Türkiye, Almanya, İtalya, Polonya ve Portekiz'de yapılan anket sonucuna göre, Kovid-19'un baş-boyun kanserlerinde tanı koyma sürecinin gecikmesine sebep olduğu tespit edildi. Beş bin kişinin üzerinde katılım sağladığı anket sonucuna göre her 10 kişiden 4’ü pandemi nedeniyle doktora başvurmayacaklarını ifade etti.
Avrupa Baş ve Boyun Cemiyeti (EHNS) tarafınca baş ve boyun kanseri farkındalığına dikkat çekilmesi amacıyla yürütülen ‘Make Sense’ kampanyası kapsamında, Türkiye, Almanya, İtalya, Polonya ve Portekiz'de Avrupa Kanser Hastaları Koalisyonu tarafından ‘Baş Boyun Kanserleri Farkındalık Anketi’ yapıldı. 21-25 Eylül 8. Baş ve Boyun Kanseri Farkındalık Haftası nedeniyle Haziran ayında gerçekleştirilen bu ankete, 18 yaş üstü 5 bin 725 kişi katılım sağladı. Online olarak yapılan bu anket sonuçlarından bahseden Prof. Dr. Şefik Hoşal, Türkiye’deki hastaların baş ve boyun kansei için ne zaman doktora gitmeleri gerektiğini bilmediğini dile getirdi. Hoşal, kamuoyunun tıbbi öneriler alma konusundaki isteksizliğinden söz ederken, araştırma sonucuna göre, hastalığın farkındalığının önceki yıllara göre artış gösterdiği tespit edilse de, baş ve boyun kanseri için farkındalık çalışmalarının devam ettirilmesi gerektiği söyledi.
10 KİŞİDEN 7’Sİ BELİRTİLERDEN EMİN DEĞİL
Türkiye'de anket yapılan kişilerden yüzde 70'inin hastalığın belirtilerinden tereddüt ettiğini belirten Hoşal, ‘Yüzde 36'sı ise baş ve boyun kanserini hiç duymadıklarını ifade ederken, olası belirtiler listesini yanıtlayanların yüzde 62'si boyundaki şişliği bir belirti olarak tanımladı. Öte yandan katılımcıların sadece yüzde 18'i sürekli burun tıkanıklığının baş ve boyun kanserinin olası bir göstergesi olduğunu belirtti. Türkiye'de sigaraya bağlı en sık karşılaşılan gırtlak kanserinde hastaların ancak yüzde 39'u ses kısıklığının gırtlak kanseri ile ilişkili olabileceğini düşündüğünü ifade etti’ şeklinde anket verilerinden bahsetti.
Baş ve boyun kanserleri sürecinde yüksek risk teşkil eden etkenlerin de çok az bilindiğinden bahsederek, ‘Baş ve boyun kanserlerinin en önemli nedenleri olmalarına karşın, sigara ve alkol kullanımı görece az oranda risk faktörü olarak tanımlandı. Öte yandan risk faktörleri arasında tanımlanan HPV (ciltten cilde temas ile geçen bir viral enfeksiyon olan insan papilloma virüsü) ve baş boyun kanserleri arasındaki ilişkinin çok düşük oranda bilindiği göze çarptı. Gençlerde bu farkındalık daha yüksek olmakla birlikte, yanıtlayanların sadece yüzde 19'u HPV'yi bir risk faktörü olarak tanımlıyor. Yanıt verenlerin sadece yüzde 9'u baş boyun kanserlerine yakalanmakta cinsiyetin bir etkisi olduğunu belirtirken, uzmanlar erkeklerde baş ve boyun kanseri oranının kadınlardan iki-üç kat daha yüksek olduğunu kaydetti.’ ifadelerini kullandı.
KOVİD-19 TANIYI GECİKTİRİYOR
Kovid-19 salgınıyla birlikte sorunun büyüdüğünden söz eden Hoşal, anket sonuçlarına göre yaklaşık olarak her 10 kişiden 4’ünün pandemi sebebiyle doktora başvurmayı düşünmediklerini söyledi. Geç tanının olumsuz sonuçlarından bahseden Hoşal, ‘Yani Kovid-19, hastalar üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip olan ve geç tanı konulduğunda sağ kalım oranlarının düşük olduğu baş ve boyun kanserine ilişkin tanı konma sürecini de olumsuz etkiliyor. Maalesef olguların yüzde 60'ında tanı konduğunda hastalık ilerlemiş olarak karşımıza çıkıyor. Halbuki erken evrelerde teşhis edildiğinde tedavi başarısı yüzde 80-90'lara ulaşıyor’ ifadelerini kullandı.
Hoşal, Kovid-19 sebebiyle kişilerin doktora daha az başvurmalarının ‘kaygı verici’ olduğunu belirterek, ‘Zaten yakalanması gerekenden daha geç yakalanan bu hastalık için yeni bir sorun eklendi’ dedi.
BAŞ VE BOYUN KANSERİ
Baş ve boyun kanseri, genelde baş ve boyundaki ağız içi, burun ve boğaz gibi nemli, mukozal yüzeyleri saran skuamöz hücrelerde kendini gösteriyor.