Fenikeliler gibi bir denizci milletin hüküm sürdüğü toprakları, Doğu Akdeniz’e de komşudur. Suriye ve İsrail devletiyle de komşudur. Burada % 5 azınlık Ermeni asıllıdır. Geri kalan çoğunluk Arap’tır. O sebeple, Ermenice de ikinci bir dil şeklinde kabul edilir.
1975 yılında, İsrail’le yaşanan çatışmalar, Filistin sorunu, Müslüman-Hıristiyan kapışması, ülkeyi iç savaşlarla sarstı. İç savaş yıllarca sürdü. İsrail’in abluka harekatları, yaptığı bombalama eylemleri burayı yıprattıysa da, bölge tarihten ve mitolojiden aldığı güçle, turistik alt yapısından hiçbir şey yitirmedi. Lübnan dünya turu için daima tercih edilen bölgelerden biri olarak sahiplenildi.
Lübnan Nerededir?
Başkenti Beyrut olan ülke, ünlü Lübnanlı şarkıcı Fairuz’un da dediği gibi yasemin kokulu, güzel bir masal kentidir. Beyrut Dağları’nın eteklerine kurulmuş olan kent, sahilleriyle de tercih edilmektedir.
Lübnan’a Ulaşım Ne Şekildedir?
Türkiye’den direk uçuşların olduğu Lübnan’a kısa sürede ulaşmak mümkündür. Yazın sefer aralıkları daha sık uygulanmaktadır.
Lübnan’da Gezilecek Yerler Nerelerdir?
Lübnan dünya turu yapmak adına, uğranılacak ilk yerleşke, Beyrut’tur. Beyrut, bu ülkenin kalbi gibidir. Burada kiliselerden camilere, dinler arası çeşitliliğin tezahürlerini görebilirsiniz. O yönde, gezinizi bir kültür etkileşimi kapsamında, bilgi, tarih, keşif ışığında Mohammed Al-Amin Camisi’yle başlatabilirsiniz. Bu caminin temeli, 2005 yılında öldürülen Lübnan’ın eski devlet başkanı Refik Hariri tarafından 2002 yılında atıldığı için büyük önem taşıyor. Şehrin meydanında, dört minaresiyle birlikte mavi kubbesiyle göz dolduran cami, büyük ilgi görüyor. Mimar Azmi Fakhuri burayı yaparken, Türkiye’deki Sultan Ahmet Camisi’nden esin aldığının altını çizmiştir.
Caminin yakınlarındaki Roma kalıntıları tarihi yansıtıyor. Bu dönemden kalma taşlar, dikkat çekiyor. Ayrıca, bölgedeki Saint George Maronite Katedrali de gezilebiliyor. Burası Beyrut’un en eski kilisesi şeklinde biliniyor ve hayli ilgi görüyor.
Lübnan’ın doğu yakasına kaçan Beka Vadisi’ndeki Baalbek Tapınak Şehri’nin de gezilmesi önemle tavsiye ediliyor. Fenikeliler’e ve Romalılar’a ev sahipliği yapmış, kutsal ve tarihsel bölge, buradaki üç boyutlu, kabartmalı gösterişli tapınağıyla da insanları etkisi altına alıyor. Baalbek; Bizans, Roma, Moğollar, Eyyubiler, Haçlılar, Memlüklüler, Osmanlı Devleti tarafından sahiplenilirken, onlarca kültüre havzalık ediyor. Beş bin yıllık bu dev kentte bulunan sütunlar, gezenlerin hayranlık dolu bakışları içinde başını göğe yükseltmeyi sürdürüyor. Buradaki aslan başlarının, kabatmaların, tapınakların tonlarca ağırlık çeken ve Mısır’dan gelen taşlarla döşendiği söyleniyor. Şehrin etkileyici bir tarafı da bulunuyor; buradan güneşin doğuşu ve batışı tüm görkemiyle görülebiliyor.
Eğlence, yeme-içme kültürü ve alışveriş bağlamında da Lübnan, Monot Caddesi’ndeki tüm seçenekleri ayağınıza seriyor. Lübnan mutfağı ve müziği hayli zengin olduğu için, kimi zaman nağmelerle iç içe, geniş sofralar hazırlanabiliyor. Arak dedikleri, rakıya benzeyen içecek dikkat çekerken; humus yemeği de buranın baş tacı sayılıyor. Nargile kültürünün geliştiği bölgede, kahve çeşitlerini de deneyebiliyorsunuz.
Gitmişken, Beyrut Ulusal Müzesi’ni de gezmenizi tavsiye ediyoruz. Böylesi zengin bir geçmişin mirasçısı ülkenin müzesinde yüz binlerce eser sergileniyor. İki katlı olan müzede heykeller, lahitler, sütun başlıkları gibi çeşitli materyaller sergileniyor.
Lübnan, baharat kokularıyla, çiçek esanslarıyla, tarihsel serüveniyle, eğlence ortamlarıyla, sizleri Arap kültürünün esmer, egzotik ortamlarının ışıldayan karanlığına davet ediyor. Lübnan dünya turu, güneşin tül perdesi ardından size hınzırca gülümsüyor.