Doç. Dr. Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu, “Ücretsiz izin” uygulamasının kısa çalışma ödeneğinden veya işsizlik sigortasından yararlanamayan işçileri yasal olarak koruma altına alma amacı taşıdığını vurgulayarak, “Aksi yönde bir tutum, işçi açısından haklı fesih nedeni ortaya çıkarabilir” uyarısında bulundu.
Coronavirüs salgınının ülkemizde de görülmesi ve sosyal mesafe kurallarının yaygınlaşması çalışma hayatında da önemli değişikliklere yol açtı. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işverenlerce istisnai olarak başvurulan kısa çalışma uygulamasına yönelik başvurularda son dönemde büyük artış görüldü.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından 16 Nisan’da yapılan açıklamada kısa çalışma uygulamasına başvuran firma sayının 232 bine ulaşmış olduğu ve 2 milyon 700 bin çalışan için kısa çalışma ödeneği başvurusu aldıklarını açıkladı. 7244 sayılı Kanun ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na geçici bir düzenleme eklenerek, yoğun başvuru işlemlerinin süratle sonuçlandırılabilmesi adına kısa çalışma uygunluk tespitinin tamamlanması gerekmeksizin, işveren beyanına dayalı olarak hızlıca çalışanlara kısa çalışma ödeneğinin ödenmesi sağlandı.
İbni Haldun Üniversitesi (İHÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu, kısa çalışma yerine ücretsiz izne başvuru yapılmasının Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı tarafından yapılan açıklama ve Kanun’un amacı çerçevesinde değerlendirildiğinde hakkın kötüye kullanılması olarak yorumlanabileceğine ve Türk-İş Konfederasyonu tarafından da kötü niyetli kullanımın kendilerine bildirilmesi çağrısı yapıldığına dikkat çekti.
ÜCRETSİZ İZİNDE “İŞÇİ RIZASI” GEÇİCİ OLARAK ARANMAYACAK
Doç. Dr. Yeliz Gümrükçüoğlu, “Feshe karşı son bir çare olarak başvurulabilecek ücretsiz izin uygulaması kural olarak işçinin onayını gerektirmekteydi. Ancak işveren feshini üç aylık dönemde yasaklayan geçici madde ile işverenlerin işçinin onayı olmaksızın ücretsiz izin uygulamasına başvurabileceği kabul edilmiştir. Fakat eskisinden farklı olarak ücretsiz izne ayrılan işçilere de İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödeme yapılması sağlanmıştır. Bu ücretsiz izne ayrılan kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan yahut işten çıkartılmış olup da işsizlik ödeneğinden yararlanamayan işçilere uygulanacaktır” dedi.
Gümrükçüoğlu, işverenlerin kısa çalışma ödeneği yerine keyfi olarak ücretsiz izin yöntemine başvurmalarının normun koruma amacına aykırılık teşkil edeceğini Kanun’un gerekçesi ile birlikte yorumlandığında, “Açıkça kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan yahut fesih yasağı öncesinde işten çıkartılmış olup, işsizlik sigortasından yararlanamayan işçilerin bu düzenleme ile üç ay boyunca Fon’dan ödenek alabilmesi hedeflenmiştir. Bu çerçeve de işverence aksi bir uygulamaya gidilmesi kanaatimce işverenin kötü niyetli davranışına bağlı olarak işçi açısından haklı fesih nedeni olarak değerlendirilebilecektir. Fesih yasağının hakkın kötüye kullanıldığı haller bakımından geçerli olmayacağını ve bunun da ötesinde kötü niyetli ücretsiz izne çıkarmanın işveren feshi olup olmadığı da düşünülebilir” diye konuştu.