Yapılan söz konusu teklifle iyonlaştırıcı radyasyona ve nükleer enerjiye ilişkin faaliyetleri ve yaptırımları uygulayabilme yetkisini haiz Nükleer Düzenleme Kurumu’nun yetki, sorumlulukları ile nükleer zararlar hakkında hukuki sorumluluk rejiminin belirlenmesi amaçlanıyor.
Komisyondan geçen kanun teklifine göre;
Nükleer zararlara ilişkin hukuki sorumluluk hükümlerinin uygulanmasında yer verilmeyen tanımlar var ise bu konuda Paris Sözleşmesi'nde yer alan tanımlar esas alınacak.
Nükleer enerji ve nükleer maddelerle ilgili herhangi bir faaliyeti yürütecek gerçek veya tüzel kişiler, Türkiye'nin taraf olduğu nükleer güvence ile ilgili uluslararası anlaşma ve sözleşmelere uymakla yükümlü olacak.
Nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyona ilişkin faaliyetler ve bu faaliyetlerle ilgili kişi, tesis, cihaz ve maddeler de düzenleme kapsamında yer alacak.
Düzenlemeyle nükleer enerji faaliyetleri de genel ilkeler ile belirleniyor.
Nükleer enerji ve radyasyona ilişkin faaliyetler ile bu faaliyetlerle ilgili kişi, tesis, cihaz ve maddeler güvenlik, emniyet ve nükleer güvence açısından düzenleyici kontrole tabi olacak. Düzenleyici kontrole ilişkin verilecek muafiyetler ile bu muafiyetlerin sınır ve koşulları, güvenlik ve emniyetle ilgili gerekleri karşılayacak şekilde, dereceli yaklaşım esas alınarak Nükleer Düzenleme Kurumunca yönetmelikle belirlenecek.
Çalışanların, halkın, çevrenin ve gelecek nesillerin radyasyona maruz kalma riskini içeren her türlü faaliyette; faaliyetin bireysel veya toplumsal açıdan fayda sağlaması, faaliyet nedeniyle maruz kalınabilecek radyasyon dozlarının mümkün ve makul olan en düşük düzeyde tutulması, bu radyasyon dozlarının Nükleer Düzenleme Kurumunca belirlenen doz sınırlarını aşmaması ilkeleri esas alınacak.
Çalışanların, halkın, çevrenin ve gelecek nesillerin radyasyona maruz kalması riskini doğuracak her türlü faaliyete ilişkin bu riskten etkilenebilecek kişilerin bilgilendirilmesi esas olacak.
Düzenleme kapsamındaki faaliyetlerde güvenlik ve emniyet öncelikli olarak sağlanacak.