Dünyanın farklı coğrafyalarından sıra dışı eşya taşıma şekilleri
Fizik kurallarına meydan okuyan insanlar
Dünyanın farklı coğrafyalarından sıra dışı eşya taşıma şekilleri
Gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerle ilgili medyada yer alan haberlere baktığımızda, hemen her zaman aynı detayı görürüz: insanlar eşyalarını başlarında taşırlar. her ne kadar ülkemizde, eşyaları baş üzerinde taşımak adet değilse de, simitçi esnafında olduğu gibi bazı örneklerini bizde de görmemiz mümkün.
Peki insanlar neden eşyalarını ellerinde veya sırtlarında taşımak yerine, başlarında taşımayı tercih ediyorlar?
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, taşınan yükün ağırlığı arttıkça taşımak için harcanan enerji de artıyor. ancak baş üzerinde yük taşımak, bu konuda bir istisna. doğu afrika’nın luo ve kikuyu kabileleri üzerinde yapılan bir araştırmada, insanların sadece yürümekte harcadıkları enerji ile ağırlıklarının %20’sine kadar ağırlıktaki yükü başları üzerinde taşıyabildikleri anlaşılmış.
Bir örnek vermek gerekirse, 70 kg ağırlığındaki bir insanın, başının üzerinde 14 kglık bir yük taşıması, yüksüz yürümesi ile aynı miktarda enerjiye mal oluyor.
Harika değil mi? aman diyelim, hemen sevinip ağırlıkları başınıza yüklemeye başlamayın!
Bu araştırmalarda, çocukluktan itibaren eşyaları başı üzerinde taşımaya alışmış kişilerin, kaslarını uygun bir şekilde geliştirerek normal insanlara göre 3’te 1 oranında daha verimli olarak ağırlık taşıyabildikleri de gösterilmiş.
Bizim gibi yıllar boyunca doğru kaslarını güçlendirmemiş, omurlarının yük kaldırabilme kapasitesi ve kemik dansitesi buna uygun olarak şekillenmemiş kişilerin başları üzerinde yük taşımaları, sırtlarında yük taşımalarından daha çok enerjiye mal oluyor.
Luo ve kikuyu kabilelerindeki kadınların, kafa taslarında zamanla meydana gelen düzleşme haricinde kas ve iskelet sistemine ait problemleri olmasa da, başları üzerinde yük taşımayı deneyen diğer insanlar, ciddi boyun ağrılarından şikayetçiler.
Güney afrika’da yaşayan xhosa kadınlarının, kırsal hayatta başları üzerinde yük taşırken, şehirlere göçtüklerinde bu alışkanlıklarından vazgeçtikleri görülmüş. bunda, dağlık arazilerde baş üzerinde yük taşımanın daha avantajlı olmasının etkili olduğunu söyleyenler var.
şehir hayatında bu tarz yük taşımanın garipsenmesinin de bu değişiklikte etkili olabileceği biliniyor.
Bugün gana’da, kırsaldan büyük şehirlere iş bulmak için göçmüş gençlerin, günlüğü sadece 2 dolara devasa yükleri başları üzerinde taşımaya devam ettikleri de bilinen bir gerçek.
Afrika hakkında genel bilgiler
Afrika, dünyanın en büyük ve en fazla nüfus yoğunluğuna sahip ikinci kıtasıdır. kendisine bitişik kabul edilen adalar ile birlikte 32.2 milyon km²lik alanı ile dünyanın %6’sını ve dünya üzerindeki kara alanlarının %24.4’ünü kapsar.
1 milyar kişilik nüfusuyla dünya nüfus yoğunluğunun ’ini oluşturur. afrika, kuzeyde akdeniz, güneyde hint okyanusu, batıda atlas okyanusu, doğuda sina yarımadası, kızıldeniz ve süveyş kanalı ile çevrelenmiş bir kıtadır.
Kıta aynı zamanda madagaskar ve çeşitli takımadaları da bünyesinde barındırır. kıtada 54 adet diplomatik olarak tanınmış egemen devlet, dokuz bölge ve 3 adet de sınırlı tanınmış devlet bulunur.
Afrika adı, kartaca‘ya ilk defa ayak basan romalılarca “afri” veya “africani” denilen oymakların adından esinlenerek verilmiştir. bu adın yerel libya kabilelerini betimlemek için kullanıldığı düşünülse de, genellikle fenikece‘de kullanılan afar yani toz kelimesi ile bağlantılıdır. ancak 1981 yılında yapılan bir hipoteze göre bir berberi kelimesi olan ve “deve” anlamına gelen ifriden gelir.