İrritabl bağırsak sendromu (İBS), karın ağrısı ve bağırsak alışkanlığında değişiklikle karakterize fonksiyonel bir bağırsak hastalığıdır. Görülme sıklığı yüksek olan bu hastalık, toplumun yaklaşık olarak yüzde 5 ila 10'unu etkilemekte.
KADINLARDA GÖRÜLME ORANI YÜKSEK!
Kadın bireylerde erkeklere göre, gençlerdeyse yaşlılara oranla daha sık görülen bu hastalık beraberinde; depresyon, anksiyete, baş ağrısı fibromiyalji, jinekolojik ve mesane problemleri ve kronik yorgunluğa yol açıyor.
İrritabl bağırsak sendromu hakkında konuşan Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Mutluay Soyer, diğer fonksiyonel gastrointestinal hastalıklarıyla birlikte görülme sıklığının artış gösterdiğini vurgulayarak İBS'nin meydana geliş mekanizmasının oldukça karmaşık olduğunu aktardı.
Uzman isim, sinir sistemi değişiklikleri, bağırsak aşırı duyarlılığı, bağırsak hareketlerinde bozulma, bağırsak bakteri kompozisyonunda değişiklikler, genetik ve psikososyal stres gibi pek çok faktörün İBS’nin ortaya çıkış sürecinde etkili olduğunun altını çizdi.
İRTİTABL BAĞIRSAK SENDROMU BELİRTİLERİ
Belirtiler hakkında açıklama yapan Doç. Dr. Soyer, şunları kaydetti: "İBS hastalarında ishal, kabızlık, ishal kabızlık atakları bulunabilir. Karında gaz ve şişkinlik çok yaygındır. İBS tanısı, altta yatan organik hastalıkların dışlanması ile konulur. Yaşın 50'nin üzerinde olması, kanlı dışkılama, gece ishali, kilo kaybı, demir eksikliği anemisi, ailede Crohn hastalığı, ülseratif kolit veya ailede kolorekral kanser varlığında acil kolonoskopi yapılmalıdır"
HASTA HEKİM İLİŞKİSİ TEDAVİDE KİLİT ROL
İBS'nin doğal seyrini değiştiren herhangi bir tedavi bulunmadığını dile getiren uzman isim, "Tedavi ile şikayetler ve hastane başvuruları azalırken hayat kalitesi artmaktadır. Sağlam bir hasta-hekim ilişkisi İBS tedavisinde başarının en önemli anahtarıdır. Yeterli hasta eğitimi tedavinin ilk aşamasını oluşturmaktadır'' dedi.
İBS HASTALARI NASIL BESLENMELİ?
Yaşam tarzı ve diyet değişikliğinin yararlı olabileceğini söyleyen uzman isim, ''Küçük ve düzenli öğünler, bilinen tetikleyici gıdalardan kaçınmak ve alkol ve kafein tüketiminin azaltılması önerilir. Fermente olabilen oligo-, di- ve mono-sakaritler ve polioller (FODMAP'ler) bazı meyvelerde, yapay tatlandırıcılarda, baklagillerde ve yeşil sebzelerde yüksek seviyelerde bulunur" diye uyarılarda bulundu.
İBS KANSER RİSKİNİ ETKİLER Mİ?
İBS hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Soyer, açıklamasını sonlandırırken şunları söyledi: "İBS'li hastalarda FODMAP içeren gıdaların tüketimi ile ince bağırsak su içeriğinde ve bağırsak hacminde artış ile şikayetlerde artma olabilmektedir. FODMAP içeren gıdaların kısıtlanması ile bazı hastalarda şikayetlerde azalma sağlanabilmektedir. Ancak pek çok gıda kısıtlaması gerektirmesi nedeni ile uygulaması oldukça zordur. Yaşam tarzı ve diyet ile etkin yanıt alınamayan vakalarda ilaç tedavisi uygulanır. Kabızlık, ishal, karın ağrısı, karın şişliğine yönelik gerekli tedavi verilir. İBS, kronik yani uzun süreli bir hastalıktır. Hastaların yüzde 30-50'si stabil seyreder; yüzde 2-18'inde şikayetler artarken, yüzde 12-38'inde iyileşme görülür. İBS kanser riskini artırmaz, hastanın yaşam süresini etkilemez ancak en az organik hastalıklar kadar hayat kalitesini etkileyebilir."