Genler Kovid-19'un Ağır Geçirilmesine Sebep Oluyor

Kovid İnsan Genetiği Konsorsiyumu tarafından Kovid-19’u ağır geçiren hastalar üzerinde gerçekleştirilen çalışmada, kronik hastalığı bulunmayan fakat yoğun bakımda tedavi gören kişilerin genlerinin virüse karşı savaşması gereken bir protein grubunu üretemediği tespit edildi.

01.10.2020-14:05 - (Son Güncelleme: 01.10.2020-14:37) Genler Kovid-19'un Ağır Geçirilmesine Sebep Oluyor

Dünya genelinde 50 genetik merkezi araştırmacıları tarafından kurulan Kovid İnsan Genetiği Konsorsiyumu, ağır hastaları incelerken, kronik rahatsızlığı olmayan fakat hastalığı yoğun bakımda geçiren hastaların virüse karşı savaşması gereken ‘tip I interferon’ protein grubunun üretiminin olmadığını açığa çıkardı. Bu bilgi doğrultusunda hastalığı kimlerin ağır geçireceğini, kimleri asemptomatik geçireceğini öngörmenin mümkün olacağı da belirtildi.

Science dergisinden yayınlanan araştırma sonucu, Asya, Amerika, Avrupa, Avustralya ve Orta Doğu ülkelerinin yer aldığı ve Kovid İnsan Genetiği Konsorsiyumu olarak adlandırılan yönetim kurulu üyeliğini Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üyesi Prof. Dr. Tayfun Özçelik gerçekleştirirken, ana ekip klinisyenleri içinde Sağlık Bilimleri Üniversitesinden Prof. Dr. Kadriye Kart Yaşar, Prof. Dr. Nevin Hatipoğlu, Dr. Sevtap Şenoğlu ve Dr. Şemsi Nur Karabela da vardı.

Yapılan çalışma ile ilgili Tayfun Özçelik, koronavirüsün özellikle 65 yaş üstünde tehlikeli boyutlara gelebildiğini, 50 yaş altındakilerde de ağır geçme ihtimali olduğunu hatırlatarak bunun sebebini tüm dünyanın merak ettiğini vurguladı.

Bu çalışma için 28 ülkeden 50 genetik merkezinden ve neredeyse 150 hastanenin bir araya gelerek oluşturduğu Kovid İnsan Genetiği Konsorsiyumu olarak Özçelik, Kovid-19’a yakalanan kişilerin genetiğini incelediklerini incelediklerini aktardı.

Hücrelerin haberleşme sağlaması gereken genlerde bozukluk olabileceği hipotezinden yola çıkıldığını aktaran Özçelik, dünya genelinde 650 ağır hastanın genomlarının incelendiğini ve bu 650 kişiden 60’ının Türkiye’den olduğunu belirtti. 

DOĞUŞTAN MUTASYON OLABİLİR

Özçelik, bu araştırma neticesinde hastalığa ağır yakalanmış kişilerin, interferon sinyal ileti yolunda bulunan genlerinde doğuştan gelen mutasyonları gözlemlediklerini, bu sebeple de vücutta antikor oluşumunun sağlanmadığının ortaya çıktığını ifade ederek, ‘Hastalığı ağır geçirenlerde vücudu virüslerden koruyan ve 17 proteinden oluşan tip I interferon bulunmadığı tespit edildi. Böylece hayatı tehdit eden ağır Kovid-19 hastalığının genetik ve immünolojik nedenleri keşfedilmiş oldu.’ diyerek keşfedilenleri dile getirdi.

Ayrıca Özçelik doğuştan gelen genetik fonksiyonların etkisinin olabileceğini belirterek, ‘Araştırmada, ağır Kovid-19 hastalarının yüzde 10'undan fazlasında antikorlarının virüsü değil, bağışıklık sisteminin kendisini hedeflediği ortaya çıktı. Yine ağır Kovid-19 hastalarının yaklaşık yüzde 4'ünde doğuştan gelen genetik mutasyonların olduğu gösterildi. Her iki durumda da temel mekanizmanın aynı olduğu görüldü: Şöyle ki hastalarda vücudu virüslerden koruyan ve 17 proteinden oluşan tip I interferon bulunmadığı tespit edildi. Böylece ister oto-antikorların nötralizan etkisi sonucu olsun ister mutasyona uğramış genlerin bir neticesi sonucunda gelişsin, günümüze dek yeterli düzeyde anlaşılamayan ağır Kovid-19 hastalığının moleküler yapısının bir protein grubunun eksikliğinden kaynaklandığı anlaşıldı. Böylece 20'li yaşlarda olup herhangi bir kronik hastalığı olmamasına rağmen ağır seyreden bir klinik tabloyla yoğun bakımda tedavi gören kişilerin genetik yapıları açıklığa kavuşmuş oldu. Araştırma, kadınlara oranla erkeklerin neden daha çok kaybedildiklerini de açıklar nitelikte’ bilgilerini paylaştı.

Bu çalışmalar sonucunda Özçelik, ‘Kimlerin ağır hasta olacağı, kimlerin ise asemptomatik şekilde hastalığı geçireceğini de artık genlere bakarak öngörebileceğiz. Bunun için tüm dünyada genetik testlerin yapılması gündeme geliyor’ gelişmesinden bahsetti.

Tedavide aşının çok önemli olduğuna değinen Özçelik, ‘Şu an tedavi edici ajanlar var ama bunlar spesifik değil. Bu araştırmanın sonuçlarına göre ileri sürdüğümüz sav, interferon sinyal ileti yolunu direkt olarak uyaran beta interferon ilacının erken dönemde kullanılmaya başlanması bu hastaların çabuk iyileşmesi için anahtar niteliğinde olabilir. Çalışma bize interferon tabanlı tedavilerin gerekliliğini ve önemini göstermiş oldu’ dedi.

Geçen pazartesi yapılan toplantı doğrultusunda alınan karardan bahseden Özçelik, 'Şu anda dünyada Kovid tedavisi klinik incelemelerinde var olan hastalara beta interferon gibi ajanları vermeye başlayalım mı?' yönünde soruların ortaya çıktığını belirtti. Özçelik sözlerine ‘Tedavilerde etik kurul izinleri önemli bir safhayı oluşturuyor. Bu izinlerin alınmaya başlamasıyla ilgili adımlar atılmaya başlamış bulunuyor. Bu ajanların kullanılması kurtarıcı olabilir mi? Konsorsiyumun öncelikli çalışması bunun üzerine yoğunlaşmıştır’ şeklinde devam etti.

Kurulan konsorsiyumun eş zamanlı başkanlığını yürüten, Rockefeller Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Jean-Laurent Casanova ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü araştırmacısı Dr. Helen Su ise ‘Bu araştırmanın sonunda Kovid-19 moleküler temelleri en kapsamlı şekilde anlaşılan bulaşıcı hastalık haline geldi ve ağır hastaların yaklaşık yüzde 15'inde nedensel ilişki kurulmuş oldu.’ açıklamasını yaptı.

Hastalığı ağır geçiren kişilerin ciddi bir bölümünün, vücudun influenza virüsüne karşı yanıtında kritik bir konuma sahip 13 gende nadir görülen mutasyonları taşıdıkları ve yüzde 3'ten fazlasının ise işlev sahibi bir gene sahip olmadığı anlaşıldı. Bunun üstüne yapılan hücre biyolojisi incelemeleri ile söz konusu hastaların, Kovid-19'a karşı tip I interferonu hiç üretmedikleri belirlendi.

TEDAVİ

Araştırma sonucu elde edilen bilgi doğrultusuna, tedavi ile ilgili yeni yaklaşımların da ortaya çıkma ihtimali yüksek. Kovid İnsan Genetiği Konsorsiyumu, Kovid-19’u ağır geçiren kişiler ile ilgili genetik değişimleri incelemeye devam ediyor.

DNC Medya
DNC Medya
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

En Çok Okunanlar

Modal