Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde oturan 84 yaşındaki koca çınar Süleyman Türk, geçimini el emeği sepetler yapıp satarak sağlıyor. 48 yaşında emekliliğe ayrılan Türk, 17 Ağustos 1999 depreminden sonra Başiskele'ye yerleşerek, babasından ona kalan sepetçilik mesleğine başladı. Devamlı olarak 22 sene boyunca ormanlarda gezen Süleyman Türk, sepet örmek için gerekli olan ağaç dallarını toplayarak, evine getiriyor.
6 SENE EVVEL EŞİNİ KAYBETTİ
Acıklı hayatı ile yüreklere dokunan Türk, 2016 senesinde çok sevdiği eşini kaybetti. Eşinin ölümünün ardından hayata karşı hevesini kaybeden yaşlı adam, yine de sepetçilik mesleğini yapmaya devam etti. Evinde te başına yaşamaya çalışan Türk'ün hayatı 6 senedir el emeği ördüğü sepetleri ve eşinin mezarı arasında geçiyor. Her gün mezarlığa giden Süleyman Türk, eşinin mezarı başında dua ettikten sonra tekrar evine gelerek, sepet örmeye devam ediyor.
Zaman içerisinde yaşlılığı sebebiyle gündelik işlerini yapmakta zorlanan Türk’e, sürekli yanına gelen 2 çocuğu yardımcı oluyor.
‘HANIM ÖLDÜKTEN SONRA GARİP KALDIM’
Kökeni Trabzon olan ancak 60 senedir Kocaeli’de ikamet ettiğini belirten Süleyman Türk, bahçesine ektiği meyveleri kendi için değil çevredekilerin canı çektiklerinde yemesi için diktiğini belirterek "-‘Hanımım 7 yıl önce rahatsızlandı. 1 sene rahatsızlık geçirdi. Daha sonra ruhunu teslim etti. Rahmetli olalı 6 yıl oldu. Hanım öldükten sonra ben burada garip kaldım. Oğlum ve kızım, "Gel baba yanımızda otur" diye ısrar ediyorlar ama ben geldikten sonra burası ne olacak? Ben burada rahatım. Meyve ektim, buraların kokusu çok güzel. Meyveler, çiçekler çok güzel. Ben gelene gidene meyve veririm. Kendim için değil, gelen giden yesin diye meyveler diktim. Camiden eve, evden camiye gidiyorum. Bazen sevdiğim arkadaşlarım geliyor, onlara sepet veriyorum. Bizde sepetçilik baba mesleği. Benim babam 96 yaşında vefat etmişti’ ifadelerini kullandı.
‘SAİME, SEN BENİ HİÇ YANINA ALMIYORSUN’
Asırlık çınar Türk, eşine olan bağlılığını dile getirerek ‘Şimdi rahatım iyi. Hanım sağ olsaydı daha iyi olurdum ama Allah’ın takdiri. Cenabı Allah yanımdan aldı. Ben hanımımın mezarını da yaptırdım. Bazen fotoğraflarına bakarım, mezarına giderim. Mezarına gittiğimde, "Saime, sen beni hiç yanına almıyorsun" derim. Sonra sanki hanımım söylemiş gibi, "Zamanı geldiği zaman seni alırım" derim kalbimden’ şeklinde konuştu.
‘ALACAKSIN NACAĞINI, DAĞLARA GİDECEKSİN’
Geçimini babasından yadigar sepetç yapıp satarak kazandığını söyleyen Türk, ‘Sepet için ayaklarına çizmelerini giyeceksin. Yanına nacağı alacaksın, dağlara gideceksin. Her ağaçtan sepet olmaz. Yaban fındığı olacak. Parmak kalınlığında toplayacaksın. Onları keseceksin, buraya getireceksin. Bıçakla yamultacaksın kurutacaksın. Ben de bunları yapıyorum’ dedi.
‘ŞİMDİKİ GENÇLERDE NE ÇALGI VAR, NE DE OYUN’
Eski zamanlarına da değinen asırlık çınar Türk, ‘Gençliğimizde bizde haylazlık yaptık. Şimdi gençlere bakıyorum hiçbir şey yapmıyorlar. Sabah kalkardık, annemizin babamızın peşinden doğru tarlaya giderdik. İnek varsa onların peşinden koşardık. Bağ bahçeye çıkardık. Akşam olduğunda arkadaşlarla toplanırdık, eğlenirdik. 20 kişi harmanlığa giderdik. Gece 00.00’a kadar vur patlasın, çal oynasın eğlenirdik. Şimdiki gençlere bakıyorum ne çalgı var, ne de oyun. Vallahi billahi hiçbir şey yapmıyorlar’ şeklinde konuşarak sözlerine son verdi.