Kastamonu'da 11 ağustos tarihinde Ezine Çayı'nın taşması ile meydana gelen sel felaketi birçok can kaybının yanında evlerin zarar görmesine de yol açtı. Felakette sele kapılan birçok insan, hayatını kaybetti.
Sel felaketinin yaşanmış olduğu Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde suya kapılan ve Orman İşletme Müdürlüğünde çalışan Hüseyin Kalaycı, selden kurtulmak için çıktığı ağaçta 6 saat kaldıktan sonra kurtarıldı.
KURTARILMAYI BEKLEDİ
Orman İşletme Müdürlüğünde çalışan Kalaycı da selin geldiği yönden otomobiliyle kaçarak kurtulmaya çalıştı ancak sulara kapıldı. Otomobilin kapısını büyük bir çabanın ardından açmayı başardı. Kalaycı, önce bir tarım aracının daha sonra ise kamyonetin üzerine çıkarak kurtulmaya çalıştı. Kamyonetin ağaca çarpmasıyla bir ağacın dallarına tutunarak ağaca çıktı ve kendisini sel sularına kapılmaktan kurtardı. Selin etkili olduğu bu sırada Kalaycı tırmandığı ağaçta kurtarılmayı 6 saat boyunca bekledi. Çevredeki vatandaşların da yardımı ile yan apartmandan uzatılan merdivene tırmanarak kurtuldu. Sonrasında aynı yöntem ile mahsur kalan başka bir kişi daha kurtarıldı.
'ÇOCUKLARIM SANA EMANET'
Ağaçta mahsur kalan Hüseyin Kalaycı olayı, ''Arabama bindim Orman İşletme Müdürlüğünden çıkarken her yeri su bastı. Arabanın içinde kaldım ve biraz sürüklendim. Araba suyla dolmaya başlayınca kapıyı açmaya çalıştım ama açamadım. Arabanın altına bir ağaç gelip kaldırdı, o sıra kapıyı açıp kendimi sele attım. Duvar vardı, yüzerek onun üzerine çıktım. Bir süre sonra duvar da yıkıldı ve ben tekrar suya düştüm. O sırada bir patpat vardı, onun üzerine çıktım. Bir anda su üzerinde gelen kamyoneti gördüm. Kamyonete atladım. O sıra kamyonet çarpınca ağaca atlayıp yukarı tırmandım. Ağaca çıkınca hemen eşimi aradım. 'Yolun sonu, buraya kadar, hakkını helal et, çocuklarıma iyi bak, çocuklarım sana emanet.' dedim.'' şeklinde aktardı.
'ÖLÜRSEM CENAZEM DENİZE GİTMESİN'
Çevredeki vatandaşlardan ip istediğini söyleyen Kalaycı, ''Sepet ipi varmış hemen attılar, belime sarıp binanın kirişine bağlattırdım. Bu ağaç nasılsa devrilecek ve gidecek, çünkü sular yükseliyor, gelen ağaçlar durduğum ağaca çarpıyordu. Ölürsem cenazem burada dursun, denize gitmesin istedim. Apartmandan bakanlara, 'Ölürsem beni buradan alsınlar.' dedim. An an ölümü bekledim. Bir süre sonra, 'Merdiven var mı?' diye sordum. 3 metre civarında bir merdiven getirdiler. Merdivene ipi iyice bağladım. Bir ucunu kirişe bağlattırdım. Kelime-i şehadet getire getire merdivenden tırmanarak binaya geçtim. Binanın giriş ve birinci katı sular altındaydı.'' dedi.