Şeker hastalığı yani 'diyabet' vücudumuzun beslenme kaynaklarından biri olan şekerin dengelenmesini sağlayan insülin hormonunda meydana gelen bozulmalara bağlı olarak görülüyor. Diyabetin görülme sıklığı ise ne yazık ki özellikle son yıllarda küçük yaşlara kadar düştü. Tip1 ve Tip 2 olarak ikiye ayrılan diyabetin çocuklarda bu kadar sık görülmesi ise korkuttu. Çocuklarda diyabet artış mı gösteriyor? Diyabeti olan çocuklar nasıl beslenmeli? İşte detaylar...
Çocukluk çağında sıkça görülüyor
Özellikle çocuk çağında sıkça görülmeye başlayan diyabete ilişkin uyarılarda bulunan Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Büşra Süzen Celbek, "Her yıl 2 bin çocuk diyabet tanısı almakta. Son verilere göre de ülkemizde 20 bin kadar çocuk diyabet tanısı ile takip edilmekte. Özellikle tip 2 diyabetin obezitenin artması ile görülme sıklığında artış görebiliyoruz" ifadelerini kaydetti.
Çocuklarda diyabet rahatsızlığına dikkatleri çeken Dr. Celbek, diyabetin kan şekerinin dengesinin bozulması olduğunu, çocukluk çağı diyabetinin özellikle 'tip 1' ve 'tip 2' olarak adlandırıldığını ifade ederek "Vücudumuzdaki tüm organlar, enerji sağlayabilmesi için karaciğerdeki glikoz depolarını ve aldığımız besinleri kullanırlar. Bu hormonlardan özellikle pankreastan salgılanan insülin ve glukagon hormonu bizim kan şekerini düzenleyici hormonlarımızdır.
Enerjiyi sağlarken vücutta şeker dengesinin bozulması ile diyabet ortaya çıkar. Özellikle insülin hormonunun pankreasta salgılanmasının kısmi eksikliği, bozukluğu ya da yokluğu diyabet tanısını ortaya çıkarır" sözlerini kaydetti.
"Her yıl 2 bin çocuğa aynı tanı konuluyor"
Sağlık Bakanlığı verilerine göre; her yıl 2 bin çocuğa diyabet tanısı koyulduğunu ifade eden Dr. Celbek, "Son verilere göre de ülkemizde 20 bin kadar çocuk diyabet tanısı ile takip edilmekte. Tabii ki bu oran seneler geçtikçe artıyor. Özellikle 'tip 2' diyabetin obezitenin artması ile görülme sıklığında artış görebiliyoruz. Özellikle tip 1 diyabet, insülin hormonunun salgılanma bozukluğu ve daha çok yokluğu ile ortaya çıkar ve bunun en sık sebebi de otoimmünitedir.
Otoimmünite, vücudun kendi düzenine savaş açması demektir. Pankreasta da bu savaş insülin hormonları salgılar, reseptörlere karşı olur. Bu geliştiği zaman glikoz, hücre içine giremez ve kan şekeri yüksekliği tablosu ile diyabet ortaya çıkar.
Otoimmünitenin engellenmesi mümkün değil. Onun için diğer otoimmünite hastalıklar da bunu tetikler ve ailelerin buna yapabilecekleri bir şey yoktur. Onun için insülin kullanmak zorunludur. İnsülin hayati önem taşır. Eğitim ve bilinçli yaklaşım otoimmünden kaynaklı tip 1 diyabette bizim için çok kıymetli" cümlelerini kurdu.
"Tip 2 diyabet önlenebilir bir rahatsızlıktır"
Çocukluk çağında meydana gelen obezite, bununla birlikte beslenme bozukluğu, hareketsiz yaşam ve teknolojinin gelişmesi ile ortaya çıkan sağlıksız yaşamın tip 2 riskini arttırdığını söyleyen Celbek, diyabetin belirtilerinin çabuk susama, ağız kuruluğu, gece idrara kalkma ve kilo kaybı olduğunu belirterek sözlerine şu şekilde devam etti:
"Çünkü enerjiyi salgılamak için insülin hormonu dengesizliğine bağlı glikozu bulamayan hücreler, protein ve yağ dokusundan yıkıma başlarlar. Kabızlık da diyabet sebeplerindendir. Önlemler, tip 1 diyabet için söyleyemeyeceğim; ama tip 2 için obezite, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamı düzeltmek tanıyı geciktirebilir. Komplikasyonlar önlenebilir. Onun için diyabet, ölümcül seyreden hastalık değildir. Dikkat edildiği zaman, önlem alınıp düzenli beslenildiğinde, yaşam konforunu düzelttiğinizde, normal bir çocuktan farksız. Tip 2 diyabet önlenebilir ya da geciktirilebilir bir rahatsızlıktır. Obezitenin önlenmesi ile diyabet kısmen geciktirilebilir. O yüzden obezite ve sağlıklı yaşama çok dikkat etmeliyiz"
Peki diyabeti olan çocuklar nasıl beslenmeli?
Ara öğünler arttırılmalı. Kan şekeri düzenini sağlamak, hipoglisemi –hiperglisemiden kaçınabilmek için çocuğunuzu azar azar ve sık sık beslemelisiniz. Ortalama 3-4 saatte bir günde 3 ana 3 ara öğün oluşturmalısınız.
Öğünler her gün aynı saatlerde olmalı. Kan şekeri kontrolü için öğün saatlerimiz günler içinde tutarlıklık göstermelidir. Sabah kahvaltısını bir sabah 7.00’ de ertesi gün 11.00’ de verirseniz kan şekerini düzenlemek zorlaşır.
Şeker içeren yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalı. Şeker, reçel, bal, marmelat, şekerli içecekler, tatlılar, pastalar, kurabiye ve kekler kan şekerini çok hızlı yükseltir. Bu yüzden çocuğunuzun beslenmesinde şeker içeren ürünleri çıkarmanız şart.
Posalı yiyecekler tercih edilmeli. Her besinin yenildikten sonra kan şekerini yükseltme hızları faklıdır. Beyaz ekmek, patates, bal, pirinç, havuç, muz, üzüm ve kuru meyvelerin kan şekerini hızlı yükseltir. Bu yüzden bunlara beslenme programımızda daha az yer vermeliyiz. Posası yüksek besinleri tercih edin. Kurubaklagiller, sebzeler, tam buğdaydan yapılan ekmek, elma, portakal gibi besinlerin kan şekerini yükseltme oranı düşüktür. Posa kan şekerinin daha yavaş yükselmesini de sağlar. Rafine edilmemiş gıdalar (kurubaklagiller, bulgur, buğday, yulaf, tam tane ekmekleri) sebze ve meyveler yüksek posa içeriğine sahiptir.
Tuz kullanmayı azaltın. Tuzu dengeli bir şekilde kullanın. Çok az veya çok fazla kullanmayın.