Deloitte Digital tarafından hazırlanan ‘Ekonominin Dönüştürücü Gücü: E-Ticaret Etki Analizi 2020 Raporu’nun sonuçları Bilişim Sanayileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan ve Deloitte Türkiye Ortağı Hakan Göl'ün katıldığı çevrimiçi toplantıda açıklandı.
Yerli hane halklarının tüketim harcamalarının yüzde 8'ini e-ticaret üzerinden yapıldı. Ayrıca, e-ticaret alışveriş siparişlerinin yüzde 63'ü mobil uygulamalardan verildi.
Rapora göre, salgının da etkisiyle 2020 yılında dünyada internet kullanan her 5 kişiden 4'ü e-ticareti deneyimlerken, yine salgın sürecinde farklı yaş gruplarından ve ekonomik düzeyden tüketiciler sektöre giriş yaptı. 2021 yılında küresel e-ticaret hacminin yüzde 14 artışla 4,9 trilyon dolara yükseleceği tahmin ediliyor.
2020 yılında Türkiye'deki e-ticaret harcamaları 226 milyar TL olarak gerçekleşirken, yurt içi satıcılarının e-ticaret hacmi 216 milyar TL'ye çıktı ve e-ticarete katılan işletme sayısı 2015'ten bu yana yüzde 42 yükseldi.
KULLANIM SIKLIĞI ARTTI
Tüketicilerin yüzde 51'i, uygun fiyatların tercih edilmesinin e-ticaret kanallarındaki en etkili faktör olduğu belirtildi. E-ticarette en yaygın alışveriş yapılan kategori yüzde 85 oranla giyim ürünleri olarak öne çıktı.
Geçtiğimiz yıl toplam internet satış payının arttığını belirten işletmelerin oranı yüzde 65 oldu. İşletmelerin yüzde 22'si internet satış kanalı için ek eleman aldı ve salgın sona erdikten sonra da internet satışlarının artacağını düşünen firma oranı yüzde 39 olarak belirlendi.
E-TİCARET 1.9 MİLYON İSTİHDAM SAĞLADI
Raporda, e-ticaret faaliyetlerinin Türkiye'nin ekonomik kalkınma hedefine ilişkin veriler de yer aldı.
Yerel işletme üzerinden yapılan e-ticaret harcaması 216 milyar TL'ye ulaştı ve e-ticaretin toplam gayri safi katma değer katkısı 253 milyar TL’ye ulaştı.
E-ticaret toplam 1,9 milyonluk istihdam alanı sağlarken, Türkiye'de toplam vergi katkısı 56 milyar TL olarak gerçekleşti.
‘MOBİL TİCARET DEĞİŞİYOR’
Levent Kızıltan, etkinlikteki konuşmasında, Türkiye'nin e-ticaretle ilgili olan verilerde son yıllar içerisinde en hızlı büyüme gösteren ülke olarak listelerde yer aldığını işaret ederek; ‘Dünyada online pazar yerlerinin payının e-ticarette yüzde 47'ler mertebesinde olduğunu izliyoruz. Mobil üzerinden yaratılan trafiğin de yüzde 51,3 olduğunu görüyoruz. Sadece e-ticaret değişmekle kalmıyor, aynı zamanda 'm-ticaret' de benzeri bir şekilde değişiyor. Dolayısıyla çok yeni, değişik ve hızlı büyüyen bir pazarı yeniden keşfetmiş olduk.’ Dedi.
Kızıltan ek olarak; ‘E-ticarette dünyadaki tüm veriler düşünüldüğünde, perakendenin dışındaki B2B ticareti de göz ardı etmemek gerekiyor. Çin'in yüzde 30'luk pazar payına ulaşmasındaki en büyük temel etkenlerden bir tanesi kendi üretici firmalarının ürünlerini ve hizmetlerini yurt dışına açabilecek platformlara da sahip olması. İster yabancı kaynaklı sermayeyle gelişmiş olsun, ister Türkiye'deki kendi kaynaklarımızla geliştirdiğimiz pazar yerleri olsun, Türkiye'deki üreticilerimizi de B2B pazar yerlerinin içerisine çekerek ve burada ihracatın gelişimine aracılık ederek çok farklı noktalara gidebiliriz.’ Diyerek gelişim hakkında yorumda bulundu.
‘E-TİCARET ARTIK LOKOMOTİF SEKTÖR’
Yaptığı sunumla sonuçlara ilişkin bilgi veren Deloitte Türkiye Ortağı Hakan Göl de e-ticaretin sunduğu başlıca değer önerilerine değindi.
E-ticaret'e artık lokomotif sektör denilebileceğinin söyleyen Göl; ‘İşletmeler artık mekan ve ölçek bağımsız hale geldikleri ve bu nedenle satış yapabildikleri için piyasadaki rekabeti artırıyorlar. Artan rekabet fiyatları düşürüyor ve aslında enflasyonun azalmasına yol açıyor. Ürünlerin ve hizmetlerin kolay dolaşımı, sınır ötesi ticaret için ciddi bir fırsat sunuyor. Türkiye için, ekonominin dinamiği olan KOBİ'lerin büyümesi ve dijital dönüşümünü destekliyor. Operasyonel maliyetlerin azaltılması ve aynı zamanda işletmelerin verimliliğini artıyor. Gelişen dijital süreçler iş gücü optimizasyonu sağlıyor ve dolayısıyla da işletmelerin üretkenliğini artıyor.’ Dedi.
Diğer yandan da sunulan ürün çeşitliliği, fiyat avantajı, zaman tasarrufu gibi faktörler de tüketicinin sağlıklı refahını artırdığını belirten Göl; ‘Son yıllarda da gördüğümüz, ortaya çıkan iş modellerini destekleyici yeni sektörler, teknolojiler ve inovatif uygulamalar ortaya çıkıyor ve bilişim sektörü yatırımlarını da artırıyor. Dolayısıyla e-ticaretin sunduğu çok ciddi bir değer önerisi portföyü var diyebiliriz.’ Diyerek, birçok farklı paydaşı ile çok geniş bir ekosistemin sürekli geliştiğini anlattı.
Salgın süresince e-ticareti farklı yaş gruplarından tüketicilerin ilk defa deneyimleyerek sektöre giriş yaptığını, farklı bölgelerden farklı tüketicilerin de yine sisteme dahil olması ile işletme sayısının da arttığını bildiren Göl; ‘Global ölçekte diğer ülkelerle kıyaslayacak olursak, internet penetrasyonu ve e-ticaretin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payına baktığımızda, Türkiye'nin 2020 yılında olgun pazarlar arasına girdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.’ Açıklamalarında bulundu.