İnsan vücudundaki organ ve dokular hücrelerden meydana gelir. Kök hücre, vücuttaki tüm hücrelere dönüşebilecek potansiyeldeki ana hücrelerdir. Embriyonik kök hücre ve yetişkin kök hücre olarak ikiye ayrılır. Yetişkinlerde bulunan kök hücreler, erişkin dokuları yenileyebilir ve vücudun onarımını sağlar. Bu hücreler, çoğalamayan kas ve sinir hücrelerinden ayrı olarak bölünebilir veya çoğalabilir. Bir başka deyişle kök hücreler, hayati işlevleri yerine getirmesi gereken hücrelerin oluşumuna yardımcı olur. Böylelikle diğer hücrelerin gelişimine, olgunlaşmasına ve çoğalmasına katkıda bulunur. Yaş ilerledikçe vücutta bulunan kan hücresi miktarı, diğer hücrelere oranla azalır. Yenidoğan bebeklerde her 10 bin hücreden 1'i kök hücreyken, 65 yaşındaki bir insanda her 1 milyon hücreden yalnızca biri kök hücredir. Yaşın ilerlemesi ile birlikte kök hücre miktarı azalır. Bu sebeple hasarlı doku ve organlar yeterince onarılamaz hâle gelir. Bu nedenle kök hücre tedavisi, ölümle sonuçlanabilecek pek çok hastalığın, bazı kanser türlerinin ve doğuştan gelen kan hastalıklarının tedavisinde oldukça önemlidir.
Teknolojinin ve tıp biliminin gelişimiyle artık yağ dokusu veya kemik iliğinden de alınabilen kök hücrelerin, bir başka kişiye nakledilmesiyle pek çok farklı hastalık türü tedavi edilebiliyor. Kök hücre, kişiye doğrudan damar yoluyla aktarılabileceği gibi hasarlı organa direkt olarak da nakledilebiliyor. Kök hücre, hasta vücuda girerek çoğalıyor ve organizmanın ihtiyaç duyduğu hücrelere dönüşüp hastalıklı dokuyu ya da organı onarabiliyor.
KÖK HÜCRE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Kök hücre yaygın olarak, periferik kan, kemik iliği ve kordon kanından alınarak kullanılıyor. Kişiden alınan kök hücrenin yine kendisinde bulunan hasarlı bölgeye nakledilmesine otolog nakil; diğer donörlerden alınarak hastaya nakledilmesine ise allojenik nakil denir. Kök hücrenin kişinin kendisinden alınamadığı ve uygun donör bulunamadığı zamanlarda yarı uyumlu donörden alınarak uygulanan tedavi yöntemi ise haploidentik nakil olarak adlandırılır.
Uygun kök hücrenin bulunmasının ardından, hastanın damar yolundan veya hasarlı bölgenin direkt olarak üzerine enjekte edilerek uygulanır. Tedavinin başarı oranı, hastalığın türü, dönemi ve yaşanan komplikasyonlar gibi etkenlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Bazı durumlarda ise kök hücre tutunması gerçekleşmeyebilir. Bu durumda nakil işleminin tekrarlanması gerekir.
TEDAVİ HANGİ HASTALIKLAR İÇİN UYGULANIR?
Birçok hastalığın iyileştirilmesinde kök hücre tedavisi uygulanmaktadır. Kök hücre uygulaması gün geçtikçe özellikle ortopedi, nöroloji, göz ve travmatoloji alanlarında daha fazla kullanılmaktadır. Uygun yaş ve fiziksel özellikte olan hastaların tedavisinde kullanılan bir yöntem olan kök hücre tedavisi daha çok şu hastalıkların iyileştirilmesinde kullanılır:
- Kemik iliği kanserleri
- Lenfoma
- Hodgkin lenfoma
- Lösemi
- Anemi
- Akdeniz anemisi
- Organ kanserleri
- Plazma hücre hastalıkları
- Kemik iliği yetmezliği
- Multiple myeloma
- Kalıtsal ve doğumsal kan hastalıkları
- İmmün yetersizliğe bağlı gelişen hastalıklar
- Kalıtsal metabolik hastalıklar
KÖK HÜCRE BAĞIŞI
18 ile 50 yaş arasındaki sağlıklı herkes kök hücre bağışçısı olabilir. Vücut dolaşımında olan kandan toplanan kök hücre, sıklıkla kullanılan bağış yöntemidir. Kan bağışına benzeyen bu yöntem ile vericiye 4-5 gün boyunca günde iki kez ilaç verilerek kök hücrelerin dolaşımdaki kana karışması amaçlanır. Daha sonra kolda yer alan damara takılan kateter aracılığıyla alınan kan, özel bir makineye bağlanır ve verici yaklaşık 2 ile 4 saat boyunca makineye bağlı kalır. Bu işlem sırasında verici için risk oluşturan bir durum söz konusu değildir. Alınan kök hücre hemen hastaya verilebilir. Aynı zamanda dondurularak daha sonra kullanılmak üzere saklanabilir.
Bir diğer bağış yöntemi ise kemik iliği toplanarak gerçekleştirilir. Bağış işleminden önceki hafta bağışçıdan bir ünite kan alınır ve saklanır. Bağışın yapılacağı gün bağışçı genel anestezi ile uyutulur. Pelvis kemiğinin olduğu bölgeye küçük bir kesi açılarak özel bir iğne ile pelvis kemiğine girilir ve kök hücre toplanır. Bağışçı çoğunlukla aynı gün taburcu edilir.