Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla beraber isimlerini duyduğumuz Özlem Türeci ile Uğur Şahin çifti, Kovid-19 aşısı öncesi başladıkları kanser tedavisi aşısı çalışmalarının ikinci deneme sürecinde başladıklarını belirtti.
Dünyanın en yaygın ve ölüm oranının en yüksek olduğu hastalığın kanser olduğunu belirten Özlem Türeci, kanserin aslında koronavirüs salgınından daha köklü ve sonuçları daha kötü bir hastalık olduğunu ifade etti.
Kanser aşısının Faz-2 çalışmalarına başlandığı ve aşının cilt kanseri hastalarının tedavisinde ne kadar etkili olduğu gözlemlenecek. Araya salgının girmesiyle kanser açısı çalışmaları sekteye uğrayan Özlem Türeci ile Uğur Şahin, hedeflerinin 2023 yılına kadar kanser aşısını geliştirmek istediklerini belirtti. Şu ana kadar elde edilen verilen kanser aşısının ilerlemesi için verilerin yeteri kadar güvenli olduğunu bildirdi.
Kanser aşısı, hastanın bağışıklık sisteminin nasıl kanserli hücrelerle nasıl savaşacağını öğrenebilmesi için mRNA teknolojisi ile geliştiriliyor. Kovid-19 aşısında da aynı teknoloji kullanıldı ancak bulaşıcı bir hastalık ile kanser tedavisi için üretilen bir aşının arasında ciddi farklar bulunuyor.
KANSER, KOVİD-19 VİRÜSÜNDEN DAHA TEHLİKELİ BİR HASTALIK
Salgın için yapılan çalışmaların ayrı bir yeri olduğunu, koronavirüsle kanser hastalığının birbirlerinden oldukça farklı olduğunu, bu nedenle farklı değerlendirilmesi gerektiğine değinen Özlem Türeci, kanser hastalığının şu an gündemde olan salgından çok daha köklü ve sağlık için daha tehlikeli olduğunu dile getirdi.
Kanser açısı çalışmalarına devam ederken, aşının sağlıklı kişiler üzerinde uygulanmayacağını, kanser hastalığının 3. Ve 4. Evresindeki hastalar üzerinde aşının deneneceği belirtildi.