ERDAL ŞİMŞEK |ANALİZ
Şu anda Hibrid savaş, her iki dünya savaşında olduğu gibi Avrupa’da başladı, Asya-Pasifik’te devam edecek. Japonya’nın 1 milyon asker için levazım ve lozistik sistemi kurması, bunun habercisidir.
Çin Halk Cumhuriyeti geçtiğimiz günlerde Avrupa’nın merkezine konuşlanmaya başladı. Hem de inanılmaz bir yöntemle. Bu olay nasıl oldu peki?
Çin halk Cumhuriyetine ait 6 tane askeri nakliye uçağı, Türk ve Bulgaristan hava sahasını izinli bir şekilde kullanarak Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a iniş yaptı. Bu uçakların yükü hava savunma sistemleri idi. Bu sistemler öyle sıradan bir hava savunma sistemi olmayıp, Rus S 300’lerinden daha üstün ve S 400’lerin radar sistemine sahip bir hava savunma silahı.
Bu hareketlilik, bir anda Avrupa’nın bütün dikkatlerinin bu bölgeye toplanmasına sebep oldu. Ancak, Avrupalı iki ülkenin istihbarat servisleri bu gelişmeden çok önceden haberdardı. Ve işin ilginç yanı Avrupalı bu iki ülke hem askeri hem savunma sanayii hem de ekonomik hacim olarak oldukça büyük ülkelerdi. Avrupa Birliği ve Batı Avrupa burnunun dibinde gelişen bu Hibrid Savaş ‘tan habersizken, gelişmeleri başından beri adım adım takip eden bu iki ülke hem Sırpların hem Çinlilerin, hem de Çin’in fiilen desteklediği Putin’in aklını aldı tek kelime ile.
Peki bu iki ülke ne yaptı da bir anda Avrupa’nın içinde bulunduğu gaflet ve dalaleti söküp attılar? Putin ile Çin rejiminin aklını başından aldılar?
Özetleyelim:
Geçtiğimi Cumartesi, Çin Halk Cumhuriyeti, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da bulunan Nikola Tesla havaalanına 6 askeri nakliye uçağı indirdi. Bu uçakların yükü HQ-22 yerden havaya hava savunma sistemi idi. Bu hava savunma sisteminin radarları oldukça gelişkin. Havada aynı anda yüzlerce hava aracı takip edebilme güç ve yeteneğine sahip bir sistem. Bu da şu demektir, savaş anında bu radar sistemi, sizin bütün hava harekatınızı felç eder. Çünkü radar yaptığı olduğu ortaya çıktı. Bu hava savunma sistemindeki radarlar, Multi Target Tracking Radar (MTTR) olup, bütün hava araçlarına kilitlenme özelliğine sahiptir. Ve savaş uçaklarının radarlarının yanısıra Yer Gözetim Radarları da kilitlenen bu “düşman radarı”nı görerek, savaş uçağını harekattan çekmesine sebep olur. Bu yüzden, hava harekâtı başlatan ülkenin bu operasyonu tamamen iptal edilir.
S 400’lerin aynı anda 600 hava aracını gözlemleyip kilitlenme yeteneğine sahip olduğunu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye üzerinde emperyalist emelleri olan ABD ve Avrupa’nın neden bu kadar çığırarak höykürdüğü anlaşılıyordur umarım.
Bu füze sistemleri Belgrad’da geldi ama bu iki Avrupalı müttefik/klik, tüm güçleri ile Belgrad ve Doğu Avrupa-Balkanlar’da olan biten her şeyden haberdar olduklarını cümle aleme gösterdiler.
Hatırlarsanız bir önceki yazımızda, Türkiye ile İngiltere’nin NATO içerisinde İtalya’yı da yedeklerine alarak çok güçlü bir klik oluşturduklarını belirtmiştik. İngiltere ve Türkiye, gerek Akdeniz ve Akdeniz dünyası ile Avrupa, Balkanlar ve Asya’da meydana gelen kontrolsüz ve hızlı gelişmelere karşı ortak hareket etmek amacıyla yıllardır bir ittifak kurmuşlardı. Bu ittifakı ne ABD ne da Avrupa Birliği anlamadı. Anlasalardı, İngiltere’nin “Brexit”i gerçekleştirmemesi için ellerinden gelen bütün gayretleri göstereceklerdi.
Peki bu iki ülke ne yaptılar? Bu uçaklar Nikola Tesla Havalanı’nı inmeden iki gün önceden inanılmaz bir operasyon yaptılar. Bu operasyonla Sırbistan sivil ve askeri havacılık sistemini allak bullak ettiler. İki gün boyunca Belgrad’dan neredeyse bir sivil uçağın dahi inip kalkmasına müsaade etmediler.
Nikola Tesla Havaalanı güvenlik birimine iki gün boyunca sürekli bomba ihbarı yapıldı ve 50’nin üzerinden uçak seferinin iptal olmasını sağladılar. Bilindiği gibi uluslararası Sivil Havacılık Güvenlik Protokolleri Kurallarına göre yapılan bütün bomba ihbarlarının değerlendirilmesi gerekiyor ve bunun için de uçuşların durdurulması, uçuş yapılan pistin iniş ve kalkışlara kapatılması gerekiyor. Ve Sırbistan bu protokolleri uygulayınca hava sistemi tek kelime ile felç oldu.
50 sivil seferin iptal edilmesi sizlere küçük bir rakam olarak gelebilir.
Türkiye ve Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı İstanbul Havalimanı’ndaki yüzlerle ifade edilen uçuş sayılarına bakarak kıyaslamayın. Çünkü Sırbistan’ın nüfusu hepi topu 6 küsur milyon. Yani İstanbul’un yaklaşık üç semti kadar.
Ve bu operasyonla Türkiye ile İngiltere, Hem Sırp lider Vusiç’e Hem Putin’ne hem de Çen lideri Şi Cinping’e gerekli mesajı vermek istediler. Ve bunda da başarılı oldular.
Evet yanlış okumadınız, bu iki ülke Türkiye ve İngiltere idi. Türkiye ile İngiltere, 21. Yüzyılın en güçlü bölgesel ve global askeri ve siyasi ittifakını oluşturdukları bir kez daha anlaşılmıştır umarım. Özellikle ABD’nin bunu görerek kendini toparlayacağına kaniyim.
Türkiye ve İngiltere bununla da yetinmedi. Düne kadar Türkiye’nin arkasına saklanarak İslam dünyası ile ilişkilerini geliştirmeye ve Arnavut belasından kendini korumaya çalışan Vusiç ve onun Bosna’daki uzantılarına da gerekli bir ders daha verilmesi gerekiyordu.
Bosnalı Sırpların lideri Faşist, ırkçı Dodik, daha önce Ankara’ya çağırılarak kelimenin tam anlamı ile kulağı çekildi ve kıçını kırıp oturması istendi. (Bu anada Kıç kelimesi, Türkçede diz için söylenir. “Diz” kelimesi daha sonra Türkçeye girmiştir. Bildiğiniz gibi “kıçını kırıp oturmak” Atasözü seviyesinde bir deyimdir. Diz kırılıp oturulabildiğine göre demek ki bu kelimenin karşılığı “diz”dir.)
Bununla da yetinilmedi, üst düzey devlet ve askeri ziyaretleri Bosna Hersek’e yapıldı. Bunun yanında Arnavutluk ve Kosova ile ilgili askeri hareketlilik gerçekleştirildi Türkiye Tarafından. Böylece Sırplara ve Putin’e gerekli mesajlar verildi.
İngiltere ise başka bir hareket çekti Sırplara ve Putin’e. Sırp lider faşist Dodik ile Bosna Hersek’in içinde sözde Sırp Cumhuriyeti ilan eden mene Çetnik faşist Zelga Civiyanoviç’e karşı yaptırım kararı geldi. İngiltere, bu ikilinin Bosna Hersek’in toprak bütünlüğü ve meşru kimliğine karşı savaş halindeler, Putin ile içli dışlılar, Mevkilerini de Bosna barışı ve huzuruna karşı kullanıyorlar. Bundan dolayı bunların bütün mal varlıklarını donduruyoruz. Seyehat yasağı getiriyoruz.
İngiltere’nin bu hareketi, Türkiye’nin askeri ve fiziki hareket ve ihtarının diplomatik versiyonu idi. İki ülke de Balkanlarda, Doğu ve güney Avrupa’da sadece Ruslar ve Çinlilere değil, Almanya ve Fransa’ya çık net ve sert bir uyarı yapmış oldular. Bildiğini gibi özellikle Balkanlar, Almanlarla Fransızların etkin olduğu bölgeler. Ve Türkiye ile İngiltere ittifakı, burada da ipleri eline alıyor anlaşılan.
Yaşanan bu durumdan ABD’de rol kapmak istiyor. Ancak İngiltere, bu konuda topu Türkiye’ye atarak, ABD’nin bölgede kendilerine bağımlı olması stratejisini sahaya sürdü. İşte İngiliz aklı bu. Hiçbir yerde görünmez ortalıkta. Öyle boy pos göstermeyi sevmez, ama işler karışınca bir anda her yerde İngiltere’yi, İngiliz devletinin gücünü görürsünüz.
Peki Türkiye, İngiltere ve eş zamanlı olarak ABD’nin bu operasyonuna karşı Rusya ve Çinin cevabı ne olur?
Her iki ülke hala 20. Yüzyıl savaş yöntemini izliyorlar. Çin, bu bölgelere silah sevkiyatı yapmaya devam edecek.
Putin de kendine bağlı Sırf ve Hırvat faşistleri harekete geçirecektir.
Bosna, Kosova ve Arnavutluk yeni bir savaş alanı olabilir. Bunlardan daha yüksek bir ihtimal ise tamamen korumasız olan Sancak bölgesinde yeni bir çılgınlığa girişebilir Sırplar. Bu konuda Türkiye, bir an önce önleyici tedbirler almalı ve sütre gerisinde Sırbistan’ın lideri Vusiç’i anlayacağı dilden uyarmalıdır.
Bu yaşadığımız bir dünya savaşıdır. Gıda enerji, ekonomi alanında savaş yapılıyor. Bu yeni yöntem savaştır. Artık II. Dünya savaşı gibi yekpare cephe savaşı yaşanmayacak. Ukrayna gibi küçük cephe savaşı yapılacak. Ama bu cephe teması öyle yaygın olmayacak, Cephe savaşları tehdit unsurları olarak kullanılıp esas savaş belirttiğimiz alanlarda yaşanacak. Yani ekonomik, kıtlık ve enerji alanı. Şimdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üç yıl önce “boş bulduğunuz her santimetre kareye bir şeyler ekin, buğday ekin” feryadını umarım anlamışsınızdır.