Osmanlı devleti de 1884 yılında bu işletmeleri bir talimatnameye bağlı olarak devlet kontrolüne almış. Çalışan kadınlar ise işçi statüsündedir. Devlet, çalışan kadınların sağlık kontrolünü düzenli bir şekilde gerçekleştirmekle yükümlüdür. Her türlü hijyen ve sağlık malzemesi de yine devlet tarafından temin edilmektedir. Genelevlerde çalışmak için başvurusu bekleyen kadınların sayısı ise 40 bin civarında. Çalışan kadınların yaş ortalaması ise 43. Sokakta seks işçiliği yapmak zorunda kalan kadınların bir kısmı, güvenli olduğu gerekçesiyle genelevlerde çalışmayı tercih ediyor ancak bu o kadar kolay bir geçiş değil. Bunun için mahkeme kararı ile izin almak gerekiyor. Bu izin de yaklaşık 1 ile 3 yıl arasında çıkıyor. Hal böyle olunca bu süreç içerisinde herhangi bir güvenliği olmadan sokakta çalışmak zorunda kalıyor. Bir hapishaneden daha ağır kuralların olduğu yerler genelevler.
Pek kimsenin umurunda olmasa da, çalışan kadınlar için durum bu ve bundan daha vahim. Çalışan kadınlar, yaşları ilerlese bile yaş sınırını doldurmadan emekli olamıyorlar. Bu sebepten çoğu, ilerleyen yaşlarına rağmen hala çalışmak durumunda kalıyor. Bu evler, çalışan kadınların tek yaşam alanı değil. Onların kendilerine ait hayatları, okuttukları çocukları ve saklamak zorunda kaldıkları meslekleri var. Çoğunun çocuğu, annelerinin mesleğini bilmiyor. Toplumun yarattığı baskı ve değer yargılarının, evlatlarının üzerinde travma yaratması en büyük endişeleri. "Kadınlar köle gibi çalışıyor. O halde erkek genelevi de açılsın" çağrısı, ülkemizdeki erkekler tarafından ilgiyle karşılanmış ve 1 hafta içerisinde 2 binin üzerinde başvuru talebi almış. Gelen talepteki açıklamaların gerekçesi ise işsizlik.