Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Fatih Ölmez, 1 ve 7 Nisan
tarihleri arasında Ulusal Kanser Haftası kapsamında, meme kanserine dikkat
çekmek için doğru bilenen yanlışlar hakkında uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Ömer Fatih Ölmez, toplumda meme kanserine karşın
doğru bilenen yanlışların oldukça fazla olduğuna dikkat çekerek,’ Bunlardan
ilki memede kitle ele gelirse, bu kanserin olduğunu gösterir inancıdır.
Öncelikle meme kitlelerinin çok küçük bir yüzdesi malign veya kanseröz değişime
uğrar. Bu kitleler yüzde 80 ila 85 olasılıkla kist veya kanser olmayan iyi
huylu kitlelerdir. Fakat ele gelen kitle olduğunda, doktora muayene için gitmek
hala çok önemlidir" dedi.
MEMOGRAFİ KANSERİ YAYMAZ
Memografinin kanserin yayıldığına inanıldığına dikkat çeken
Prof. Dr. Ölmez, Mamografi veya memenin X-ray filmi çok düşük dozda radyasyon
içerir ve kanserin yayılmasına neden olmaz. Mamografi kanserin daha erken tanı
almasına ve erken tedavi ile daha iyi sonuçlara neden olur. Mamografi 50
yaşından sonrası için sağ kalımı artıran (%35) önerilen bir tarama yöntemidir.
Öte yandan tümörlü dokuya biyopsi yapmak kanserin yayılmasına neden olur
düşüncesi doğru değil. Tümör biyopsisi yapmanın kanserli hücrelerin yayılmasına
neden olduğu ile ilgili bilimsel kanıt yoktur’ İfadelerini kullandı.
BRCA1-BRCA2 MUTASYONU KESİN SONUÇ DEĞİLDİR
Kanserin genetik yapıdan geldiği inancına da değinen Prof.
Dr. Ömer Fatih Ölmez, ‘Dördüncü ise ailende olması senin de meme kanserine
yakalanacağını gösterir inanışıdır. Meme kanserinin ailesel bağlantısı kişinin
daha yüksek oranda kansere yakalanmasına neden olabilir ancak aile öyküsü
olanların sadece yüzde 10 kadarı meme kanserine yakalanır. Diğer yandan senin
DNA yapında BRCA1 veya BRCA2 gen mutasyonu varsa meme kanserine yakalandın
demektir düşüncesi de çok yanlış. Bu mutasyonları taşıyan herkes meme kanserine
yakalanmaz. Fakat bu mutasyonları taşıyan kadınlar diğerlerine göre 5 kat fazla
meme kanser riski altındadır. Altıncı doğru bilinen yanlış ise daha küçük meme
dokusuna sahip olmanın meme kanseri riskini azaltmasıdır. Meme kanseri için
meme dokusu önemli değildir. Meme kanseri meme kanal ve lobül yapılarından
gelişir ve bütün kadınlar aynı miktarda bu hücrelere sahiptir’ diye konuştu.
ERKEKLER DE RİSK ALTINDA
Meme kanserinin sadece kadınlarda meydana geldiği inancının
en büyük yanlış olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ölmez, Meme kanseri erkeklerde
de görülür. Erkeklerdeki mortalite oranları kadınlara göre daha fazladır çünkü
erkekler tarafından bilinmediğinden geç tanı alır. Sekizinci inanış ise meme
kanserini önlemeyle ilişkili. Ancak meme kanserine neyin neden olduğunu tam
olarak bilmediğimiz için meme kanserini tam olarak engelleyemeyiz. Fakat
obezite, kötü beslenme, sigara, alkol ve inaktif yaşam tarzı riskinizi artırır,
düzenli takip ve tarama riskinizi azaltır. Bir diğer yanlış inanış da genç
kadınlar meme kanser riski için tedirgin olmasındır. Üzgünüz ki, metastatik
meme kanser vakaları 25-39 yaş grubunda artmaktadır. Meme kanseri 40 yaşından
sonra daha sık olmakla birlikte genç hastalar da risk altındadır. Onuncu doğru
bilinen yanlış da ter önleyici ve deodorantların meme kanserine neden olduğu kanısıdır.
Bu ürünlerin meme kanserine neden olduğuna dair bir bağlantı yoktur. Son olarak
sütyen giymenin meme kanser riskini arttırdığı inancı da ilginçti. Çünkü meme
kanseri ile sütyen arasında bir ilişki yoktur.