Boğaziçi Üniversitesi’nin sosyal, beşerî ve fen bilimlerini kapsayan ve son 4 yıldır “Açık Ders” adı altında düzenlenen seminerlerinin Eskişehir’deki ilk dersi 19 Şubat’ta gerçekleşti. Tekfen Holding desteğiyle Tepebaşı Belediyesi 23 Nisan Çocuk Sanat ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen derste, “Çocuk ve Ahlak: Çocuklukta Ahlaki ve Toplumsal Sorgulamanın Gelişimi” başlığıyla Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi öğretim üyesi Dr. Melike Acar, Eskişehirlilerle buluştu.
Türkiye’nin en köklü eğitim kurumlarından Boğaziçi Üniversitesi ve Tekfen Holding iş birliğiyle halka açık ve ücretsiz olarak düzenlenen “Açık Ders” etkinliklerinin Eskişehir programı “Her Yönüyle Çocuk” konusunu ele alıyor. İlki 19 Şubat’ta Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin katkılarıyla Tepebaşı Belediyesi 23 Nisan Çocuk Sanat ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen dersin konusu “Çocuk ve Ahlak” oldu. Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi öğretim üyesi Dr. Melike Acar tarafından verilen derste “Çocuklar için adil olmak ne anlama geliyor?”, “Çocuklar ayrımcılık ve hak ihlallerini nasıl değerlendiriyor?” gibi sorular odağında çocuklukta ahlaki ve toplumsal sorgulamanın gelişimi ve velilerin bu konuda neler yapabileceği ele alındı.
Sunumuna çocuk ve ahlak kavramlarını tanımlayarak başlayan Dr. Melike Acar, ahlak anlayışının çocukluktan yetişkinliğe geçerken aşamalı bir şekilde geliştiğinin altını çizdi: “Yapılan araştırmalar çocukların önemli bir bölümünün etnisite, toplumsal cinsiyet, din, dil, ırk, engel durumu gibi nedenlerle dışlanmayı ve ayrıma maruz kalmayı ahlaken olumsuz şekilde değerlendirdiğini ve dışlanma pratiğinin çocukların sosyal bağlamı değiştikçe farklılaştığını gösteriyor. Çocuklar bu değerlendirmeyi yaparken ahlak kavramını ‘ötekine nasıl davranıldığı’ çerçevesinden anlıyorlar ve sandığımızdan daha yüksek bir muhakeme becerisini sahipler. Ahlakın diğer toplumsal kurallardan ve kişisel tercihlerden farklılıklarını ortaya koyabiliyorlar.”
Dr. Melike Acar, 6 yaş grubuyla cinsiyete ve etnisiteye bağlı dışlanmayla ilgili yaptığı bir araştırmada, çocukların büyük bir bölümünün dışlanmayı olumsuz bulduğu sonucuna ulaştıklarını da katılımcılarla paylaştı. Daha önce otizmli çocukların dışlanmasıyla ilgili yaptıkları başka bir araştırma hakkında da katılımcılara bilgi veren Acar, “Konuştuğumuz çocuklara kendi yaşlarında otizmli bir arkadaşlarını dışlamayı nasıl değerlendirdiklerini sorduk ve çoğunluğu otizmli arkadaşlarının üzüleceğini öne sürerek bu dışlanmanın uygun olmadığını söyledi,” ifadelerini kullandı.
“ANNE BABALAR MÜKEMMEL OLMAK ZORUNDA DEĞİL”
Çocukların dışlama pratiğini öğrenmesinde yetişkinlerden öğrendiklerinin de etkili olduğunu vurgulayan Dr. Acar, “Çocuklar yetişkinin yetişkin olduğunu biliyorlar ve onlardan bu doğrultuda bir ahlaki sorgulama bekliyorlar. Öğretmenlerin ya da ebeveynlerin dışlamaya karşı gelmemesi çocukları da olumsuz etkiliyor,” sözleriyle ebeveynlerin bu konuda neler yapabileceğini aktardı. Acar’ın sunumunu bitirmesinin ardından katılımcılar çocuklarıyla yaşadıkları deneyimleri paylaşarak çocukların ahlaki gelişim süreçlerinde neler yapabileceklerine dair sorular sordular.
Katılımcıların sorusu üzerine iyi ebeveyn olmanın eğitimli olmakla ilgili olmadığını vurgulayan Dr. Melike Acar, “Ebeveynlik eğitimi aslında anne-babanın eğitimli olmasıyla ilgili değil. Anne babalar mükemmel olma eğiliminde ama çocukla birlikte hata yapabilmek çok önemli. Aslında nasıl bir insansanız öyle bir ebeveyn oluyorsunuz. Örneğin siz arabaya bindiğinizde emniyet kemerinizi takmıyorsanız çocuğunuza takması için ne derseniz deyin nafile olacaktır,” ifadelerini kullandı.
Son Dakika Kadın Haberleri için aşağı kaydırınız.