Aynı topraklarda oprtaya çıkmış üç büyük dinin ikisinde, islam'daki gibi bir kurban bayramı ibadetinin olmamasının sebebi ne olabilir? gelin bir bakalım.
Hristiyanlık ve musevilik gibi iki büyük semavi gelenekte kurban bayramı olmaması, hz. ibrahim'in hikayesinin kur'an ile eski ahit'te farklı biçimde anlatımından kaynaklanan bir durumdur.
Hristiyanlık ve musevilik gibi iki büyük semavi gelenekte kurban bayramı olmaması, hz. ibrahim'in hikayesinin kur'an ile eski ahit'te farklı biçimde anlatımından kaynaklanan bir durumdur.
eski ahit: hristiyan kutsal kitap kanununun ilk bölümünü oluşturan, fakat esas olarak ibranice kutsal kitap'ın yirmi dört cildine dayanan kutsal metin.
eski ahit'te kurban edilmeye götürülen oğul ishak iken, kur'an'a göre ismail olduğu düşünülmektedir ancak net bir isim verilmemiştir. ayrıca kurban olayının gerçekleştiği yer de mekke değil, kudüs'teki moriah dağı, yani harem-üş şerif'dir. öte yandan, yahudilik öncesi gelenekte ilk doğan erkek kurban edildiğinden kurban edilecek çocuğun ismail olması daha mantıklı görüşü hakimdir.
Bu durumun bir yorumuna göre yahudi ve hristiyanlar ishak'ın soyundan geldiğini düşünürken, islam ismail'in soyundan geldiğimiz kabulüne dayanmaktadır. bu sebeple de kurban bayramı müslümanlığa özgü bir bayram halini almıştır. her iki bayramın da zaten islam öncesi var olan bahar ve yaz festivallerinin islam'a uyarlanmasından doğduğu düşünülür.
Öte yandan, musevilikte hayvan kurban etme geleneği de vardır ama süleyman tapınağı'nın yıkılmasıyla askıya alınmıştır ve ancak mesih yeryüzüne döndüğünde yeniden uygulanacaktır.hristiyanların kurban geleneğini ortadan kaldırması ise hz. isa'nın en büyük ve nihai kurban olarak kendini insanlık için feda ettiği inancına dayanır, ondan sonra hiçbir hayvan kurbanının anlamı kalmamıştır.
kurban geleneğinin kökenine gelirsek
U gelenek aslında semavi dinler öncesinde ilk doğan çocuğun (bazen de ilk erkek çocuğun) bereket ve korunma için pagan tanrılarına kurban edilmesi şeklinde başlamıştır. örneğin fenikeliler bir savaşı kaybedeceklerini fark edince tüm çocukları bir kuleye toplayıp, ağızlarına şeker doldurup kuleyi ateşe vermişler ve ne hikmettirse savaşın da talihi bundan sonra dönmüştür. zaten eski yunanistan'da da hayvan kurbanı var, örneğin homeros'un ilyada destanında agamemnon 100 öküz kurban eder, tanrıça artemis razı olmayınca da mecburen kızı iphigenia'yı kurban eder ki rüzgar dönsün, savaşa gidebilsinler.
Ayrıca içilen içkiden biraz yere dökülerek tanrılara ikram etme geleneğine de latincede "libatio" deniyor. yani şarabın bile kurbanı var. kaldı ki, artık popüler kültürün bir parçası haline gelen "günah keçisi" de kurbanla kefaret bulmak için sürdürülen bir gelenekmiş. orta asya türkleri ise kurban olarak beyaz bir ata rengarenk süsler bağlayıp sonra kurban etmek yerine azad ederlermiş.
Aslında hz. musa'nın on emrinin ilk halinde birinci madde "rahimden ilk doğan benimdir" şeklindeymiş. daha sonra revize edilerek "tanrı'nın adını gereksiz yere ağzına almayacaksın" şekline dönüşmüştür. çünkü ilk halinde hala infantisid geleneği sürüyormuş.
Çocuk kurbanı bir yandan hayvan kurbanına dönüşürken, ilk çocukları kurban etmenin epey bir insan gücü ziyanlığı olmasının anlaşılması sonucunda bu ritüel bir diğer yandan da erkek çocukların sünnet edilme geleneğine dönüşmüş, zira sünnet de sembolik bir kurban etme törenidir. musevilikte sünnetin doğar doğmaz yapılması da bu ilk doğan erkeği veya çocuğu kurban verme geleneğine daha yakın bir dönemde yaşamalarındandır. hatta bizdeki kirve geleneği pagan rahibinin rolünden evrilirken, sünnet olurken çocukların ağzına lokum doldurulması da ta fenikeliler'den kalma bir gelenektir.