Fransızca “Gravure” kelmesinden alınan gravür, "kazıma resim sanatı" demektir. Çinko, bakır, muşamba ve ağaç gibi çeşitli materyaller üzerine kazınarak veya taş üzerine yağlı kalem ile işlenerek elde edilir. Kökeni grafik sanatına dayanan gravür, Osmanlıca'da "hakk" (kazıma -kabartma) sözcüğü ile ifade edilir.
15.yüzyılda Hollanda’da başlayan gravür resim tekniği daha sonra Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa’ya yayılmıştır. İlk bilinen gravürler Ren kıyılarında ağaçlar üzerine kazınarak yapılmıştır. 15. yüzyılda Alman Albert Dürer, ağaç ve bakır üzerine yaptığı gravürlerle tanınmıştır. İtalya’da Marca Antonio da maden üzerine çelik uçla kazıyarak yaptığı eserleriyle bilinir. Fransa’da ise gravür sanatının ilk temsilcisi Jean Duvet’tir.
Bu isimler dışında Thomas Leu, Robert Monteuil, Andran’lar, Jean Pesne, Edelinck, Callot, Claude ve Brebiette gibi isimler 16. yüzyılda Avrupa’da yetişmiş ünlü gravür sanatçılarıdır.
OSMANLI'DA GRAVÜR SANATI
Gravür sanatı, Osmanlı'da II. Abdülhamit devrinde azınlıklar ve daha önceleri Avrupa ülkelerinin elçileri tarafından başlatılmıştır. Osmanlı Dönemi’nde ilk basılan gravürlerin 1559 yılında Tunuslu Hacı Ahmet tarafından yapıldığı kaydedilir. Dünya haritası çalışan Tunuslu Hacı Ahmet ilk dünya haritasını Venedik’deki esareti sırasında yapmıştır. Müslümanlara faydalı olmak için yaptığı haritayı beraberinde ülkesine götürmek isteyen Hacı Ahmet’in baskıları 236 yıl sonra 1795 yılında bulunarak bu kalıplardan 24 baskı alınmıştır. Daha sonra bu çalışmaları Venedik St. Mark Kütüphanesi’ne bağışlanmıştır.
1648 yılında IV. Murat Dönemi’nde Katip Çelebi’nin "Cihannuma" adlı kitabında bulunan Osmanlı topraklarına ait haritaları gravürle basılıyor. Gravür sanatı, 17. yüzyıl ve daha sonralarında saray çevresinde gelişmiştir. Özellikle İstanbul’u tasvir eden Batılı elçiler ve gezgin sanatçılar, çok sayıda renkli ve siyah - beyaz gravür çalışması yapmışlardır. Bu çalışmalar, Avrupa ve ABD kütüphanelerinde nadir eserler olarak korunmaktadır.
TÜRK GRAVÜR SANATÇILARI
Tarihimizde bilinen ilk gravürler, Osman Hamdi Bey’in açtığı Güzel Sanatlar Akademisi’nde taş baskı yöntemiyle yapılmıştır. Yapılan bu gravürlerin en iyi örnekleri Ressam Hoca Ali Rıza’nın yaptığı çalışmalardır.
1937′de, Güzel Sanatlar Akademisi’nde açılan gravür atölyesinde, ilk Türk gravürcüler yetiştirildi. Burada metal plakalar üzerine, resim ve yazı basma çalışmaları başlatıldı. Sabri Berkel özellikle gravür çalıştı. Daha sonra Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Nevzat Akoral, Cemal Tollu Turgut Zaim ressamlar da gravür çalıştılar. Bunlar arasında sayılmayan ve gravür sanatında isim yapan sanatçılar ise Muzaffer Aslıer, Aliye Berger, Muammer Bakır, Gündüz Gölönü ve Mustafa Plevneli’dir.
Gravür, 19. yüzyıla kadar sanat olarak tatbik edilmesinin yanı sıra belgeleme tekniği olarak da kullanılmıştır. Gravür sanatı bugün tamamen sanat olarak icra edilir.