Bilimler tarihi alanında dünyanın sayılı isimlerinden olan Fuat Sezgin kimdir? Fuat Sezgin'in eserleri ve ödülleri nedir? Neden Almanya'ya gitmek zorunda kaldı?
Bilim tarihi alanında dünyanın sayılı isimlerinden olan Prof. Dr. Fuat Sezgin, 300 bin yazma eseri inceleyerek insanlık tarihi açısından oldukça kapsamlı bir eser kaleme aldı. İslam medeniyetinin altın çağının kaşifi, Müslüman bilim insanlarının pek çok eser ve buluşunu gün yüzüne çıkaran dünyaca ünlü bilim tarihçimiz Fuat Sezgin geride onlarca eser, çalışma ve öğrenci bıraktı. 2019 yılında Fuat Sezgin yılı ilan edilmesinin ardından, insanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar alanındaki en kapsamlı eser olarak gösterilen 17 ciltlik Arap-İslam Bilimler Tarihi eseri tercümesi başlamıştı. Geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamaya göre, Almanca olarak yazılan Arap-İslam Bilimleri Tarihi eseri GAS’nin (Geschichte des Arabischen Schrifttums) tercümesi tamamlandı.
KİMDİR?
Prof. Dr. Mehmet Fuat Sezgin, Bitlis’in Kızıl Mescit bölgesinde 24 Ekim 1924 tarihinde dünyaya geldi. Babası Mirza Mehmet Efendi, annesi Cemile Hanım’dır. Fuat Sezgin’in ailesi aslen Siirt´in Şirvan ilçesinden olup ataları yüzyıllarca Şirvan beyleri olarak Osmanlı Devleti’ne hizmet etmişlerdi. Fuat Sezgin 1936 yılında ilkokulu Doğubeyazıt’ta okudu. Babası Mirza Mehmet Efendi’nin vefatı üzerine Bitlis’e giderek, 1939 yılında burslu ve yatılı olarak ortaokulu bitirdi. 1942 yılında ise Erzurum’a giderek yine burslu ve yatılı olarak Erzurum Lisesi Fen Bölümü’nü bitirdi.
Çocukluğundan itibaren mühendis olmak isteyen Fuat Sezgin 1943 yılında Erzurum Lisesi Fen Bölümünü bitirdikten sonra matematik okuyup mühendis olmak istemesinden dolayı İstanbul’a geldi. Bir yakının tavsiyesi sonucunda, İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde alanında en tanınmış uzmanlardan olan Alman şarkiyatçı Hellmut Ritter (1892-1971) tarafından verilen bir seminere katıldıktan sonra hayata bakışı tamamen değişti. olan Alman şarkiyatçı Hellmut Ritter seminerinden oldukça etkilendiğinden dolayı mühendis olma isteğinden vazgeçerek Hellmut Ritter öğrencisi olmaya karar verir. Hellmut Ritter’in bilimlerin temelinin İslam bilimi olduğunu söylemesi de bu alana yönelmesinde oldukça etkili oldu. Bu alanda ilerlemek isteyen Fuat Sezgin o yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Filolojisi bölümünde lisans eğitimi almaya başladı. Bu esnada yabancı dil muafiyet sınavına ortaokul yıllarında da görmüş olduğu Fransızcadan girerek muaf tutuldu.
HAYATI
Fuat Sezgin öğrencilik yıllarını ise şu şekilde özetliyor; “Benim öğrenciliğim döneminde İstanbul Üniversitesinde bilim tarihi yoktu. Ancak, hocam bana: ‘Matematiği bırakma’ dedi. Fen Fakültesi de zaten yanımızdaydı. ‘Matematik bölümüne git, ders al, matematiği iyi öğren. Müslümanlardan da büyük matematikçiler yetişmişti’ diye izahatta bulundu. Konuşma esnasında birkaç isim saydı: Harizmî, Ebu’l- Vefa Buzcanî, İbn Heysem, Birunî gibi. Bu isimler benim hiç bilmediğim, hatta duymadığım isimlerdi. Dehşete düştüm. Hocam halimi görünce: ‘Bunlar ve daha pek çok isim, büyük âlimlerdi ve daha sonraki Avrupalı alimlerle aynı seviyedeydiler; hatta yer yer onlardan üstündüler’ diye açıkladı. Bu konuşmadan sonra da bilim tarihi çalışmaya karar verdim.” dedi. Ardından “Ritter’in sözleri İslam ilimleri tarihini öğrenmem için kırbaç rolü oynadı. Bütün dünyayı terk ederek gece gündüz bunun için çalıştım.”
İkinci Dünya savaşı yıllarında Türkiye’de üniversite öğrenimi askıya alındığından dolayı bir süre okula gidemeyen Fuat Sezgin, hocası Ritter’ın tavsiyesi üzerine bu uzun arayı Arapça öğrenerek değerlendirdi. Dil öğrenmede büyük yeteneğe sahip olan Fuat Sezgin’in beş dile aynı anda başlayarak her yıl yeni bir dil öğrenmesini tavsiye etti. Fuat Sezgin, 1951'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini bitirdi. 28 Şubat 1953 tarihinde İstanbul’da Zeki Veli Togan’ın başkanı olduğu Umumi Türk Tarihi Kürsüsü’nde asistan olarak vazifeye başladı. Ardından Arap Dili ve Edebiyatı üzerine doktora çalışmalarına başladı, 1954'te "Buhari'nin Kaynakları" adlı tezini tamamladı.
Fuat Sezgin yazmış olduğu bu teziyle birlikte hadis kaynağı olarak İslam kültüründe önemli bir yere sahip olan Buhari'nin hadis kitabından bazı yerlerin Mecâz’ul-Kur’ân’dan alındığını fark etti. Buhârî’nin yazılı kaynakları kullanmış olması, hadis derlemelerinin sadece sözlü geleneğe dayandığına dair önceki tezlerin yanlış olduğunu kanıtladı. Bu yazılı kaynakların İslam'ın erken dönemine, hatta 7. yüzyıla kadar geri gittiğini ortaya koydu. Sezgin'in bu tezi, oryantalist çevrelerde büyük yankı uyandırdı ve hala tartışılıyor. Fuat Sezgin 1956 yılında Buhari’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar adındaki doçentlik tezini yayımladı. Alexander von Humboldt Vakfı bursunu kazanarak 1957 ve 1958 yıllarında Almanya ilmi çalışmalar yaptı.
ÇALIŞMALARI
27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleşen darbeden dolayı oldukça mağdur olan Fuat Sezgin ihraç edildi. Sezgin, bir gün üniversiteye giderken aldığı gazetede, Milli Birlik Komitesinin aldığı kararla üniversitelerden uzaklaştırdığı ‘147'likler’ olarak bilinen zararlı akademisyenler arasında yer aldığını öğrendi. O günleri şu şekilde özetleyen Fuat Sezgin;
“1960’ın sonlarına doğruydu, bir gün evimden dışarı çıktım. Baktım gazete satan çocuklar bağırıyorlardı; ‘Yazıyor, yazıyor 147 profesörün üniversiteden atıldığını yazıyor!’ diye. Ben de enstitüye gidiyordum. Gazeteyi aldım, baktım, benim de adım yazılıydı. Gazeteyi çantama koydum, enstitüye değil Süleymaniye Kütüphanesi’ne gittim. Kitap okumaya başladım. Öğrencilerim, asistanlarım nerede olduğumu merak etmişler, beni aramışlar ve Süleymaniye Kütüphanesi´nde çalışırken bulmuşlar beni. Aslında böyle bir şeyi beklemiyordum ama Türkiye’de atmosferin değiştiği realitesini de görmüştüm. Hatta bazen de dışarıya çıkmayı istiyordum ama kendi kendime de çıkamazdım. Memleketimi çok seviyordum, çok şeyler yapmak istiyordum. Bir enstitü kurmuştum, saat gibi çalışıyordu. Tamamıyla Avrupa´da öğrendiğim her şeyi oraya getirmiştim.” dedi.
Üniversiteden uzaklaştırılan 147 akademisyen arasında yerini alan Fuat Sezgin, Bundan dolayı da ilmi çalışmalarını yurtdışında devam ettirmek zorunda kalan Fuat Sezgin, kendisine daha önce yurt dışından yapılan teklifleri vatanına bağlılığı dolayısıyla reddeden ancak 1960 yılındaki bu kararın ardından Frankfurt'a gitmek zorunda kaldı. Frankfurt Üniversitesinde misafir doçent olarak ders vermeye başlayan Sezgin, Cabir bin Hayyan üzerine hazırladığı tez sonrasında 1966 yılında profesör unvanına alarak kariyerine devam etti. Fuat Sezgin, Frankfurt Üniversitesinde bilimsel çalışmalarını Arap-İslam kültürünün tabi bilimler tarihi alanında yoğunlaştırdı. Fuat Sezgin Almanya’ya gittikten dört yıl sonra Müslüman olmuş genç bir Alman olan Ursula Sezgin ile 1966 yılında evlendi. Ardından 1970 yılında kızı Hilal Sezgin doğdu.
Fuat Sezgin öğrencilik yıllarından itibaren geliştirmek istediği Geschichte der Arabischen Litteratur’u ilk cildini profesör unvanını aldıktan sonra 1967 yılında yayımladı. 17 ciltten oluşan bu kapsamlı eserde ki konular ise şöyledir; ur’an ilimleri, hadis ilimleri, tarih, fıkıh, kelam, tasavvuf, şiir, tıp, farmakoloji, zooloji, veterinerlik, simya, kimya, botanik, ziraat, matematik, astronomi, astroloji, meteoroloji ve ilgili alanlar, dilbilgisi, matematiksel coğrafya ve haritacılık. Uzun yıllardır kaynak toplayan Sezgin, yaptığı araştırmalar sonucunda bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eserdir. Sezgin hazırlamış olduğu GAS’ i hocası Ritter’a göndererek uzman görüşü ile değerlendirmesi için gönderir. Tecrübeli şarkiyatçı ise böyle bir çalışmayı daha önce kimsenin yapamadığını ve bundan sonra da hiç kimsenin yapamayacağını ifade eder.
1978 yılında Kral Faysal İslami İlimler Ödülü’ne layık görülen Fuat Sezgin, aldığı bu ödülle 1982'de J. W. Goethe Üniversitesine bağlı Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü'nü ve bir yıl sonra da müzesini kurdu.
BİLDİĞİ DİLLER
Sezgin, direktörlüğünü yürüttüğü enstitünün müzesinde Müslüman bilginler tarafından yapılmış aletlerin ve bilimsel araç ve gereçlerin numunelerini yaptırarak sergiledi. İslam Bilim Tarihi Müzesi’ndeki aletleri tanıtıcı mahiyette Prof. Dr. Fuat Sezgin tarafından yazılmış 5 ciltlik İslam’da Bilim ve Teknik adlı katalog eser bulunmaktadır. Müze kataloğu olarak böyle kapsamlı ve bütüncül bir eser bugüne kadar ilk kez yazılmış olmasının yanı sıra, Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca olarak 4 dilde yayınlanmıştır. Bunun haricinde 27 dili çok iyi bilmektedir. Bunlar arasında Latince, Arapça, Farsça, Süryanice ve Almanca da dahildir.
İSLAM BİLİM VE TEKNOLOJİ MÜZESİ NE ZAMAN AÇILDI?
Fuat Sezgin Almanya’da kurduğu İslam Bilim Tarihi Müzesi’nin benzerini Türkiye’de de kurmayı amaçlayarak İstanbul’da bir müze açmak için faaliyetlere başladı. İstanbul Gülhane Parkı içerisinde açılışını dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi 25 Mayıs 2008’de açıldı. İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’nin faaliyetlerini desteklemek amacıyla 2010 yılında Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı kuruldu. Ayrıca yine Fuat Sezgin’in öncülüğüyle 2013 yılında Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesinde lisans, yüksek lisans ve doktora alanlarında eğitim veren Bilim Tarihi Bölümü açıldı. Fuat Sezgin’in bilim tarihi alanında Türkiye’ye yaptığı son büyük hizmet, Prof. Dr. Fuat Sezgin ve Dr. Ursula Sezgin Bilimler Tarihi Kütüphanesi’ni kurmak oldu.
Arapça, Almanca, Latince, İbranice, Süryanice'nin de dahil olduğu birçok dili çok iyi derecede bilen Sezgin için devlet, iade-i itibar yaptı. Birçok ülkede çeşitli akademilerin üyesi olan Sezgin, çok sayıda önemli ödül ve nişana da layık görüldü. Sezgin, eserleri ve yaptığı çalışmalarla tüm dünyaya bilimsel ilerleme sürecinin bir milletin değil, bütün bir insanlığın malı olduğunu gösterdi. Ömrünün son günlerine kadar ilmi faaliyetlerde bulunan Sezgin, bütün akademik hayatı boyunca bilimin ve teknolojinin ilk defa Doğu toplumlarında ortaya çıktığını ve İslam medeniyeti üzerinden yayıldığını kanıtlamaya çalıştı ve bunu başardı. Fuat Sezgin, insanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olarak gösterilen Arap-İslam Bilim Tarihinin ilk cildini 1967'de tamamladı. Sezgin, 18. cildi yazarken 30 Haziran 2018'de tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himaye ve öncülüğünde 2019 yılı, ‘Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı’ ilan edildi.
FUAT SEZGİN NE ZAMAN ÖLDÜ?
Prof. Dr. Mehmet Fuat Sezgin son yıllarını geçirdiği ve çalışmalarını sürdürdüğü İstanbul’da 30 Haziran 2018 tarihinde hayata veda etmiştir. Eşine az rastlanan azim ve beşeri gücün sınırlarını zorlayan çalışkanlıkla geçirdiği ömrünü ilme adamış, geriye çok kıymetli eserlerini ve düşüncelerini bırakmıştır. Fuat Sezgin İslam bilim ve düşünce tarihi üzerine çalışan ilim erbabı tarafından ilgiyle takip edilip eserlerinden faydalanılan, alanında önemli bir yere sahip müstesna bir değerdi.
FUAT SEZGİN’İN ÖDÜLLERİ
Prof. Dr. Fuat Sezgin, yaşamı boyunca Kahire Arap Dili Akademisi, Şam Arap Dili Akademisi, Fas Rabat Kraliyet Akademisi, Bağdat Arap Dili Akademisi, Türkiye Bilimler Akademisi şeref üyeliği de dahil olmak üzere çok sayıda önemli ödül ve nişana layık görüldü.
FUAT SEZGİN’İN ESERLERİ
Arkasında çok büyük bir ilmi miras bırakan Fuat Sezgin'in en dikkat çekici eseri, ilk cildi 1967'de yayımlanan 17 ciltlik Arap-İslam Bilim Tarihi'dir. Sezgin, bu eseri için yaklaşık 300 bin yazma eseri yerinde inceledi. Prof. Dr. Sezgin, eserinde, Kur'an bilimleri, hadis, tarih, felsefe, fıkıh, kelam, tasavvuf, edebiyat, şiir, tıp, farmakoloji, zooloji, veterinerlik, simya, kimya, botanik, ziraat, astronomi, astroloji, meteoroloji, matematiksel coğrafya ve haritacılık gibi çok sayıda konuyu derinlemesine inceledi .Sezgin, 1984'ten itibaren Arap İslam Bilimleri Tarihi dergisini yayımladı.
Prof. Dr. Sezgin'in, coğrafya, Avrupalı seyyahların seyahatnameleri, matematik, astronomi, felsefe, tıp, müzik, nümizmatik, tarih yazıcılığı ve diğer konularda yazılmış orijinal eserlerin tıpkı basımlarını ve bu konuda araştırma yapmış Batılı bilim insanlarının eserlerini içeren seriler halinde bin 300 cilt civarında yayını bulunuyor.
Sezgin'in Buhari'nin Kaynakları, İslam Uygarlığında Mimari, Geometri, Fizik, Kimya, Tıp Saatler, Optik, Mineraller, Savaş Tekniği, Antik Objeler, İslam Uygarlığında Astronomi Coğrafya ve Denizcilik, Bilim Tarihi Sohbetleri, Tanınmayan Büyük Çağ İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi'nden, Amerika Kıtasının Müslüman Denizciler Tarafından Kolomb Öncesi Keşfi ve Piri Reis, İslam Bilim Tarihi Üzerine Konferanslar, İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, İslam'da Bilim ve Teknik ve İslam Kültür Dünyasının Bilimler Tarihindeki Yeri kitapları da Türkçe olarak basıldı.