Melatonin hormonunun insan sağlığına etkileri hakkında konuşan Diyetisyen Gizem Gençyürek, "Melatonin seviyesi normalden fazla düşerse, hastalıklara yakalanma riski artar, yaşlanma süreci hızlanır'' dedi.
Melatonin eksikliğinin nedenlerine değinen Gençyürek şunları kaydetti: ''Yetersiz uyku, stres, huzursuzluk durumları melatonin eksikliğini tetikler. Alkol, sigara, aşırı kahve tüketimi ile bazı ilaçlar da melatonin hormonu üretimini baskılayabiliyor. Tüm yaşamsal fonksiyonlarımızı yakından ilgilendiren, vücudumuz için çok önemli bu hormon için karanlık bir ortama ihtiyacımız olduğu gibi, triptofan açısından zengin besinlerin beslenmemiz de önemli.''
MELATONİN İÇİN UYKU DEĞİL KARANLIK ŞART!
Diyetisyen Gençyürek, uyuyamamanın melatoninin ritmini değiştirmediğini, loş ışığın salgı düzeyini etkilemediğini belirterek, "Ancak melatonin tedavisi hem gerçek hayatta hem de reanimasyon koşullarındaki 'jet lag' etkisinin hafifletilmesinde kullanılır. Yapılan çalışmalar, uygun şekilde ayarlanmış melatonin tedavisiyle hem doğu hem de batı yönündeki 'jet lag' etkisini ortalama yüzde 50 oranında azaltabildiğini gösteriyor. Melatonin salınımının uyku üzerine etkisi; total uyku süresinden çok, uykunun başlangıcı, kalitesi ve latent evresi ile ilgili. Melatonin salgısı için uyku şart değil, karanlık yeterli" diye açıkladı.
MELATONİN DÜZEYİ YAŞA GÖRE DEĞİŞİYOR!
Kandaki melatonin düzeyinin kişinin yaşına göre değiştiğini ifade eden Gençyürek, "Yenidoğan bir bebekte kan melatonin düzeyi düşük olur. Üçüncü aydan sonra melatonin düzeyi ritmik özelliğini kazanır. Melatonin anne sütüne geçebildiği için, anne sütü ile beslenen bebeklerin diğer yollarla beslenen çocuklara göre sirkadiyen organizasyonları daha hızlı gelişir. En yüksek melatonin düzeyinin yaşamın üç ile beşinci yılları arasında olduğu saptandı. Literatürde, yaşlılıkta gece melatonin salınımının azaldığını belirten çalışmalar mevcut. Melatonin seviyesinde çocuklarda ve ergenlerde görülen azalmanın vücut ağırlığıyla ve vücut hacmi ile ilişkili olduğu fakat daha ileri yaşlarda bu ilişkinin devam etmediği bildirildi. Çocuk ve ergenlerin kan melatonin düzeyleri ile vücut ağırlıkları arasındaki bu negatif ilişki, belirtilen yaş aralığında kan melatonin seviyesinde gözlenen azalmanın vücut hacminin artmasından kaynaklandığını düşündürüyor" diye belirtti.
Melatoninin sentezlenmesini en önemli şartına değinen diyetisyen gece boyunca gözlerin yapay ışığa maruz kalmasının, melatoninin sentez ve salınımında hızlı bir düşüş yaşatacağını vurguladı.
MELATONİN EKSİKLİĞİ NASIL GİDERİLİR?
Besinlerin melatonin salınımında kilit bir rol oynadığını dile getiren Gençyürek, "Başta kızılcık olmak üzere vişne, papatya, anason, fındık, badem, cevizde yüksek miktarda melatonin bulunur. Bunların dışında, balık, peynir, muz, çilek, elma, portakal, böğürtlen gibi meyveler de melatonin açısından önemli. Fıstık, Antep fıstığı, kestanenin yanı sıra patlıcan, ıspanak, brokoli, bezelye, lahana, soğan, domates, mantar, karnabahar, kabak patates ve salatalık gibi sebzeler de tüketilmeli. Kuru fasulye, barbunya fasulyesi, nohut gibi bakliyatlar ile birlikte susam, keten tohumu, deve dikeni, rezene, anason, çemen, hardal ve sarı kantaron gibi gıdalar da melatonin hormonu salgısını artırırlar. Bu gıdaların akşam saatlerinde tüketimi ayrıca fayda gösterir. Bir fincan şekersiz papatya çayı ve 10 adet çiğ badem, melatonin salgısı için örnek bir gece ara öğünü (saat 21.00 ila 22.00 arası) olarak gösterebiliriz." diyerek açıklamalarını sonlandırdı.