Vücut sistemi için oldukça önemli olan kemik suyunun içerisinde bulunan kolajen cildin elastikiyetini artırmada yardımcı olur ve kemiklerin güçlenmesinde muhteşem etkiler sunar. Yaşımız ilerledikçe vücudumuz daha az kolajen üretmeye başlar. Amerikalı kalp cerrahı ve beslenme uzmanı Steven Gundry, kolajenin yuttuktan sonra kolajen olarak emilemeyeceğini söyleyerek şöyle diyor: "Kolajen diğer maddeler gibi vücuda girip parçalanıp görevinin başına geçmez. Kolajen gibi kompleks proteinler aldığımızda vücudun onları üreten sistemlerini çalıştırmış olmuyoruz. Ancak prolin ve lizin gibi, kolajeni oluşturan amino asitleri tüketirsek (yani kolajendeki iki ana aminoasit olan prolin ve lisin bakımından zengin yiyecekler veya takviyeler yersek) o zaman vücut da kolajen üretmeye başlar. Kemik suyunu sadece kolajen için tüketiyorsanız, düşündüğünüz kadar alamıyor olabilirsiniz"
Kemik suyu kolajen, glutamin ve prolin gibi maddeler içerir. Bu maddeler insan vücudunda da vardır fakat bazı nedenlerden dolayı oranları azalır ve ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Ancak kemik suyu düzenli tüketimi bu oranı dengeler.
Bazı hastalıklar, ilaçlar ve besinler sinir sistemindeki zararlı toksinlerin oranını artırarak birçok hastalığın ortaya çıkmasına neden olur. Ancak kemik suyu içerdiği mineraller sayesinde bu durumun yaşanma riskini azaltır.
Her gün 1 bardak kemik suyu içerseniz...
Kalsiyum ve fosfor barındırması açısından kemik sağlığı için de oldukça önemlidir. Grip, bronşit gibi salgın hastalıklardan korunmak için bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmemiz şart. Kemik suyu, grip ve çeşitli enfeksiyonel hastalıklarla savaşır, vücudumuzu dinç tutar. İçerdiği mineraller sayesinde bağışıklığımızı güçlendirir. Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, kemik suyu içen otoimmün rahatsızlığa sahip kişilerin semptomlarının azaldığı yönünde. Başka bir ifadeyle, hasta olduğumuzda aklımıza kemik suyundan çorba gelmesi boşuna değil, zira hastalıkların iyileşmesine katkısı büyük.
Ayrıca beyin sağlığı içinde birebir faydalı besinlerden biridir. Antioksidan özelliği olan kemik suyu, uykusuzluk ve yorgunluk gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini azaltır.
Uzmanlar kemik suyunu, gelişim çağındaki çocukların, hamilelerin ve kemikleri kırılan hastaların tüketmesi gereken besinlerden biri olduğunu belirtiyor.
İleri yaşlarda sıklıkla görülen kemik hastalıklarını önlemek için günde bir bardak kemik suyu içilmelidir.
Gençlik iksiri etkisi veriyor!
Kadınların en çok önemsediği ve uğruna birçok zaman ve para harcadıkları güzellikleridir. Güzel olmak için dökülen çabalar ve uğraşların içerisinde kremler ve estetikler bulunur. Oysa hem satılan kremlerin hem de yapılan estetik müdahalelerin (botoks gibi) içeriğinde endüstriyel kolajen bulunmaktadır. Oysa kemik suyu, en doğal ve sağlıklı kolajen deposudur. Kemik suyunun içerisindeki kolajen ve jelatin, saçın ve cilt yapısının onarılmasına yarar sağlar. Cildi sıkılaştırır hatta selülit oluşumu azaltır. Bu özelliklerinden dolayı daha genç görünmeye katkı sağlar. Yani 'gençlik iksiri' olarak da düşünülebilir.
- Amino asit bakımından da zengin olan kemik suyu cilt dokusunu da koruyarak, yaşlanmayı ve leke oluşumunu engeller. Cilt derisi altındaki dermis tabakasında yaşan deformasyonu yeniler.
- Kas yapısını güçlendirdiğinden sporcularında tüketmesi gereken besinler arasındadır.
- Bağırsakların ve midenin iyi çalışmasını destekleyerek; hazımsızlık, şişkinlik ve kabızlık gibi sağlık sorunlarını önler.
- Bağırsak sağlığı, mutluluk hormonu olan serotonin üretiminden bağışıklığa kadar birçok konuda büyük rol oynar. Hatta bağırsaklarımızın ikinci beyin olduğunu mutlaka duymuşsunuzdur. Bağırsak sağlığının beslenmeyle ilişkili olduğunu düşünürsek beslenmemizin ne kadar önemli olduğunu anlamış oluruz.
- Kemik suyu kısık ateşte uzun süre pişirerek kolajen, glutamin, prolin, glisin ve aminoasitlerin açığa çıkması sağlanır. Kalsiyum, magnezyum, fosfor ve sülfür gibi minareller açısından zengin olan kemik suyunu vücut kolayca emebiliyor.
Bağışıklığı güçlendiriyor
Kemik suyunun içerisinde bulunan jelatin, bağırsak duvarını sağlamlaştırarak korumaya alıyor. Bu sayede otomatikmen bağışıklık sistemi de güçlenmiş oluyor. Aksi halde sindirilememiş besinler ve toksik maddeler kana karışıyor. Sonuç olarak da bağışıklık sistemi bozuluyor ve vücutta belli kronik yorgunluk, tiroit, egzama gibi hastalıklara neden olabiliyor.
Yaşlanmayı geciktiriyor
İçerdiği kolojen ve jelatin, cildi kırışıklıklara karşı korur. 30/35 yaş aralığında 69 kadınla birlikte yapılan bir araştırma var. Bu araştırmada 8 hafta boyunca kadınlar 2,5/5 mg arası kolajen kullanmıştır. Sekizinci haftanın sonunda kolajen kullananlar ve kullanmayanlar arasında ciddi farklar tespit edildi. Kullanan kadınların ciltlerinde ciddi anlamda esneklik kazanmışlardır. Kolajen aynı zamanda selülit problerine de iyi geliyor. Selüliti tamamen ortadan kaldırmasa da epey azalttığı söyleniyor.
Kemik sağlığı için doğal bir ilaç...
Ayrıca kemik suyunda bulunan kıkırdakta glukozamin ve kondroitin bulunur. Yapılan birçok araştırma kondroitinin ve glukozaminin eklem ağrılarını azalttığını ve osteorartrit yani eklem kıkırdağında oluşan bozulma semptomlarını azalttığını belirtilmiştir. Eklem ağrıları ile ilgili sıkıntı çekenler kemik suyunun faydaları sayesinde iyileşebilmektedir.
Kemik suyunun iyisi nasıl anlaşılır?
İlikli kemik suyunun jelleşmesi, yapılan ürünün kalitesine işarettir. İyi kemik suyu jelatinimsi bir görünüşe sahip olup ince ve sıvı değildir. Kemik suyunun ısıttığınız zaman sıvı hale gelmesi gerekir. Jelleşme besin değerlerinin daha yüksek olduğunun bir göstergesidir. Beslenme değeri yüksek, kolajen deposu olan kemik suyunun, en ideal şekli jöle kıvamında olanıdır. Kemik suyundaki jelatin, sızıntılı bağırsağı iyileştirir. Sindirim sistemi mukozasına katkı sağlar ve besinlerin sindirilmesine yardımcı olur.
Kemik suyunu pişirmek neden uzun sürer?
Etle kemiği birlikte pişirdiğimizde kısa sürede yenecek kıvama gelir. Ancak kemik suyu kaynatmak uzun bir işlemdir, 6 ile 18 saat kemiğin, çok az et ve bağlarla birlikte haşlanması tavsiye edilir. Bu kadar uzun süre pişirilmesinin nedeni ise kemiğin içindeki tüm besleyici maddelerin suya karışmasını, kolajenin ayrılmasını sağlamak ve kemiğin içeriğini tamamen alabilmektir.