Furkan Yazıcıoğlu, CNN Türk'te yayınlanan "Ne oluyor?" programına gazeteciler Göksu Öngören ve Nedim Şener'in sorularını yanıtladı. Furkan Yazıcıoğlu, programda helikopterin radardan nasıl çıktığını da tek tek anlattı.
Furkan Yazıcıoğlu'nun açıklamalarında şu ifadeler yer aldı:
''BYLOCK YAZIŞMALARINDA SUİKAST İLE İLGİLİ BİR BÖLÜM VAR''
Yapılan çalışmalarda Bylock yazışmalarında bizim olayımız ile alakalı suikast ile ilgili bir bölüm var. Burası çok önemli daha sonraki bu Abdullah Önder ve Kamil Bakum'un itiraflarında da bunlar görüldü ve kabul edildi. Şimdi burada bu cihazı söken askerlerin avukatlıklarının üstlenilmesi noktasında bir asker imamdan talimat geldiği emir geldiği bu emrin uygulandığı daha sonra dosya Malatya Özel Yetkili Savcılıktan alınıp tekrar Maraş'a gönderildiği dönemde bu ilişkinin ortaya çıkmasından endişe edildiği ve bu endişenin ortadan kaldırılması için apar topar o dönemin (bölge imamı) Türkiye imamı olan Kocakurt'a gidildi (Barbaros Kocakurt'a gidildi) ve bunun da hızlı bir şekilde kendi ifadeleriyle Bylock'ta geçen ifadelerle büyüklerine ilettikleri büyükte FETÖ elebaşı bunun Amerika'ya gidilerek bizzat Amerika'ya gidilerek görüşüldüğü derhal avukatlığın ellerinden çektirilmesi talimatının gittiği ve FETÖ elebaşının sürecin en sıkıntılı aşamalarından biriydi diye ifadede bulundu.
''TEREYAĞINDAN KIL ÇEKER GİBİ HALLETTİK DİYORLAR''
Bunların hepsi Bylock yazışmalarında sabit ortaya çıkarıldı ve adeta bu işi tereyağından kıl çeker gibi hallettik diyorlar. Kendi aralarında Bylock yazışmalarında tereyağından kıl çeker gibi hallettik diyorlar tabi FETÖ elebaşının talimatlarıyla. Şimdi şöyle Muhsin Başkan tabi 12 Eylül yaşamış o çileyi çekmiş o zor zamanları görmüş bir lider. Böyle bir liderden de tabi etrafında arkasında çok yazılı bir şey bırakmasını beklemezsiniz başkanın tarzında öyle bir şey yoktu ama evet başkana ait bir çanta yok yani normalde olan ama şu an bizim elimizde olmayan bir çanta var. Evet bir kayıp çantamız var, içeriğini bilemiyoruz tabi yani çantanın içerisinde ne olduğunu bilemiyorum.
''SAVCILIK MAKAMLARINA ÖRGÜT İÇİNDE ÖRGÜT TALİMATLARI GİDİYORDU''
Cevabı çok basit çünkü örgüt çözülmeye başlıyor buna mecburlar bu itiraflarda bulunmak zorundalar artık. Şimdi şöyle dosyanın ilk dönemlerinde biz en başta şunu istedik biz ne varsa savcılık marifetiyle dosya kapsamına sokacağız biz elimize ne geliyorsa onu sokacağız dedik bugün geldiğimiz noktada da aynısını yapmaya devam ediyoruz. Bize gelen ne varsa ne bulduysak dosya kapsamına sokuyoruz. O tarihlerde de bu yönlendirmeler marifetiyle medya üzerinden yönlendirmelerle aslında savcılık makamlarına örgüt içinde örgüt talimatları gidiyordu. Baktığımız zaman bunun karşılığı cevabı bu.
''İKİ JET UÇUYOR AMA RADARDA TEK JET OLARAK GÖRÜLÜYOR''
Gördüğümüz şu; orada eylemde operasyonda bulunmuş ana üç tane jet görüyoruz. Bu jetlerden bir tanesi operasyonu yapıyor. İki tane jet var burada ve alt alta uçuş yapıyorlar. Birbirlerine 80 metre daha yakın uçuş yapıyorlar. Bunu yapmalarının sebebi altta kalan jetin radarda görünmemesi. İki jet uçuyor ama radarda tek jet olarak görülüyor. Alttaki jet kopup dalışa geçiyor dalışa geçtikten sonra helikopterin üzerine bir bindirme yapıyor. Tekrar radarda göründüğü noktada da ses hızını aşmış bir şekilde tekrar görüyoruz onu.
Bizi izleyenler yanlış anlamasınlar. Helikopterin öyle dibinden geçmesine falan gerek yok. Bunlar çok güçlü makineler. Savaş jeti bunlar. Sivil bir helikopteri çok rahat bir biçimde yaprak gibi atabilecek bir güce sahip. Etki mesafesi çok uzun. Birkaç metre yukarıdan bu eylemi bulunması bile bu hava koridorunu bile bile türbülans oluşturup helikopterin kontrolünü pilotun elinden almasına yetiyor. Ve bunu yaptıktan sonra tekrar tırmanışa geçiyor. Biz o tırmanışa geçtiği noktada da radarda onu ses hızını aşmış bir şekilde görüyoruz.