Son haftalarda reytingleri alt üst eden trt'nin yeni dizisi masumlar apartmanı, gerçek hikayesi ve karakterleriyle ses getirdi. biz de ayrıntılı olarak ele aldık.
Uyarı: spoiler içerir.
diziden çıkarımları ilk iki bölüm üzerinden anlatacağız. ana hikaye, anneleri obsesif ve depresif olan dört kardeşi anlatıyor ve her birinin de farklı ruhsal rahatsızlıkları var.
safiye karakteri anne gibi obsesif ve depresif bir karakter
Ezgi mola'nın oynadığı safiye karakteri de yine anne gibi obsesif ve depresif bir karakter. temizlik takıntısını zaten izler izlemez görüyorsunuz. diziyle ilgili beğendiğimiz bir nokta da obsesif bozukluk ile cinsellik-suçluluk temalarının ilişkisini gayet yerinde işlemeleri oldu. safiye ilk regl olduğunda annesinin vermiş olduğu tepki olsun, inci ile han'ın geceyi beraber geçirmeleri konusunda safiyenin verdiği tepki falan hep cinsellik ve pislik arasındaki bağlantıyı işaret ediyor.
Yani burada safiye'nin asıl iğrendiği şeyin toz pas değil de hem kendi içinde hissettiği hem de etrafında gördüğü dürtüler olduğunu farkediyoruz. depresif kısmını şu şekilde ele alabiliriz ; bu karakter yas tutuyor. yasta bazen kaybedilenin içe atımı olur onu yaşıyor resmen. ölen annenin kıyafetlerini giymesi hatta direkt onun yerine geçmesi gibi, anneyi içe atmış karakter. kardeşlerine o bakmış, annenin her şeyini taklit ediyor vesaire, evin kadını olmuş diyebiliriz.
İki bölümdür de han karakterine 'sen evin erkeğisin, evin direğisin' gibi şeyler söylemesi de neden inci'yi bu kadar kıskandığını neden bu kadar olay çıkardığını açıklıyor. inci evin erkeğinin aklını çelip evin kadınından ayıran 'pis kadın' olmuş oluyor. her şeyi dört kere yıkamasının da dört kardeş olmalarıyla ilgili bir yere çıkacağını düşünüyoruz.
Gülben karakteri de başta obsesif gibi görünse de aslında öyle değil
Han'ın arkadaşı eve geldiğinde ona gösterdiği romantik ilgiden, kapıyı açarken banyo ve salon arasında terlik değiştirmeye gerek duymamasından, adam eve girip çıkarken her yer pislendi diye dellenmemesinden obsesif olmadığını anlıyoruz. bu karakterin sürekli temizlik yapmasının sebebi pis olduğunu düşünmesi değil de ablasının öyle istemesi veya ablasının kızacağından korkması olduğunu düşünüyoruz.
Zaten ilk bölümün başında altına kaçırma problemi olduğunu görmüştük. altına çiş kaka yapma obsesif annelerin çocuklarında daha çok görülen bir durumdur. bir nevi bilinçdışı bir tepki aslında, 'senin temizliğinin içine böyle ederim' demek gibi bir şey olabilir. gülben'de olan da biraz buna benziyor zira ona annelik eden büyüten kişinin safiye olduğunu biliyoruz.
Han ise yetişme çağlarını genelde evden uzakta geçirdiği için nispeten sağlam dursa da, onun da istifçilik ve çöp toplama gibi huyları var
İkinci bölümün sonunda küçükken kendisi için çok değerli olan kurşun askeri, annesinin 'öbür türlü büyüyemezsin' diye çöpe attığını ve oyuncağını çöpte bulduğunu söylüyor. bu durum çöp toplama huyuna açıklama getiren bir nokta oldu. parası pulu kariyeri olan bir adam gece vakti çöplerde ne arıyor sorusuna çocukluğunda kaybettiği bir şeyleri arıyor diyebiliyoruz. ama bana kalırsa sadece bu şekilde açıklayamayız.
Han'ın çöp toplama olayı da aslında gülben'in altına işemesi gibi safiye'nin aşırı titizliğine bir tepki, bir meydan okuma diye düşünüyorum. safiye'den yayılan ilgiyi ve enerjiyi han da hissediyor.zaten ikinci bölümün sonunda safiye kendisine inciyle görüşmesinden rahatsız olduğuna dair imalarda bulunduktan hemen sonra çöp toplamaya çıkıyor. bu hareketin anlamı biraz da "ne yapmaya çalıştığını biliyorum ama bunun içine düşmeyeceğim" demek gibi, o istemediği durumdan kaçmak için en uca koşmak gibi bir şey diyebiliriz. aslında tam tersi bir şeyler yaparak safiye'den de onun uygunsuz tutumundan da ayrışmaya çalışıyor . tabi bunu yaparken de safiye'nin ikame ettiği asıl kişiye, anneye de meydan okumuş oluyor. bu durum "sen bana bir şey dayattın, benden bir şey aldın ama ben onu aramayı bırakmıyorum" diyor.
Neriman'ın görünen sorunu ise kendini tırmalayıp zarar vermesi
Bu hareketi iki kez yaptığını gördük. ilki okulda hoşlandığı çocuğun notunu ablası bulup kızdıktan sonra, ikincisi de komşunun oğlunun verdiği keki yiyip ablası da bunu anlayıp kızdıktan sonra. burada da yine bu hareketin karşı cinsle, cinsellikle ilgili bir şeylerden sonra geldiğini görüyoruz. safiye'de aşırı temizlenmeyle arınılmaya çalışılan bu 'kirlenmişlik' hissi, neriman'da cezalandırılması gereken bir şey olarak yer bulmuş. bu yaraları vücudunun görünmeyecek yerlerine değil de görünen bileklerine yapması ise aslında abisi görsün ve bir şeyler yapsın diye bir yardım çığlığı olarak göze çarpıyor.
İnci ise bir çeşit tekrarlama zorlamasının içine düşmüş gibi duruyor
Alkolik babasının annesini terk ettiğini biliyoruz. o da kendine alkolik bir sevgili bulup onu onarmaya düzeltmeye çalışırken aslında kendisinin de dediği gibi çocukluğuyla ilgili bir şeyi düzeltmeye çalışıyor. inci karakteri genel olarak bir kurtarma fantezisi yaşıyor. alkolik sevgilisini yola getirecek, dedesinin kırık dökük kız evlat travmasını süper bir kız evlat olarak iyileştirecek, evi çekip çevirecek falan herkese yetebilir her şeyi değiştirebilir biri olduğu yanılgısı içinde gibi duruyor. sevgilisinden ayrılma sebebi ise bu yanılgının onun hala alkolik olduğu gerçeğiyle yüzüne çarpıp durması oluyor.
Zaten o yüzden ilk bölümde han hastanede doktora alkol kullanmadığını söyleyince yüzü gülüyor ve han'a bu kadar çabuk aşık oluyor. yine o yüzden artık dedesine yalan söyleyerek ya da karşı çıkarak hayatını yaşamaya çalışıyor. çünkü kırık dökük şeyleri alıp onarmaya çalışmaktan yorulmuş. ama işte kadere bakın ki iki günde kendini kaptırdığı adam da kırık dökük biri çıkıveriyor. üstelik daha ilk günden han'ın aşırı sorunlu ablasıyla yüzleştiği halde, hastane han'ın neden bu kadar gerildiğini o evin sorunlu bir ev olduğunu bildiği halde ona aşık oluyor. hatta eve taşınırken sahnede kendi ağzıyla diyor han'a "allah sana da hayatına girecek kişiye de kolaylık versin" diye. ne kadar tersini istese de bilinçaltında bir şeyler çekiyor onu sorunlu insanlara, belki de istemsizce tamir etmek ümidiyle, ve hemen bu sorunların içine kendini atıveriyor.
Dizinin ilk iki bölümü üzerinden karakter çıkarımlarımız şimdilik bu yönde, ilerleyen dönemlerde karakterler daha da içimize sinecek bir hal aldığında farklı çıkarımlar yapmak elbette mümkün, ancak dizin bu haliyle sade ve içindeki dramı izleyiciye net bir biçimde geçirebilmesi diziyi izlenebilir kılıyor.