Günümzde Hollanda ile özleşleşen Lale'nin aslında Avusturyalı bir elçi sayesinde Osmanlı'dan Avrupa'ya gittiğini biliyor muydunuz?
Lale, yaklaşık 450 yıl önce Anadolu topraklarından Avrupa’ya doğru bir yolculuğa çıkdı. Orta Asya bozkırlarında yetişen lale, Timurlularla birlikte Hindistan’a, Selçuklularla birlikte İran’a ve Anadolu’ya kadar geldi. İstanbul’a gelen Habsburg elçisi ile birlikte Avrupa’ya gelmiştir. Lale zengin bir kültür ve medeniyetin göstergesinin yanı sıra manevi anlamda önemli bir yer tutar. Lale motifi Osmanlı coğrafyasında başta İstanbul olmak üzere birçok Osmanlı şehrinde ve yapılarında kullanılmıştır. Başlangıçta saray çiçeği olarak bilinen lale, 16. yüzyıldan itibaren hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.
Roma Cermen İmparatoru elçisi olarak Hollanda kökenli Busbecq, 1554 yılında İstanbul’a elçi olarak gelir. Botanik ve zooloji alanında bilgi sahibi olan Busbecq, entelektüel kişiliğinden dolayı Osmanlı kültürünü yakından inceledi. Avrupa’da yüzyıllardır devam eden lale çılgınlığı Busbecq’in bu merakı sayesinde başladı. 16. yüzyılda lalenin Osmanlı toprakları dışına çıkarılması yasaktı ancak Busbecq, Kanuni Sultan Süleyman’dan hediye olarak aldığı lale soğanını yakın bir arkadaşı olan Carolus Clusius’a gönderdi. Avrupa’da zenginliğin ve refahın göstergesi olan lale soğanı bir servet niteliğindendir. Popüler kültürde her ne kadar Lale Devri ile birlikte anılıyor olsa da lale, Orta Asya’dan, Selçukluya ve ardından Osmanlı Devletine geçiş yapmış bir çiçek olarak biliniyor.