Yaşam konforunu olumsuz etkileyen ağrıların başında gelen gastrit, birçok kişide görülen, genellikle yeme bozukluklarından kaynaklanan, mide rahatsızlıklarından biridir. Ancak bazı durumlarda gastrit sanıldığı kadar masum olmayabilir. Peki gastritte dikkat edilmesi gerekenler neler? İşte detaylar…
GASTRİT AĞRISINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Koronavirüs salgının hayatımıza girmesi, yaşam koşullarında meydana gelen değişim, hayatlarımıza stresi entegre ederken bir yanda beslenme bozukluklarına neden oldu. Beslenme sisteminde meydana gelen bozukluklar, stres ve kaygıyla birleşince gastrit şikayetleri de artmaya başladı. Dahiliye Uzmanı Dr. Mesut Kaldır, gastrit ağrısının sanıldığı kadar masum olmadığına dikkat çekerek, bazı durumlarda geç kalınmadan uzmana başvurulması gerektiğini belirtti.
Birçok kişinin basit mide yanması olarak tanımladığı durumun, erken müdahale edilmediği zaman gastrite dönüşebileceğine dikkat çeken Kaldır, bu belirtilerin ciddiye alınmadığı halde kansere kadar ilerleyebileceğine değinerek, ‘Bu nedenle tanı koyulduğu andan itibaren tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır. Burada en önemli nokta midenin iç duvarını koruyan mukus astarlı bariyerde zayıflama ya da yaralanma meydana gelmesi ve akabinde de midenin sindirim için kullandığı mide öz suyunun midenin kendi astarına zarar vermesi ve kendi dokusunda hasar oluşturmasıdır. Gastrit genel olarak iki şekilde ortaya çıkar. Birincisi, ani başlangıçlı beliren ‘Akut Gastrit’ ve ikincisi de uzun süreç içerisinde ortaya çıkıp tedaviye direnç gösteren ‘Kronik Gastrit’ tablosudur’ şeklinde konuştu.
GASTRİT AĞRISINDA NE ZAMAN DOKTORA GİDİLMELİ?
Hemen hemen herkes yaşamı boyunca farkında olmadan gastrit ağrısı ile karşılaşmıştır. Genellikle bu ağrıların geçici belirtiler olduğuna değine Kaldır, bu ağrılar bazı durumlarla birleştiğinde ciddi hastalıkların habercisi olabileceğinin altını çizerek, ‘Gastrit belirtileri ve semptomları arasında öncelikle midede kazınma ve yanma hissi veya ağrı bulunur. Bu şikayetler yemek yenilmesi ile çoğunlukla ilişkisizdir ama açlık hali en belirgin şikayetleri oluşturur. Ayrıca mide bulantısı, kusma ve yemeklerden sonra karın bölgesinde dolgunluk hissi de gastrit belirtileri arasındadır. Eğer mide rahatsızlığının yanı sıra, ya da bundan bağımsız olarak kan kusulması görülüyorsa, dışkıda kan varsa veya dışkı siyah renkli görünüyorsa, bu durumların nedenini belirlemek için hemen doktora başvurulması tavsiye edilir. Çünkü gastrit tablosu ileri evreye geçmiş demektir. 10 günden daha uzun bir süre gastrit belirtileri ve semptomları görülüyorsa doktora danışılması gerekebilir’ dedi.
EN ETKİLİ TEŞHİS YÖNTEMİ HELİCOPTAR PYLORİ
Şiddetli ağrı yaşayanların muhakkak doktora gitmesini belirten Kaldır, ilk muayene sonrası gastrit teşhisinin belirleneceğini daha sonraki evrede ise doğru ilerleme için helicoptar pylori yönteminin önemli olduğuna dikkat çekerek, ‘Gastrit şüphesi olduğunda, ilk işlem doktor tarafınca yapılan fiziki bir muayenedir. Burada hassas bir karın muayenesi şüpheyi artırır. Akabinde de bazı testler ve görüntüleme yöntemleri kullanılır. Bu testler arasında Helicobacter pylori testi en basit ve en önemlisidir. Helicobacter pylori bakterisi, durumun ağırlığına göre kan testi, dışkı testi veya nefes testi ile tespit edilebilir. Nefes testi için bireye radyoaktif karbon içeren küçük bir bardak berrak, tatsız sıvı içirilir. Helicobacter pylori bakterileri bu sıvıyı midede parçalara ayırabilir. Bir süre sonra bireyin bir torbaya üflemesi istenir. Helicobacter pylori enfeksiyonu mevcutsa nefes örneğinde radyoaktif karbon bulunacaktır. Karın ultrasonografisi tanıyı desteklemek ve ayırıcı tanı maksatla uygulanan en önemli ikincil yöntemdir. En son olarak da tanıyı kesinleştirmek amaçlı ve üst sindirim sistemini incelemek için endoskopi yapılabilir. Bir başka yöntem de bugün çok kullanılmasa da anormalliği aramak için üst sindirim sisteminin röntgeninin çekilmesinden faydalanmak ve içeride bulunan herhangi bir ülserli dokuyu daha görünür hale getirmek için sindirim sisteminin içini kaplayan baryum içeren beyaz, metalik bir sıvıyı içirmektir’ diye konuştu.
TEDAVİDE EN ÖNEMLİ ADIM YAŞAM KOŞULLARI
Gastrit tedavisinde en önemli adımın yaşam koşullarında meydana gelecek değişimlerin olduğunun altını çizen Kaldır, ‘Gastrit tedavisi, sebebine bağlı, şikayet düzeyine bağlı veya sebep olduğu tabloya göre farklı şekillerde olabilir. Örneğin ağrı kesiciler veya alkolün neden olduğu akut gastrit, bu maddelerin kullanımının durdurulmasıyla kısa sürede rahatlayabilir. Bazı gastritlerde sadece diyet bile yeterli gelebilir. Mide asidi üretimini engelleyen ve iyileşmeyi destekleyen ilaçlar da gastrit tedavisinde kullanılabilir. Proton pompası inhibitörleri, asit üreten hücrelerin etkisini kısmi olarak bloke ederek asidi azaltır. Ancak proton pompası inhibitörlerinin, özellikle yüksek dozlarda uzun süreli kullanımı, kalça, bilek ve omurga kırığı riskini artırabilir. Bu sebeple uzun süreli kullanım önerilmez. Tedavide en önemli unsur beraberinde yapılacak olan yaşam tarzı değişiklikleri ve diyetin düzenlenmesidir. Öncelikle daha küçük ve daha çok sayıda öğünler ile beslenmek gereklidir. Sık sık hazımsızlık hissediliyorsa, mide asidinin etkilerini yavaşlatmak ve mideyi dinlendirmek için her öğünde daha az yemek yenilmesi ve günlük öğün sayısı artırılmalıdır’ şeklinde konuştu.