Gaziantep'te 20 Ağustos günü meydana gelen kaza tüm Türkiye'yi yasa boğmuş ve 16 kişi acı bir şekilde hayatını kaybetmişti. Yaşanan vahim kazadan yaralı olarak kurtulan ve 2 oğlunu kaybeden anne Gülten Erpek, kaza olmadan hemen önce uyarmasına fırsat kalmadan şoförün tek elle direksiyonu tuttuğunu ve yan camda bulunan perdeyi düzeltmek isterken kaza yaptığını söyledi. Erpek'in yaptığı açıklamadaki acı detaylar kısa sürede gündem oldu.
İşte detaylar...
16 kişi hayatını kaybetmişti
Gaziantep’in Nizip ilçesinde 20 Ağustos Cumartesi günü meydana gelen ve İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirleri Muhammet Abdülkadir Esen ile Umut Yakup Tanrıöver’in de aralarında bulunan 16 kişi hayatını kaybettiği feci kazada, 47 yaşındaki Gülten Erpek’in ifadeleri ortaya çıktı. Anne Erpek, 16 saati aşkın sürede devam eden yolculukları esnasında ise kimsenin emniyet kemeri takılması konusunda bir uyarıda bulunmadığını söyledi.
"Her şey şoför değişiminden sonra oldu"
Gülten Erpek, asıl ihmallerin ise kazadan önce Gaziantep’te verilen molada yaşanan şoför değişimi ile başladığını söyledi. Erpek, "Şoför, otobüste rahat bir şekilde sigara içiyordu. Sürekli müzik çalıyordu, telefonla konuşup, telefonla uğraşıyordu ve dikkatsiz tavırları vardı. Diğer ismini bilmediğim şoför kadar dikkatli değildi’’ dedi. Erpek, "Kaza anından önce otobüsü kullanan Abdulkadir Memiş isimli şahıs telefonla biriyle konuştu. Ve ‘Kaza olmuş yine’ dediğini duydum. Bunun yanındaki muavin ve diğer şoför ile konuştuklarına şahit oldum. Kazadan önce gerçekleşen diğer kazayı ben görmedim ancak otobüsü kullanan şoför ve muavinin haberleri vardı, telefonla birileri arayıp kazanın olduğunu söylediler’’ şeklinde konuştu.
"Hızı çok fazlaydı"
‘’Kazadan hemen öncesinde otobüsün hızı yaklaşık 120 km/sa ile gittiğini gördüm. Daha sonra biraz daha hızlı gittiğini fark ettim’’ ifadelerini kullandı. Erpek, "Uyarıda bulunmamam fırsat kalmadan önce direksiyonu bir eliyle bıraktı. Şoförün sol kolunun bulunduğu taraftaki cam açık olduğundan, perdenin ses çıkarmasından dolayı onu düzeltmek isterken otobüsün hakimiyetini kaybetti. Perdeyle çok uğraştı. Aşırı hızlı gittiğinden dolayı otobüsü toparlayamadı. Otobüs sonra benim olduğum koltuk tarafına yani otobüsün sağ tarafına doğru devrildi ve otobüs bu şekilde yatık vaziyette 200 metre kadar sürüklenmeye başladı’’ dedi.
Dehşet anları
Dehşet anlarını anlatmaya devam eden Erpek, feci kaza esnasında otobüsün önüne çıkan insan ve araçları adeta süpürdüğünü belirterek, "Önümüzde daha önceden kaza yapan araçlar, ambulans itfaiye ve onlara yardıma gelen diğer kişilerin araçları vardı. Otobüs onlara çarparak ve süpürerek, anca durabildi" ifadelerine yer verdi. İlk kaza sonrasında olay yerinde hiçbir şekilde bariyer, levha gibi uyarı tabelaları görmediğini de belirten Erpek, ikinci kaza sonrasında otobüs içerisinde her yerde ceset ve yaralıları gördüğünü kaydetti. Küçük oğlunun öldüğünü gören ve büyük oğlunu kurtarmanın derdine düştüğünü de anlatan acılı anne, ‘kazanın hemen ardından ben küçük oğlum Muhammet Erpek’i yerde gördüm. Hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Kafasından yaralanmış, vefat ettiğini anladım. Diğer oğlum Umut Erpek’i kurtarayım dedim ve oğluma seslendim. O esnada ses vermediğini fark ettim ancak önüm kapalıydı. Oğlumu göremiyordum. Otobüsün içinde etrafta çoğu yolcu vefat etmişti. Her yerde çok ceset vardı ve yaralılar vardı’’ dedi.
Bilirkişi raporu ile ifadeler çelişti!
Olayın en yakın tanığı Gülten Erpek'in ifadelerinin aksine bilirkişi raporunda ise olay yerinde duba ve trafik kazası levhası bulunduğu belirtildi. Raporda, "Kazanın meydana geldiği yerde trafik kazasına müdahalede bulunan Nizip Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği ekiplerinin yol üzerinde duba koydukları tespit edilmiştir. Trafik kazası levhasının yolun sağ kenarında, banket dışında toprak üzerinde zedeleniş vaziyette olduğu görüldü. Otobüsün yan yatması ve sürüklenmesiyle birlikte dubanın bir tanesinin altında kaldığı görülmüştür'' denildi.
Şoför asli kusurlu bulundu
Otobüsün ilk fren yeri ile son durduğu yer arasında 387 metrelik mesafe de olduğu belirtilen raporda asli kusurlu ise otobüs şoförü Abdulkadir Memiş gösterildi. Olay yerindeki, polis, itfaiye ve sağlık ekiplerinin kusursuz olduğu belirtilen raporda, ''Olay anını gösterir herhangi bir kamera kaydı olmaması nedeniyle elde edinilen bilgiler doğrultusunda araçların hasarlı kısımlarından, çarpma noktasından anlaşılması suretiyle sürücü Abdulkadir M.'nin ilerlemiş olduğu yolun hafif eğimli olması, hafif virajın olması, yolda ışıklandırma aydınlatma lambalarının olmaması, havanın açık olması, herhangi bir sis durumunun olmaması, görüşe engel bir cismin olmadığı tespit edildi. Araç şoförü kullanmış olduğu aracın hızını azaltmış olsaydı ve aracın şerit izleme kurallarına riayet etseydi böyle bir üzücü olay yaşanmayabilirdi. Bu olayda araç şoförü Abdulkadir M. asli kusurludur'' ifadeleri yer aldı.