Halk arasında adı pek duyulmayan KOAH öldürüyor mu? KOAH hastalığının belirtileri nelerdir? Prof. Dr. Metin Akgün hastaları uyardı. KOAH ile ilgili bilinmeyenler, merak edilenlerin yanıtı haberimizde...
KOAH NEDİR?
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) halk arasında adı pek duyulmamış ve ciddi sonuçlar doğuran sinsi bir hastalık. Genetik faktörler, tütün dumanı, iç ve dış ortam hava kirliliği, akciğer büyümesi, solunum yolu enfeksiyonları gibi birçok sebebi olan KOAH ciddi ölümlerin yanı sıra hastanın yaşam kalitesini de düşürüyor astalık Yükü Çalışması verilerine göre yılda yaklaşık 3 milyon insanın ölümüne yol açan KOAH dünya çapında 3.ölüm nedeni olurken ölümlerin de yüzde 5.5’inden sorumlu. Çalışmadan elde edilen verilere göre gerçekleşen 320.967 ölümden 31.026’sı solunum sistemi hastalıklarından kaynaklanırken bu ölümlerin de 19.087’si KOAH nedenli.
Toplumumuzda adı duyulmamış olan KOAH erken tanı konulması gerek ciddi bir sağlık sorunudur. Başta tütün dumanına, çeşitli partiküllere, toksik gazlara maruz kalan kişilerin risk grubunda olduğu KOAH, uzun süreli öksürük, balgam çıkarma, giderek artan nefes darlığı şikâyetleriyle kendini gösterir.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dâhili Tıp Bilimleri Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Akgün, KOAH hastalığında erken tanının önemini vurgulayarak, “40 yaş ve üstü kişiler öksürük, balgam ve nefes darlığı şikâyetleri varsa bir an önce uzman bir hekime başvurmaları gerekir, aksi takdirde hastalığın tanısı için geç kalınır ve hastanın yaşam kalitesi düşer” açıklamasında bulundu.
TEK DÜŞMAN SİGARA DEĞİL
KOAH’a neden olan faktörlere değinen Prof. Dr. Metin Akgün, hastalık riski taşıyan kişilerde sigara kullanımının oldukça fazla olduğunu ifade ederek sigaranın tek başına KOAH’ a neden olmayacağına vurgu yaptı. İç ve dış ortam hava kirliliğinin KOAH’ a sebebiyet vereceğini vurgulayan Prof. Dr. Akgün, “Özellikle yaygın soba kullanımının olduğu kırsal kesimde yaşayan bireylerde KOAH görülme ihtimali artıyor. Bunun yanı sıra şehir merkezlerinde dizel yakıtların çıkardığı gaz yine KOAH oluşumuna davetiye çıkarıyor. Endüstrinin yoğun olduğu sanayi bölgelerinde KOAH oluşumu artış gösteriyor” açıklamalarında bulundu.
“KAPANAN HAVAYOLLARI ESKİ HALİNE DÖNMÜYOR”
Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi şikayetlerle kendini gösteren KOAH’ın 40 yaş üstü kişilerde daha çok görülebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Akgün, hastalığın teşhisin geç kalınması durumunda ciddi sonuçlar doğuracağını vurguladı. KOAH oluştuktan sonra havayollarının daraldığını ve öksürük, balgam ve nefes darlığı şikayetlerinin arttığını ifade eden Prof. Dr. Akgün, “Bu hava yolu darlığı zaman içerisinde ilerliyor ve hastanın durumu daha da kötüleşiyor. En önemlisi de kapanan havayolları eski haline dönmüyor” şeklinde konuştu.
KESİN TANI İÇİN SOLUNUM FONKSİYON TESTİ ŞART
KOAH’ın, nefes darlığına sebebiyet veren kalp yetmezliği, astım gibi rahatsızlıklarla karıştırılabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Metin Akgün, KOAH’ı diğer hastalıklardan ayırmak için solunum fonksiyon testi yapmak gerektiğine vurgu yaptı. KOAH’ın en çok astım hastalığıyla karıştığını belirten Prof. Dr. Akgün, “Hastanın astım hastası mı yoksa KOAH mı olduğunu ayırt emek aslında çok kolay. Ayırmak için bir takım testler yapmamız yeterli oluyor. Öncelikle hastanın yaşına bakmak gerekir. Aile öyküsüne bakılır. Astım daha genç yaşlarda veya çocukluk çağında başlar. Onun dışında yapılan solunum fonksiyon testi de ayrı bir belirleyicidir. Bu test sayesinde hava akımının daraldığı görülür ve tanısı kolaylaşır” cümlelerini kaydetti.
“TEDAVİNİN TEMEL PRENSİBİ SOLUNUM SEMPTOMLARINI AZALTMAK”
Hastalığın ileri evresinde geri dönüşümün olmadığına değinen Prof. Dr. Metin Akgün, hastanın şikayetlerini azaltacak tedavi yönetimleri uygulanabileceğine dikkat çekerek, bu hastalığın kesin bir tedavisi olmadığını, uygulanan yöntemlerin rahatlatıcı tedavi yöntemleri olduğunu belirtti. Uygulanan tedavinin hastanın yaşam kalitesini artıracağını ifade eden Prof. Dr. Akgün sözlerine şöyle devam etti: “KOAH hastalarında dönem dönem enfeksiyonlara bağlı ataklar oluyor. Bu ataklar hastaları kötüleştiriyor. Uyguladığımız tedavi ile bu atakların gelişimi önlenebiliyor. Atak ne kadar geç ve hafif olursa hasta açısından o kadar iyi olur. Ama tedavinin temel prensibi solunum semptomlarını azaltmak.”
“ ‘DUMANSIZ HAVA SAĞLIĞI’ UYGULAMASINI YETERLİ BULMUYORUM”
KOAH’ın en temel nedenlerinden olan sigaranın olumsuzluklarından söz eden Prof. Dr. Metin Akgün, Türkiye’de uygulanan “Dumansız Hava Sağlığı” uygulamasının sigara içimini bir miktar azalttığını ancak eskisi kadar etkili olmadığını vurgulayarak “ ‘Dumansız Hava Sağlığı’ uygulaması sigara içimi üzerinde etkili olmuş olabilir. Ancak ben bu uygulamayı yeterli bulmuyorum. Özellikle Erzurum için yeterli bulmuyorum. Sigarasız alan kavramı şöyle tanımlanıyor: Üstü ve üç duvarı açık olacak. Ancak Erzurum’da biz bunun tam tersini görüyoruz. Hava koşulları elverişli olmadığından ötürü camekanlı bölmeler yapılıyor. Lokantaların, restoranların en güzel bölümleri sigara içenlere tahsis edilmiş oluyor. Ülkemizde artık denetimler eskisi kadar olmadığı için bu uygulamada etkisini yavaş yavaş kaybediyor”
Son Dakika Sağlık Haberleri için aşağı kaydırın.