Soğuk algınlığı, nezle, grip gibi hastalıklardan korunmak için kullanılan bitki çaylarının, dikkatli tüketilmemesi durumunda sağlığı tehdit ediyor.
Sonbahar ile birlikte sıcaklıklar düşmeye başladı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi artık daha da önemli. Bitki çaylarının sağladığı faydalar bitki çaylarına olan talebi artırdı. Mevsimsel hastalıklara karşı önlem almak isteyenler, fazla kilolarından rahatsız olanlar bitki çaylarına dört elle sarıldı.
IHLAMUR ÇAYI ZİRVEDE!
Pandeminin de etkisi ile sağlıklı bitki çaylarına olan ilgi bir hayli artış göstererek mevsim hastalıklarına karşı önleyici bir duvar örmekte. En çok rağbet gören bitki çayı ıhlamur, ıhlamuru sırasıyla ada çayı, rezene çayı, yeşil çay, papatya çayı, lavanta çayı, biberiye çayı, zencefil çayı, zerdeçal ve tarçın çayı takip ediyor.
Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurhan Ünüsan, doğru tüketilmeyen bitkilerin insan sağlığını tehdit edebileceğinin altını çizdi.
BİTKİ ÇAYININ YARARI ZARARA DÖNÜŞMESİN!
Her yaş grubundan insanın bitkisel çay tükettiğini ifade eden Ünüsan, kulaktan dolma yanlış bilgiler ile çok fazla karşılaştıklarını söyledi.
Bitkisel çayların da en az ilaçlar kadar dikkatli tüketilmesi gerektiğini belirten Ünüsan, "Her ne tüketiyorsak doğru kaynaktan bilgi almamız gerekiyor. Şimdi herkes internete başvuruyor ama orda da doğru bilgi kadar yanlış bilgiler de var. Kaynağına inip güvenilir mi bilmek lazım. Ayrıca tüketilen dozaja çok dikkat etmek gerekiyor." diye uyarılarda bulundu.
HAMİLELER ADA ÇAYI İÇEBİLİR Mİ?
Birçok ilacın temelinde bitkilerin yer aldığını anımsatan ve yanlış bitki çayı tüketmenin, yanlış ilaç tüketmek kadar zararlı sonuçlar doğurabileceğini söyleyen Ünüsan, şunları kaydetti: "Mesela ada çayını hamileler ve emziren annelerin kesinlikle tüketmemesi gerekiyor. Çünkü hormon seviyelerinde farklılıklara neden oluyor. Osteoporoz, kalp hastalığı, diyabet, kanser gibi teşhisler konulmuş ya da ilaç kullanan kişilerin çok daha dikkatli olması gerekiyor. Bilinmeli ki bitkisel çaylar masum değildir. Çünkü içinde etken maddeleri vardır. Zaten çoğunlukla ilaçlar da bitkilerden yapılır. Dolayısıyla tükettiğimiz bitkilerin, kullandığımız ilaçlarla etkileşime girebileceğini de unutmamak gerekiyor."
Ünüsan, bitkilerin hazırlanış yöntemlerine göre olumlu ya da olumsuz etkileri görülebileceğini dile getirerek bazılarının demlenerek bazılarının ise kaynatılarak tüketilmesi gerektiğini söyledi.
BİTKİLERİ KULLANIRKEN HASSASİYET GÖSTERMELİYİZ!
Doktorların verdiği ilaçlara bile şüphe ile yaklaşan kişilerin bitki çaylarını hiç düşünmeden tüketebildiğini söyleyen Ünüsan, şunları söyledi: "Ebeveynlerden veya çevreden gelme alışkanlıklar nedeniyle bitkileri sorgulamadan tüketebiliyoruz. Doktorlarımızın verdiği ilaçları kullanırken sabah mı akşam mı, aç mı, tok mu, günde kaç tane, bunların hepsine dikkat ediyoruz. Nasıl herkes her ilacı kullanamıyorsa veya ilaç kullanırken son derece dikkat ediyorsak, bitkileri tüketirken de aynı hassasiyeti göstermeliyiz. Eskiden komşudan ilaç alma alışkanlığı vardı. Bunun son derece azalması nasıl memnuniyet vericiyse, özellikle kurutulmuş bitkileri kullanırken, çaylarını yaparken de çok dikkatli olmalıyız. Mutlaka uzmanlardan, aromaterapistlerden, fitoterapistlerden, eczanelerden veya diyetisyenlerden yardım almalıyız."