İçe Dönük Olmak Ne Demek?

İlk defa 1900'lü yılların başında dünyanın önde gelen psikiyatristlerinden biri olan Carl G. Jung tarafından ortaya atılan bir kavram olan "içe dönük" kavramı o yıllardan itibaren sürekli geliştirilmiş, yeni tanımlar eklenmiştir. Kişinin içe dönük yahut dışa dönük olması sosyal tercihler kapsamında enerji azalması ya da artmasına bakılarak belirleniyor. 

İçe dönük olan kişiler, çevrelerinde mümkün olduğunca az uyaranın olmasını tercih ederler. Böylesi ortamlarda kendilerini daha rahat hisseder ve verimli olurlar. Dışa dönük kişiler ise tam tersi bir şekilde başkalarıyla bir arada olmayı daha çok severler. Dışa dönüklerin sosyal becerileri gelişmişken, içe dönüklerin empati ve yaratıcılıkları daha çok gelişmiştir.

İçe dönük kişiler de kendi içinde Sosyal içe dönüklük, düşünceli içe dönüklük, kaygılı içe dönüklük ve ölçülü içe dönüklük olmak üzere 4 farklı gruba ayrılmaktadır. Şimdi bu grupları teker teker açıklayalım.

SOSYAL İÇE DÖNÜK KİŞİLER

Sosyal içe dönük kişiler, diğer içe dönüklere göre yalnızlığı bir nebze  daha az tercih ederler ve kendilerini yormayacak zamanlarda arkadaşlarla buluşmayı, aileyle bir arada olmayı mutlulukla karşılarlar.

Sosyal içe dönüklerin özellikleri şu şekildedir;

- Küçük ve samimi buluşmalara hayır demezler.

- Tek başlarına olmak ve tek başlarına seyahat ederek orada yeni insanlarla karşılaşmayı severler.

- Yalnız kaldıklarında kendilerini yenilemek isterler ve dingin kalırlar. Bir gönül ilişkisi içerisinde olduklarında bile kendilerine özel bir alan yaratırlar.

- Daha sonradan katılmamaya karar verseler bile kendilerine gelen buluşma davetlerini kabul ederler.

- Online tanışmalarla bir flört bulmayı tercih ederler. Ancak yüz yüze tanışmalara da hayır demezler.

- Sezgilerine güvenirler.

- Gereksiz sohbetten uzak kalırlar ancak birlikte olmaktan memnun olacağı arkadaşlarıyla keyifli bir buluşmayı severler.

DÜŞÜNCELİ İÇE DÖNÜK KİŞİLER

Bu tipteki kişiler bilişsel özellikleri ile tanınırlar. Entelektüel aktivitelerin içerisinde olmaktan büyük haz duyarlar. Merak ettikleri konuların üzerine giderler ve bu konular hakkında kitaplar okumayı, araştırma yapmayı severler.

Düşünceli içe dönükler, tabiri caizse düşüncelerinin içerisinde kaybolurlar. Kendilerini, çevresindeki insanları ve sokakta gördüklerini tahlil ederler. Yaratıcılıklarını ortaya çıkartan ortamlarda olmaktan mutluluk duyarlar. Bu ortamlar bazen ormanın içindeki bir ev, bazen bir teras bazen de deniz kıyısıdır. Öz farkındalıkları yüksektir. Ancak çok düşünceli olmaları nedeniyle bir ilişki içerisinde zorlanmaları kuvvetle muhtemeldir.

KAYGILI İÇE DÖNÜK KİŞİLER

Kaygılı içe dönükler, ilişkilerinde oldukça sessizdir. Kendilerini her zaman sınırda hissederler. Bu nedenle kendilerini kaygıda hissedecek ortam ve kişilerin yanında olmaktan memnun olmazlar. Bazen o kadar uzak kalırlar ki çevresindeki insanlar tarafından kaba biri olarak tanımlanırlar. Ancak kaba değillerdir. Sadece kendilerini güvende hissedip korunmak isterler. Bütün bunlar nedeniyle kendi konfor alanlarından çıkmaya pek sıcak bakmazlar. Romantik ilişkilerde olmaktan dolayı zorlansalar da bu durumun üstesinden gelebilirler.

ÖLÇÜLÜ İÇE DÖNÜKLÜK

Bu içe dönüklük biçimi çekingen içe dönüklük olarak da tanımlanır. Bu türde insanlar, başkaları onları tanımaya çaba sarf etmeden önce kendilerini başka insanlara açmazlar. Düşünceli, nazik ve sağlam duruşludurlar.

Ölçülü içe dönükler duygusallıktan uzak, kontrollü bir enerji içerisindedirler. Sessizliği tercih eder, görev bilinciyle hareket ederler. Taktiksel bir yavaşlık halindedirler. İkili ilişkilerde, kendilerini karşılarındaki insana yakın hissedene dek hayatını açık etmezler. "Zamana ihtiyacım var" sözünü onlardan sıklıkla duyarsınız.