bir bağış kampanyasına katılması için teklif geldi.
Nuri Bey ise "Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Mademki, bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim." şeklinde bir cevap vererek o gün, uçak fabrikasını kurmak için çalışmalara başlama kararı aldı.
UÇAK ÜRETİLDİ
Deneme uçuşlarının yapılması için Yeşilköy’deki Elmaspaşa Çiftliği’ni satın alan Nuri Bey, buraya bir büyük uçuş sahası ve uçak tamir atölyesi yaptırdı. Uçuş sahası, Avrupa’nın en büyük havalimanı, Amsterdam Havalimanı büyüklüğündeydi.
Divriğî’de bir Gök Ortaokulu da açan Nuri Demirağ, Beşiktaş’taki uçak fabrikasında planörler ve uçaklar üretilmesi için de bir plan yaptı.
1936’da, ilk tek motorlu uçak üretilirken, 1938’de çift motorlu 6 kişilik ilk yolcu uçağı yapıldı.
İlk uçak siparişini Türk Hava Kurumu 1938’de verirken, 1939’da Nuri Demirağ, havacılık alanındaki çalışmalarına Türkiye’nin ilk yerli paraşüt üretimini yaparak devam etti.
Ülkesine yenilikler kazandırma konusunda sınır tanımayan Nuri Bey, ülkede adalet kavramının gelişebilmesi için tek partili yönetimin değişmesi gerektiği inancıyla siyasete adımını attı.
1945’te Türkiye’nin ilk muhalefet partisi Milli Kalkınma Partisi’ni kuran Demirağ, 1954 seçimlerinde Milli Kalkınma Partisi meclise giremediğinden adaylığını Demokrat Parti’den koydu. Bu seçim döneminde Sivas Milletvekili oldu.
Milletvekilliği görevi boyunca çölleşme, enerji, köprüler, barajlar, tarım ve hayvancılıkta yaşanan gerileme hakkında çalışan Demirağ, şeker hastasıydı. 13 Kasım 1957’de şeker nedeniyle hayatını kaybetti. Demirağ’ın naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.