Türk ordusunun, 13 bin İngiliz askerini esir aldığını biliyor muydunuz? Merak edilenleri sizler için hazırladık.
1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla, petrol bölgelerini ele geçirmek isteyen İngiltere; önce Basra körfezine, ardından Bağdat’a çıkarma yaptı.
Çünkü İngilizler, Bağdat’a girmenin siyasi olarak İstanbul’a girmek kadar önemli olacağını düşünüyordu.
Hasta adam olarak gördükleri Osmanlı’yı kısa sürede yeneceklerini düşünen İngiltere, yanına sadece birkaç aylık yiyecek almıştı.
Fakat işler düşündüğü gibi gitmedi. Nureddin Bey komutasındaki ordu, Bağdattan önceki kalede, yani Selman-ı Pak’ta İngilizleri durdurmayı başardı.
İngilizler, Kut'ül Amare’ye çekilince buna karşılık Osmanlı Ordusu Kut’u kuşattı. Orduyu ise Enver Paşanın amcası Halil Paşa komuta etmeye başlamıştı artık.
Kuşatma tam 5 ay sürdü ve İngiliz Ordusu’nun bütün yarma harekâtları başarısız oldu. Ayrıca dışarıdan gelen yardımlar da Türk ordusu tarafından bertaraf edildi.
İngilizler, kuşatmayı kaldırması için Halil Paşa’ya para teklif etseler de; Paşa, Osmanlının şeref ve şan dışında bir şeye ihtiyacı yok, diyerek reddetti.
Başka çaresi olmadığını gören General Townshend, 29 Nisan 1916’da 13 bin askeriyle Osmanlı ordusuna teslim oldu.
İngilizler yüzlerce yıl sonra; ilk kez tüm askerleri esir alınmış şekilde hezimete uğramıştı.
Ayrıca, 1. Dünya savaşı boyunca aldıkları 2 yenilgi de Türklerin elinden olmuştu: Bunlardan ilki Çanakkale ikincisi Kut'ül Amare’ydi
Hatta bu teslimiyet bazı ingiliz tarihçilerine göre İngiltere'nin aldığı en utanç verici yenilgiydi.
Bu şanlı zafer; 1952 yılına kadar Kut bayramı adıyla kutlanırken, Türkiye Nato’ya girince İngiliz baskısıyla artık kutlanmaz oldu.
Yetmezmiş gibi tarih kitaplarından silinip unutturuldu.
Ancak Kut'ül Amare, son zamanlarda tekrar hayat bulup tarihte kaybolan bir savaş değil, destansı bir zafer olarak anılmaya başladı