Milli şair Mehmet Akif Ersoy'un yoldaşı Hasan Basri Çantay, Balıkesirli tüccar Çantayoğlu Halil Cenabi Efendi ve Balıkesirli Sinanoğullarından Kepsutlu Hadice Hanım'ın tek evladı olarak, 1887'de Balıkesir'de dünyaya geldi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi birinci dönem Balıkesir Milletvekili Hasan Basri Çantay, ilk tahsilini Arap Hoca ve İptidai-i Kebir mekteplerinde tamamladıktan sonra Balıkesir Lisesi'nde eğitim hayatını sürdürdü.
1903 yılında babası vefat eden Hasan Basri, annesi ve 3 kızkardeşinin geçimini sağlamak üzere okulunu yarım bırakarak nafia dairesi, tahrirat kaleminde görev alarak memuriyet hayatına atıldı.
Müftü Osman Nuri Efendi ile Müstecabizade Adil Efendi’den Farsça, Balıkesir Mevlevihanesi’nde Ragıbzade Ahmet Naci Dede’den Arapça dersleri alan Çantay bir yandan da edebiyat, hukuk, felsefe, Kur'an-ı Kerim yorumu, iktisat ve maliye ilimlerini tahsil etti.
İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra Balıkesir'de yayınlanan "Nasihat" ve "Balıkesir" isimli gazetelerde yazı yazan Çantay bir süre Dar-ül Hilafe'de edebiyat öğretmenliği yaptı.
MİLLİ MÜCADELE'Yİ DESTEKLEDİ
1913'te Balıkesir Daimi Encümeni Başkatipliği görevini icra eden Çantay, Samih Rıfat Bey'in isteğiyle İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Balıkesir'deki yayın organı olan 'Yıldırım Gazetesi'ni yönetip çıkararak, Özel İdare Encümeni Başkatibi görevi sırasında da mutasarrıf Reşit Bey'in isteği üzerine 'Karesi Gazetesi'nin yayın yönetmenliğini üstlendi, böylece Balıkesir'in basın-yayın anlamında gelişimine vesile oldu.
Genel Meclis ve Daimi Encümen üyeliğinde görev yapan Çantay, yörede Milli Mücadele'nin başlaması ve halkın silahlanması konusunda fiilen öncülük ederek, yazılarıyla Milli Mücadele'yi destekledi.
Yazdığı yazılar nedeniyle bir süre tutuklu kalan Çantay, 17-19 Mart 1919 tarihleri arasında İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti'nin düzenlediği Büyük İzmir Kongresi'nde bulundu.
1. TBMM'ye Balıkesir Mebusu olarak giren ve hiçbir gruba eğilim göstermeden sonuna kadar bağımsız kalmayı tercih eden Çantay, Meclis'te milli eğitim, içişleri, kitaplık ve Memurin Muhakematı Tetkik Kurulu'nda çalıştı. Aynı zamanda TBMM 1. ve 2. toplantı yıllarında Milli Eğitim Komisyonu'nun katipliğini yapan Çantay, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu'nun kurulmasından sonra ikinci grupta yer aldı.
MİLLİ ŞAİRE YOLDAŞ OLDU
Milli şair Mehmet Akif Ersoy ile yakın arkadaş olan Hasan Basri Çantay, usta şairden Arap edebiyatına dair bilgi aldı. İstiklal şairi Ersoy, Bursa ve Balıkesir yöresinden gelen Yunan zulmü haberlerinin etkisiyle kaleme aldığı "Bülbül" isimli şiirini ise Hasan Basri Çantay'a ithaf etti.
TBMM'nin birinci döneminden sonra Balıkesir'e edebiyat öğretmeni olarak dönen Çantay, 132 şehit çocuğunun eğitimi için kurulan yetiştirme yurdunun müdürlüğü ile vazifelendirildi.
Okul müdürlüğü vazifesini icra ettiği yıllarda "Zafer-i Milli" isimli gazetede yazı yazan Çantay, 1928'de zihin yorgunluğu nedeniyle hastalandı ve rahatsızlığı nedeniyle emekliye ayrıldı.
Tek parti dönemlerindeki yöneticilerin baskılarından korunmak için birkaç yıl entelektüel kesimden ayrılan Çantay, ziraat ve ticaretle uğraştı.
Daha sonra tekrar dini, ilmi ve edebi çalışmalarına dönerek telif ve çeviri eserler ortaya koyan Çantay, 1950'den sonra demokratik yönetimin sağladığı din ve vicdan özgürlüğü ortamıyla birlikte başlayan İslam'ın öğrenilmesi, öğretilmesi, yaşanması, yayın ve diğer araçlarla desteklenmesine dönük çalışmaların içine dahil oldu.
YAZILARINDAN HİÇBİR ZAMAN TELİF ALMADI
Çalışmalarını icra ederken bir yandan eserler ortaya koyan Çantay, diğer yandan da yol gösterici ve uyarıcı tavrıyla varlığını daim ettirmeyi tercih etti.
Din ve vicdan özgürlüğünün sağladığı haklar bakımından farklı düşüncelerin kol gezdiği dönemde geniş ilmi bilgisi, siyasi deneyimi ve güvenilir kişiliğiyle farklı gruplar arasında hakemlik yaparak, görüş ve metotların isabetli ve uygulanabilir olanlarını belirlemeye çalışan Çantay, din bilginlerinin, aydınların ve iyiliksever zenginlerin yol göstericisi olarak gösterildi.
"Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim" isimli meal kitabıyla tanınan İslam bilgini Hasan Basri Çantay, yazdığı yazılardan hiçbir zaman telif almadı, telif gönderildiği zaman ise iade etti.
3 ciltlik eser Kur'an-ı Kerim mealinin gelirini, kendi adına yaptırılan camiye harcayan Çantay, musiki ile de ilgilendi.
MEZARININ MEHMET AKİF ERSOY'A YAKIN OLMASINI VASİYET ETTİ
Besteler yapan Çantay, şiirlerinde ise kendi adından ziyade "Basri", "Hüzni", "Serseri", "Aşık Hasan", "Sireti" ve "Nasuhi" gibi müstear isimler kullandı.
"Mektebli Yavrularıma" isimli eserini ve "Müslümanlıkta Himaye-i Etfal" isimli eserini 1922'de, "Ülkü Edebiyatı" isimli kitabını ve "Zeka Demetleri" adlı çalışmasını 1939'da, 3 cilt olarak kaleme aldığı "Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim" mealini 1953'de ve yine 3 cilt olarak hazırladığı "Kırk Hadis ve Mealleri" isimli kitabını 1956-1962 yılları arasında tamamlayan Çantay, Ebu Hanife'den istifade ederek yazdığı "Fıkh-ı Ekber Tercümesi"ni 1954'de, "Babamın Şiirleri" isimli eserini ve "Kara Günler ve İbret Levhaları" adını taşıyan anı kitabını 1964'de, "Akifname" isimli eserini ise 1966'da yayımladı.
Ömrünün son yıllarını dini, ilmi ve edebi araştırmalara veren Hasan Basri Çantay'ın, farklı alanlarda ortaya koyduğu kitaplarının yanı sıra, bazı eserleri de yayımlanmadı.
Mezarının, çok sevdiği dostu olan milli şair Mehmet Akif Ersoy'a yakın olmasını vasiyet eden Çantay, 1964'te Balıkesir'de vefat ederek Edirnekapı Şehitliği'ne defnedildi.