News Medical Life Sciences sitesinin haberine göre, Münih Teknik Üniversitesinde görevli olan Mika Simons liderliğindeki nörologlar ve Helsinki Üniversitesinden virolog Giuseppe Balistreri öncülüğünde gerçekleştirilen araştırma koronavirüsün kişiyi nasıl hasta ettiğini ortaya koydu.
Balistreri'nin ekibi, SARS-CoV-2'nin (Kovid-19), 2003 yılında patlak veren salgının başrol oyuncusu SARS-CoV (SARS) ile aynı reseptörü, yani ACE2'yi kullanırken nasıl böyle farklı biçimde yayılım gösterdiğine ilişkin çalışmalar yürütmeye başladı.
Bu farklılığa neden olan durumu çözüme ulaştırmak isteyen bilim insanları, viral yüzey proteinlerini, bir diğer deyişle virüsün sivri uçlarını inceleme altına aldı.
Balistreri, ‘eski akrabasıyla kıyas edildiğinde yeni tip koronavirüsün, yüzey proteinlerine 'fazladan bir parça' katmış olduğunu, bu parçanın, Ebola, HIV ve kuş gribinin çok patojenik türleri dahil birçok yıkıcı insan virüsünde bulunduğunu’ açıkladı.
Bu bulguları baz alan bilim insanları, Fin biyokimya Profesörü Ari Helenius ve Estonya'da Tartu Üniversitesinde görevli kanser biyoloğu Profesör Tambet Teesalu iş birliğinde yürütülen çalışma sonucunda SARS-CoV-2'de görülen bu fazla parçanın, solunum yolu, damarlar ve sinirlerde fazlaca bulunan neuropilin-1 reseptörüne bağlanabildiği gözlemlendi.
Bu keşif doğrultusunda çalışmalar yapan uluslararası ekip, neuropilin-1'i antikorlar sayesinde engelledi ve laboratuvar hücre kültürlerinde enfeksiyonu önemli ölçüde azaltmayı başardı.
Balistreri, ‘ACE2'yi hücreye girişi sağlayan bir kapı gibi düşünürseniz, bu durumda neuropilin-1 virüsü o kapıya yönlendiren faktör olabilir. ACE2, birçok hücrede çok düşük seviyelerde dışa vurulur. Bu nedenle virüsün kapıları bulması kolay değildir. Neuropilin-1 gibi diğer faktörler de virüsün kapıyı bulmasına yardım edebilir’ diye konuştu.