İsrail'in 19 Yıl Boyunca Mahkum Ettiği Filistinli Ahmet 'Görmediğim İşkence Kalmadı'

İsrail’de Aksa İntifadası’na katıldığı gerekçesiyle tutuklanan Filistinli Ahmet Şükrü el-Kidra, 19 yıl sonra serbest bırakıldı. Henüz 19 yaşındayken tutuklanan Ahmet Şükrü el-Kidra, İsrail’in her türlü işkence yöntemini uyguladığını anlattı.

05.01.2022-12:08 - (Son Güncelleme: 05.01.2022-14:32) İsrail'in 19 Yıl Boyunca Mahkum Ettiği Filistinli Ahmet 'Görmediğim İşkence Kalmadı'

Henüz 19 yaşındayken İsrail askerleri tarafından tutuklanan Filistinli Ahmet Şükrü el-Kidra, ‘Her anınızı hesaplayıp ona göre bir eziyet, zulüm, sindirme programı uyguluyorlar’ ifadelerini kullandı. 

Aksa İntifadası’na katıldığı gerekçesi ile tutuklanan Filistinli Ahmet Şükrü el-Kidra, 19 sene boyunca tutuklu kaldı. Yaralama, cinayet ya da tutukluluk getirecek hiçbir suç işlememesine karşın yalnızca sivil protestolara katılması nedeniyle mahkum edildi. 19 yıl boyunca zindan da geçen günlerini anlatan el-Kidra, ‘Bütün işkence biçimlerini en ağır şekliyle Filistinliler üzerinde deniyorlar’ dedi. 

MAHKUMLAR İNSALIK DIŞI İŞKENCELERE MARUZ BIRAKILIYOR

‘Siyonist rejim, insan aklını ve hayalini aşan fiziki, ruhsal işkence metotları geliştirmiş’ diyen Filistinli Ahmet el-Kidra, ‘Siyonist rejimin, daha ilk girdiğim andan başlayan işkenceleri, çıktığım güne kadar sistematik bir biçimde sürdü. Her anınızı hesaplayıp ona göre bir eziyet, zulüm, sindirme programı uyguluyorlar. Bazı şeyleri anlatmaya hayâ ediyoruz. Direnç limitlerinizi ölçüp bedenen olduğu kadar zihninizi de çökertmeye çalışıyorlar. Anlatılmaz metotlarla boğuşmak mecburiyetinde kalıyorsunuz. İşte bütün o anlarda bilinç ötesi bir duygu hâli kaplıyor benliğinizi ve Allah’tan gelen bir yardım, ferahlık duygusu ile dayanıyorsunuz bütün o insanlık dışı işkencelere’ diyerek zindan günlerinde yaşadığı o karanlık günleri anlattı. 


İsrail askerleri tarafından götürülerek 19 yıl boyunca mahkum edilen Filistinli Ahmet Şükrü el-Kidra’nın ailesiyle bir kez bile görüştürülmediğini anlattı. İsrail’in Askalan, Biri Saba, Nefha, Ramon, Nakab ve Hederin Cezaevlerini de gördüğünü ifade eden el-Kidra’nın hapishanede kaldığı zamnki en büyük hayalinin babasına sarılmak olduğunu ancak kendisine babasının vefat haberinin geldiğini dile getirdi. 19 yıl boyunca mahkum edilen Filistinli Ahmet Şükrü el-Kidra, İsrail zindanları için ‘Medeniyet tarihinin en ağır insan hakkı ihlalleri yaşanıyor’ dedi. El- Kidra, Siyonistlerin hapishanelerinde 1.000, 1.500, 2.000 hatta 3.000 sene hapis cezasına mahkum edilmiş Filistinlilerin olduğunu belirtti. 

Filistinli El-Kidra’ya göre, Siyonistler tutuklu edilen mahkumların onurunu kırma ve ailelerinin de umutlarını tüketmeye yönelik yapamaya çalıştıkları bir taktik olduğunu söylüyor. El- Kidra, Gazzeli mahkumlara daha fazla kin duyulduğunu ve Gazze ve Filistin’e saldırı dönemlerinde cezaevlerinde şiddet ve baskın boyutunun fazla olduğunu ifade ediyor. 

MAHKUMİYETİ SÜRECİNDE YILDIĞI O AN

Filistinli Ahmet, özgürlüğüne kavuşmasının mutluluğu yaşadığını söyleyerek mahkumiyet sürecinde yaşadığı ve kendisini en çok üzen olayı şu ifadelerle anlattı; ‘Direnişin saygın bir üyesi Nefha Hapishanesinde hücre arkadaşımdı. Bir gün eşinin öldüğü haberini verdiler. O ağır işkenceler karşısında zerre kadar taviz vermeyen kişi bir anda ağlamaya başladı. ‘Yavrularım babasızdı, şimdi hem babasız hem annesiz kaldı’ diyerek gözyaşı döküyordu. O yaşlar benim içime aktı. Öyle bir ana şahitlik etmek çok yıkıcı gelmişti. Bekâr olduğum ve beni bekleyen bir eşim ve çocuğum olmadığı için o an sevindim. Arkadaşımı teselli edecek herhangi bir kelime bulamadım.’

YARALILARA TIBBİ MÜDAHALE EDİLMİYOR

Suçu olmayan birçok kişinin bulunduğu cezaevlerinde zulüm ve işkencelerin dışında birer hastalık merkezi de olduğunu ifade eden Filistinli Ahmet Şükrü el-Kidra, ‘Filistinli esirleri hastane diye götürdükleri yer tam anlamı ile bir mezbahane. Oysa uluslararası anlaşmalara göre her mahkûmun tedavi hakkı vardır ve bu kısıtlanamaz. Kendimizi unuttuğumuz ve daha çok kahrolduğumuz anlar kadınlarımıza yönelik baskılardı. Özellikle kadınlarımızın tesettürlerine müdahale edilmesi, hamaz kılmalarının engellenmesi, dövülmeleri ve koğuşlarına yapılan alçak baskınlar çok büyük üzüntü sebebi idi. Tecride mahkûm edilen ve darp sebebiyle sakat kalan ya da yaralananlara hiçbir tıbbi müdahale edilmiyor. Bu sebeple defalarca isyan çıkardık. Fakat aynı durum devam ediyor. Sadece bu bile İsrail’in sadece işgal değil; ne denli bir işkence rejimi olduğunda göstergesi’ diye konuştu.

YORUM YAZ..
Modal