'Hayatın neresinden dönersen kardır' sözlerini kullanan Nilgün Marmara, intihar ederek hayatına son verdi. Ölüm yıl dönümde anılan ve sosyal medyada hakkında birçok paylaşım yapılan Nilgün Marmara'nın kim olduğu da araştırılmaya başlandı. Peki, Nilgün Marmara kimdir? Nilgün Marmara boyu kaç, kilosu kaç ve aslen nereli? Nilgün Marmara sevgilisi, eşi kimdir? sorularının yanıtı haberimizin detayında...
NİLGÜN MARMARA KİMDİR?
13 Şubat 1958 yılında Kadıköy'de dünyaya gözlerini açan Nilgün Marmara'nın babası muhasebe müdürüydü. Annesi Viden'den İstanbul'a göçmüş olan Nilgün Marmara'nın babası Bulgaristan göçmenidir.
Kadıköy Maarif Koleji'nde lise eğitimini tamamlayan Nilgün Marmara, İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandı ancak okulu bırakıp yeniden sınava girdi. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanan Nilgün Marmara, 'Sylvia Plath'in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi' tezi ile üniversiteden mezun oldu.
Üniversiteden mezun olan Nilgün Marmara, Marmaris'te bir tatil köyünde çalışarak iş hayatına atılırken sekreterlik ve Mısır Konsolosluğu'nda memur olarak görev almıştır. Memurluk görevi kısa süren Nilgün Marmara, arkadaş ortamında tanıştığı Kağan Önal ile dünyaevine girdi. Eşinin işi gereği 16 ay Libya'da yaşayan Nilgün Marmara Sylvia Plath'in şiirinden etilendi ve 29 yaşında intihar ederek hayatına son verdi.
NİLGÜN MARMARA ŞİİR ÖRNEKLERİ
DÜŞÜ NE BİLİYORUM
Kimdi o kedi, zamanın
eşyayı örseleyen korkusunda
eğerek kuşları yemlerine,
bana ve suçlarıma dolanan?
Gök kaçınca üzerimizden ve
yıldız dengi çözüldüğünde
neydi yaklaşan
yanan yatağından aslanlar geçirmiş
ve gömütünün kapağı hep açık olana?
Yedi tül ardında yazgı uşağı,
görüldüğünde tek boyutlu düzlüktür o
ve bağlanmıştır körler
örümcek salyası kablolarla birbirine
sevişirken,
iskeletin sevincini aklın yangınına
döndüren, fil kuyruğu gerdanlıklarla.
Yine de, zaman kedisi
pençesi ensemde, üzünç kemiğimden
çekerken beni kendi göğüne,
bir kahkaha bölüyor dokusunu
düşler marketinin,
uyanıyorum küstah sözcüklerle:
Ey, iki adımlık yerküre
senin bütün arka bahçelerini
gördüm ben!
YİTİK KAYNAK
Unutuş bir kaynak olmalı,
Yeni’yi her an’a yaymak için.
Ben sana olmalıyım,
Bana sen bir kaynak.
Görüyorum geç, kıyım çok yakın!
Biliyorum artık mut uzaklığını.
Sen yüzümü götürmüyorsun,
Kendi gözünü bile!
Gerçek bilinsin, diliyoruz,
Düz, eğri, çapraz ya da değirmi.
Güzeldir açığa çıkışı yüreğin,
Sen bil ki, ben de seveyim!
KUŞ KOYSUNLAR YOLUNA
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu.
Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer...
Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına
aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!
Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.