İran'ın İsrail'e yönelik düzenlediği saldırıların ardından Orta Doğu'da artan gerilim, hafta sonu son bulma eğilimine girdi. Bu durum, bölgedeki jeopolitik risklerin azalmasıyla birlikte yatırımcı güvenini artırdı. Ancak, bölgedeki durum hala hassas ve yakından takip edilmeye devam ediyor. Orta Doğu, İsrail ve Filistin arasındaki gerilimlerin yanı sıra İran'ın bölgedeki faaliyetleriyle daha da yüksek bir gerilim seviyesine ulaştı. İran'ın hafta sonu İsrail'e yönelik gerçekleştirdiği kapsamlı saldırılar, bölgede tansiyonun had safhaya çıkmasına neden oldu.
İran'ın saldırıları ve misilleme kararı
İsrail'in 1 Nisan tarihinde İran'a ait olduğu iddia edilen konsolosluk binasına düzenlediği saldırı, bölgedeki gerilimin artmasına yol açtı. İran, bu saldırının topraklarına yönelik bir saldırı olarak değerlendirerek, misilleme yapacağını duyurdu. Hafta sonu bu sözleri eyleme dökerek İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırdı.
İsrail'in saldırıya tepkisi
İsrail, İran'ın gerçekleştirdiği saldırıların büyük bir kısmının hava savunma sistemleri tarafından önlendiğini belirtti. Ancak, güneyde bulunan bir askeri üsse füze isabet ettiğini ve bu saldırı sonucunda zarar gördüğünü açıkladı. İsrail, bu tür saldırıları ciddiye alarak savunma kapasitesini artırmayı ve bölgedeki güvenlik tedbirlerini gözden geçirmeyi sürdüreceğini ifade etti. Bölgedeki bu yükselen gerilim, uluslararası toplumdan da tepki çekti. Birçok ülke, bölgedeki tansiyonun düşürülmesi ve diyalog yoluyla çözüm bulunması çağrısında bulundu. Ancak, taraflar arasındaki anlaşmazlık ve güven eksikliği, barışçıl bir çözümün önündeki en büyük engellerden biri olarak duruyor.
Orta Doğu'da yaşanan gerilimler ve İran'ın İsrail'e yönelik misilleme saldırıları, uluslararası arenada büyük yankı buldu. Ancak, ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail'e olası bir karşı saldırıda bulunmayacaklarını açıklaması, bölgedeki gerilimin azalmasına neden oldu.
Gerilimin azalması ve kripto para piyasalarındaki etkisi
Analistler, İran'ın saldırılarını sonlandırma kararı ve ABD'nin bu konudaki tutumuyla birlikte bölgedeki tansiyonun düşmesiyle jeopolitik risk algısının azaldığını belirtti. Bu gelişmeler, kripto para piyasalarında da dalgalanmalara neden oldu.
Bitcoin, bu gelişmelerin etkisiyle bir ara yüzde 10'dan fazla değer kaybederek 60 bin 600 dolara kadar geriledi. Ancak, jeopolitik risklerin azaldığına ilişkin beklentilerin artmasıyla kripto para piyasalarında toparlanma yaşandı. Bitcoin, bugün yüzde 2,5 oranında yükselişle 65 bin 450 dolara çıktı.
Yatırımcıların odak noktası: Yoğun veri gündemi
Bölgedeki gelişmelerin yanı sıra, yatırımcıların odağında yoğun bir veri gündeminin olduğunu belirten analistler, bu verilerin kripto para piyasaları üzerinde de etkili olabileceğine dikkat çekti. Gelecek hafta boyunca bölgedeki ve global piyasalardaki gelişmelerin yakından takip edileceğini ifade eden uzmanlar, yatırımcıların bu tür dalgalanmalar karşısında dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı.
Orta Doğu'daki jeopolitik gerginliklerin ve uluslararası arenadaki büyük aktörlerin tutumunun, global piyasalar üzerinde ciddi etkilere sahip olduğu bir kez daha görüldü. Kripto para piyasaları da bu tür gelişmelere oldukça duyarlı ve dalgalı bir yapıya sahip. Yatırımcıların, bu tür olaylar karşısında sağlam bir strateji ve bilgiye dayalı kararlar alarak yatırım yapmaları büyük önem taşıyor.
ABD bankalarından ikilem: “Karlılıkta farklı eğilimler”
ABD finans sektörü, büyük bankaların açıkladığı ilk çeyrek bilançolarıyla bir kez daha piyasa oyuncularının radarında. JPMorgan Chase, Citigroup ve Wells Fargo'nun açıkladığı sonuçlar, sektördeki karlılıkta farklı eğilimlerin olduğunu gösteriyor.
JPMorgan Chase: “Kar artışı ancak net faiz geliri beklentilerin altında”
JPMorgan Chase, net karını yılın ilk çeyreğinde yüzde 9 artırarak 14,3 milyar dolara çıkardı. Ancak, bankanın net faiz geliri beklentileri karşılayamayınca, hisseleri yüzde 6,47 oranında değer kaybetti. JPMorgan'ın finansal sonuçları genel olarak olumlu olsa da, faiz geliri konusundaki zayıflık yatırımcılar tarafından olumsuz karşılandı.
Citigroup ve Wells Fargo: “Karlarda düşüş”
Citigroup'un net karı yüzde 27 azalışla 7,9 milyar dolara, Wells Fargo'nun net karı ise yüzde 7 düşüşle 4,7 milyar dolara geriledi. Bu düşüşlerin hisse performansına da yansıdığı görüldü; Citigroup hisseleri yüzde 1,7, Wells Fargo hisseleri ise yüzde 0,39 oranında değer kaybetti.
Yüksek enflasyon ve faiz oranları üzerine Fed açıklamaları
Geçen hafta ABD'de açıklanan yüksek enflasyon verilerinin ardından, ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin para politikasına yönelik açıklamaları merakla takip ediliyor. Boston Fed Başkanı Susan Collins, yüksek enflasyon ve güçlü iş gücü piyasasını göz önünde bulundurarak, faiz oranlarını düşürmeye yönelik bir aciliyet görmediğini belirtti.
ABD'de finans sektörünün büyük oyuncuları olan JPMorgan Chase, Citigroup ve Wells Fargo'nun karlılık performansları ve Fed'in para politikası hakkındaki açıklamaları, global finans piyasaları için önemli bir gösterge olmaya devam ediyor. Bu tür büyük bankaların açıklamaları ve kar raporları, yatırımcılar için ekonomik göstergelerin yanı sıra sektörel trendler ve piyasa beklentileri hakkında da ipuçları veriyor.
Fed yetkilileri enflasyon ve faiz politikası üzerine görüşlerini paylaştı
ABD Merkez Bankası (Fed) yetkilileri, son dönemde artan enflasyon ve küresel jeopolitik gelişmelerin ekonomik görünüm üzerindeki etkileri hakkında açıklamalarda bulundu. İşte detaylar:
Austan Goolsbee: “Jeopolitik gerginlikler enerji fiyatlarını etkileyebilir”
Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, Orta Doğu'daki istikrarsızlığın, petrol ve gaz fiyatları üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğini belirtti. Goolsbee, çeşitli enflasyonist baskıların da ekonomik dengeleri tehdit ettiğini ve bu baskıların dikkatle yönetilmesi gerektiğini vurguladı.
Jeff Schmid: “Faiz indirimi şu anda gereksiz”
Kansas Fed Başkanı Jeff Schmid, enflasyonun hedeflerin üzerinde seyretmesi ve iş gücü piyasasındaki güçlü görünüm nedeniyle, Fed'in şu anda faiz indirimi konusunda acele etmemesi gerektiğini belirtti.
Piyasa beklentileri
Para piyasalarında, Fed'in mayıs ayında politika faizini değiştirmeyeceği genel bir beklenti olarak kabul edilirken, faiz indirimine başlama ihtimali haziranda yüzde 22, temmuzda ise yüzde 51 olarak fiyatlandı. Bu, piyasa katılımcılarının Fed'in faiz politikasına ilişkin belirsizlik yaşadığını gösteriyor.
ABD 10 yıllık tahvil faizi
Fed'in politika duruşuna ilişkin bu açıklamaların ardından ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi cuma günü yaklaşık 6 baz puan gerileyerek yüzde 4,53 seviyesinden günü tamamladı. Şu anda ise yüzde 4,56 seviyesinde bulunuyor. Fed yetkililerinin enflasyon ve faiz politikası konusundaki açıklamaları, yatırımcılar ve ekonomi uzmanları için önemli bir kılavuz niteliğindedir. Jeopolitik gelişmelerin ve enflasyonist baskıların ekonomik görünüm üzerindeki etkileri, global piyasaların seyrini belirlemede kritik bir rol oynamaya devam ediyor.
Altın, Dolar ve petrol fiyatlarındaki son durum
Küresel piyasalarda geçtiğimiz haftanın önemli varlık fiyatlarındaki değişiklikler ve yeni haftanın başlangıcındaki seyir şu şekildedir:
Altın ons fiyatı
Geçtiğimiz haftanın son işlem gününde rekor kıran altının ons fiyatı, 2 bin 432 dolara kadar yükseldi. Ancak günü yüzde 1,2'lik bir düşüşle 2 bin 344 dolardan kapattı. Şu an itibarıyla altının ons fiyatı, önceki kapanışının yüzde 0,5 üzerinde 2 bin 356 dolardan işlem görüyor.
Dolar endeksi, yükseliş eğilimini üçüncü işlem gününe taşıyarak cuma günü yüzde 0,7 artışla 106 seviyesinden kapanış yaptı. Yeni haftanın ilk işlem gününde ise endeks, önceki kapanışının hemen altında seyrediyor.
Petrol fiyatları
Orta Doğu'daki tansiyonun düşmesiyle birlikte petrol fiyatları da geriledi. Bugün Brent petrolün varil fiyatı yüzde 0,1'lik bir düşüşle 89,6 dolardan işlem görüyor.
ABD borsaları
Cuma günü New York borsasında yaşanan düşüşlerde Nasdaq endeksi yüzde 1,62, S&P 500 endeksi yüzde 1,46 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,24 değer kaybetti. Ancak ABD'de endeks vadeli kontratları yeni haftaya pozitif bir seyirle başladı. Küresel piyasalarda, altın, dolar ve petrol fiyatlarındaki hareketlilik, yatırımcılar için önemli göstergeler sunmaya devam ediyor. Jeopolitik gelişmeler ve ekonomik verilerin etkisiyle piyasalardaki dalgalanmaların izlenmesi, yatırım kararları alırken kritik öneme sahip. ABD borsalarındaki seyir ve vadeli kontratların pozitif başlangıcı, yeni haftada piyasaların nasıl bir yol izleyeceği konusunda yatırımcılara yön verebilir. Avrupa borsalarında enflasyon verilerine odaklanılıyor Geçen haftanın son işlem gününde Avrupa borsalarında karışık bir seyir izlenirken, bu hafta enflasyon başta olmak üzere yoğun veri gündemine odaklanılıyor.
Analistlere göre, Avro Bölgesi ve İngiltere'de açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri, merkez bankalarının gelecek dönem politika adımlarına ilişkin sinyaller verecek. Bu veriler, piyasalarda önemli bir belirleyici olacak.
Para piyasalarında, Avrupa Merkez Bankası'nın haziranda 25 baz puanlık faiz indirimi yapma olasılığı yüzde 92 olarak fiyatlanırken, İngiltere Merkez Bankası'nın aynı dönemde faiz indirimine başlama ihtimali yüzde 47 seviyesinde bulunuyor. Öte yandan, avro/dolar paritesi cuma günü yüzde 0,8'lik bir düşüşle 1,0640 seviyesine gerileyerek üçüncü işlem gününde de düşüş eğilimini sürdürdü. Ancak bugün yüzde 0,1 artışla 1,0650 seviyesinde seyrediyor.
Geçen haftanın son işlem gününde, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,91, İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 0,15 artarken, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,13 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,16 oranında azalış kaydetti. Avrupa'da endeks vadeli kontratları ise yeni haftaya pozitif bir seyirle başladı.
Asya borsaları Çin hariç negatif, Borsa İstanbul tüm zamanların en yükseğinde
Asya pay piyasalarında, Çin hariç genel olarak negatif bir seyir izlendi. Analistler, bu hafta Çin'de büyüme ve Japonya'da enflasyon verilerinin önemli gündem maddeleri olacağını belirtiyor. Çin hükümetinin hisse senedi listeleme kriterlerini sıkılaştırma, yasa dışı hisse satışlarına son verme ve temettü ödemeleri üzerindeki denetimi güçlendirme sözleriyle Çin pay piyasaları pozitif bir ayrışma gösterdi. Bu adımlar, Çin piyasalarında olumlu bir havanın oluşmasına katkıda bulundu.
Dolar/yen paritesi, 153,9 seviyesine çıkarak yaklaşık son 34 yılın en yüksek seviyesini test etti ve 153,8'de dengelendi. Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,9, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,6 oranında değer kaybetti. Ancak Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,6 oranında değer kazandı. Yurt içinde ise salı günü alıcılı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,59 değer kazancıyla 9.814,19 puanla tamamlayarak tüm zamanların en yüksek günlük kapanışını gerçekleştirdi. Endeks, gördüğü en yüksek seviyesini de 9.849,26 puana taşıdı. Analistler, Ramazan Bayramı tatilinin etkisiyle geçtiğimiz hafta Borsa İstanbul'da sadece bir buçuk gün işlem gerçekleştiğini hatırlatarak, bu hafta ödemeler dengesi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Piyasa Katılımcıları Anketi'nin yatırımcıların odağında olduğunu belirtiyor.
Dolar/TL kuru, cuma günü alıcılı bir seyir izleyerek günü önceki kapanışının yüzde 0,1 üzerinde 32,3577 seviyesinden tamamlamıştı. Bugün bankalararası piyasanın açılışında ise dolar/TL 32,4050 seviyesinden işlem görüyor. Bu seviye, dolar/TL'nin kısa vadeli seyri için yatırımcıların yakından takip edeceği bir değer olarak öne çıkıyor.
Öte yandan, ödemeler dengesi ve TCMB'nin piyasa katılımcılarına yönelik anket sonuçları, Türk lirası ve borsa üzerinde etkili olabilecek önemli veri akışları olarak gösteriliyor. Özellikle TCMB'nin faiz politikalarına dair piyasa beklentilerini yansıtan bu anket sonuçları, kurun seyrinde önemli bir belirleyici olabilir.
Borsa İstanbul'da bu hafta açıklanacak ekonomik veriler ve TCMB'nin atacağı adımlar, yatırımcıların kararlarını şekillendirecek ana faktörler arasında yer alacak.