Küresel İklim Krizini Çözmek İçin Fosil Yakıt Kullanımının Sonlandırılması Gerekiyor

2020 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu'na bakıldığında, küresel iklim farklılığı problemini çözmek için yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitli sektörlerde de faydalanılması ve fosil yakıt kullanımının sonlandırılması gerektiği aktarılıyor.

21.Yüzyıl Yenilenebilir Enerji Politikaları Organizasyonunun (REN21) 350 uluslararası uzman kişinin desteğiyle düzenlediği 2020 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu'nu paylaştı.

Bu rapora göre, yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminde ciddi bir ilerleme kaydedilse de bu kaynakların toplam son enerji talebindeki oranı kısıtlı şekilde çoğalıyor. Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının oranı %26'ya çıkarken, bu miktarın ısıtma ve soğutma sektörlerinde % 10 ile ulaşım sektöründe 3 düzeyinde yer aldığı görülüyor.

Yenilenebilir enerjinin konu olan sektörlerdeki tüketimini çoğaltmak için etkin piyasa şartlarının oluşmasına ve yasal tertiplere gerek duyuluyor. Bu çerçevede yenilenebilir enerji ile enerji verimliliği alanlarında tedbirlerin masrafı, geleneksel teşviklere kıyasla oldukça uygun ve yüksek kazanç getiriyor.

Diğer taraftan, fosil yakıtların reel maliyeti, neden olduğu hava pisliği, iklim farklılığı ile trafiğin çoğalması benzeri kalemler hesaba eklendiğinde 5,2 trilyon doları ulaşıyor. Bir takım ülkeler kömür kullanımını kademeli olarak bitirse da, yeni kömür santral yatırımlarının sürdüğü aktarılıyor. Paris İklim Anlaşması 2015 yılında imza atıldıktan sonra özel bankaların fosil yakıt projelerine sağladığı finansmanda her sene yükselirken, bu rakam son 3 senede 2,7 trilyon dolara çıktı.

Raporda fikirlerine yer verilen REN21 Genel Müdürü Rana Adib, yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki oranın yükselişinde her sene yeni başarılara imza atıldığı aktarıldı.

Bu genişleme ile rekabet kuvvetindeki yükselişin öteki bütün kaynaklardaki genişlemeyi önlediğine işaret eden Adib, "Yayımladığımız rapor bu konuda uyarı niteliği taşıyor. Elektrik üretiminde gelinen nokta, büyük resmin yalnızca bir bölümünü oluşturuyor. Küresel ölçekte enerji talebi büyümeye devam ediyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde olumlu artış ise ancak talepteki büyümeyi doyuruyor. Enerji sisteminin tamamı değişmediği sürece sadece kendimizi kandırıyoruz. Evlerimizin ısınmasını ve arabalarımızı da fosil yakıtlardan arındırmalıyız." diye konuştu.

Adib, devletlerin coronavirüs salgınıyla mücadelede düzenlediği kurtarma paketlerinin bu dönüşümü temin etmesi gerektiğini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Açıklanan kurtarma paketlerinin birçoğu kirli fosil yakıt sistemine bağımlılığımızı güçlendiren detaylar içeriyor. Bazıları doğrudan doğal gaz, kömür veya petrol kullanımını teşvik ediyor. Diğerleri, yeşil bir odak olduğunu iddia etseler dahi dolaylı olarak bu sektörleri destekliyor. Isınma, soğutma ve ulaşım sektörleri başta olmak üzere, fosil yakıt ekonomisini destekleyen her türlü teşviği sonlandırmamız gerekiyor. Bu açıdan, kurtarma paketleri, düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş yapmak üzere yegane bir şans sunuyor ancak bu önemli şansı yitirme riskimiz var."

Salgın sebebiyle tüm dünya çapında alınan tedbirlerle karbon emisyonlarında bir gerileme görüldüğünü hatırlatan Adib, "2019 emisyonları şimdiye kadarki en yüksek seviyedeydi ve bu rahatlama geçici. Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için gelecek 10 yıl boyunca emisyonlarda her yıl en az yüzde 7,6 düşüş yaşanması gerekiyor. Pandemi nedeniyle alınan önlemlerin önümüzdeki 10 yıl boyunca devam ettiği durumda dahi yaşanan değişim yeterli olmayacak. Mevcut hızda, mevcut sistem ve mevcut piyasa koşullarıyla dünyanın, karbondan arındırılmış bir sisteme geçmesi sonsuza kadar sürecek." açıklamasında bulundu.