İKAM’dan İslam İktisadı Manifestosu

İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı çatısı altında çalışmalarını yapan İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), “Covid-19 Krizinden Çıkış İçin İslam İktisadı Perspektifinden Öneriler” başlıklı manifestosunu yedi başlık altında yayımladı.

05.06.2020-11:48 - (Son Güncelleme: 05.06.2020-10:53) İKAM’dan İslam İktisadı Manifestosu

İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı çatısı altında çalışmalarını yapan İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), “Covid-19 Krizinden Çıkış İçin İslam İktisadı Perspektifinden Öneriler” başlıklı manifestosunu yedi başlık altında yayımladı.

İKAM'dan gelen açıklamaya bakıldığında, coronavirüs salgını sebebiyle müşahede edilen ekonomik sistem buhranları İslam İktisadı ilkeleriyle toparlanmış yeni bir yöntemle çözülebilir.

Pek çok üniversiteden akademisyen, ekonomist, alakalı sivil toplum idarecileri ve alanının uzman adlarının imzaladığı manifesto, olan kapitalist sitemin çözüm bulamadığı sorunların İslam iktisadı sistemi ile neticeleneceğini ortaya koyuyor.

İKAM manifestosunda “Finansman modeli değişmelidir”, “Vergilendirmede Adil bir Sistem Kurgulanmalıdır”, “Temel refah düzeyi teminat altına alınmalıdır”, “İşletmeler insanileşmelidir”,  “Serbest piyasa odaklı yapıdan sosyal ekonomiye geçilmelidir”, “Toplumsal adalet bir söylem değil zarurettir” ile “Parçalı değil bütüncül değişim şart” başlıklarından bahsediliyor.

Açıklamada fikirlerine yer verilen İKAM Direktörü ve Kırklareli Üniversitesi Dr. Öğretim Görevlisi Taha Eğri, coronavirüs pandemisi sonrasında ortaya çıkan buhranın, esasında içerisinde olan iktisadi ve sosyal hayatın problemlerini daha açık bir biçimde görme olanağı sağladığını belirtti.

Eğri, şu ifadeleri kullandı:

"Bir tarafta büyük bir üretim kapasitesi, teknik gelişme varken öte tarafta milyonlar yoksunluk ve imkansızlık içerisinde kıvranmaktadır. Dünyada bir tarafta büyük zenginlikler birikirken öte taraftan yakıcı bir yoksulluk artmaktadır. Bu sorunlar insanlığı şiddet, hastalık, bağımlılık ve terör bataklığına doğru sürüklemektedir. Bu sorunların çözümü ise sosyal adaleti merkeze alan İslam İktisadı prensip ve uygulamalarının daha sıkı takibi ile mümkün." 

Gelen bilgide, manifestodaki "Finansman modeli değişmelidir" başlıklı ilk unsurda, şirketlerin ve insanların sıkıntılı halde olduğu bir dönemde finansmana olan gereksinimin çoğunlukla banka kredileriyle sağlanabilmesinin, zor durumda kalmış vatandaşlara ya da işletmelere bileşik faize dayalı kurumlar tarafından fakat destek verilebilmesinin çarkın durduğuyla ilgili en büyük kanıt olduğu ifade ediyor.

"Temel refah düzeyi teminat altına alınmalıdır" ilkesinde de olan kapitalist sistemin sermayenin ve onu elinde tutanın refahını karşılıksız gelir olan faiz ile temin edilmesinin toplumun sermayesiz bölümünün emeğine haksız ortak olduğu belirtiliyor.

İslam ekonomesinde de zekattan faydalanabilecekler arasında borçluların da anılmasıyla başkalarının sermayeleriyle sıkıntılı durumdaki borçluların, borçlarının ödenmesi temin edilerek toplumu borç yükünden kurtaran ve refah seviyesini sürekli arttıran bir çözüme varılacağının altı çiziliyor.

"Vergilendirmede adil bir sistem kurgulanmalıdır" maddesindeki vergilendirmede hükumetlerin serveti olan ve olmayan vatandaşlarını pek çok yerde ayırmamasının toplumsal adalete zarar veren konuların başında olduğu, vergilendirmede adaletin sağlanmamasının serveti olanların kazancını ve sermayesini çoğaltırken, serveti olmayanlarını da bir fakirlik sarmalına mahkum edildiği belirtiliyor.

İslam iktisadının, toplumun kaynaklarıyla varlığını arttıran kişi ve işletmelerin bu varlığı topluma geri iade edeceği zekat müessesiyle adaletsizliğin ortadan kalkacağı belirtiliyor.

"Serbest piyasa odaklı yapıdan sosyal ekonomiye geçilmelidir" unsuruyla konu olan buhranın piyasa-devlet arasındaki münasebetlerin sorgulanmasına ve neo-liberal ekonomi siyasetlerinin 1929 Büyük Krizi, 2008 küresel finans buhranı ile yaşanan coronavirüs salgınındaki ekonomik yansımalara yol açtığı, bir defa daha ibrenin serbest piyasa ferasetinden devletin iktisadi sistemiyle daha çok dahil olduğu sosyal ekonominin gerekliliği düşüncesine sebep olduğu bildirildi.

"İşletmeler insanileşmelidir" maddesiyle coronavirüs salgınının işletmelerin insanileşme zorunluluğunu tekrar yeniden anımsattığını, insanın bir kaynak değil bir kıymet olarak göz önünde bulundurulması gerektiğine vurgu yapıldı. İslam iktisadından mülhem ahilik ahlakının sağladığı gelenekle şirketlerin insanileşmesi, emeğin kıymeti ile iş yerindeki ahlaki tavırlarının belirlediği aktarıldı.

Başka bir madde de "Toplumsal adalet bir söylem değil zarurettir" kısmında kapitalizme dayalı iktisadi tertibin problemin sebebi olduğu, toplumsal adaletin sadece İslam iktisadının zekat ile faiz yasağıyla çözülebileceği belirtildi.

Zekat, sadaka ile infak müesseseleriyle varlığın toplumun faydasına işletilmesiyle toplumsal adaletin elde edilmesine imkan sağlandığının altı çiziliyor.

Son maddede da İslam ekonomisinin bu buhrandan çıkış için tavsiye ettiği finansman modelinin değişmesi, toplumsal desteklerin kalkınma odaklı bir duruma getirilmesi, temel refah seviyesinin teminat altına alınması, firmaların insanileşmesi ve toplumsal adaletin zorunlu olması yalnızca İslam toplumları için değil, bütün insanlığın rahat bir hayat yaşaması için bütüncül bir değişimin olmazsa olmazsa olduğu aktarılıyor.

DNC Medya
DNC Medya
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

En Çok Okunanlar

Modal