Kahve ve çay tüketmenin faydaları ve zararları sıklıkla kıyaslanmakta. Kafein bakımından yüksek olan bu içecekler bazı hastalıklara davetiye çıkartıyor. Prof. Dr. Mehmet Selim Kocabor, kahve ve çayın glokom riskini tetiklediğini söylüyor. Glokom rahatsızlığı bulunan hastalar kahve ve çayı fazla içmesi sinirlere zarar veriyor.
KAFEİN GÖZ DAMARLARINA ZARAR VERİYOR
Kafein bakımından yüksek değere sahip olan filtre kahve, çay gibi içecekler göz içi basıncını arttırarak göz damarlarında hasara neden oluyor. Öte yandan Türkiye’nin en fazla tüketilen içeriği çayın içeriğindeki polifenoller ve kahvenin içerdiği klorojenik asitin glokomun riskinin ve vereceği hasarın azalttığı iddia ediliyor.
Yürütülen bazı araştırmalarda ise kafein içeren içeceklerin 2-3 saat boyunca 1-2 mm Hg düzeyinde göz içi basıncında artışa neden olarak glokomlu hastaları riske attığı öne sürülüyor. Söz konusu olan bu glokom artışı genetik yatkınlığı olmayan bireyler ve dengeli şekilde kafein tüketen insanlarda görülmüyor.
TÜRK KAHVESİ TERCİH EDİN!
Uzmanlar Türk kahvesini filtre kahveye tercih edilmesini öneriyor. Araştırmalara göre Türk kahvesi filtre kahvenin 3’te 1’i kadar kafein içeriyor. Bu kafein oranı öz içi basıncının yükselme riskini azaltıyor.
GLOKOM NEDİR?
Glokom halk arasında ‘Göz Tansiyonu’ ve ‘Karasu Hastalığı’ olarak adlandırılır. Göz içi basıncı artarak göz sinirinde hasara neden olmasına neden olmaktadır. Erken tedavi edilmezse glokom kalıcı görme kaybına neden olabilir. Glokom hastalığında, göz içi sıvısının dışa akım yolunda tıkanıklık oluşur ve göz içi sıvısı artar böylece basınçta artar. Göz tansiyonunda basıncın artmasına göz sinirinde hassayet oluşması da eşlik eder. Böylece görme alanı kaybolur.
GLOKOM BELİRTİLERİ NELERDİR?
Göz tansiyonu erken olarak teşhis edilemez. Ancak ilerleyen dönemlerde şu belirtiler görülebilir:
-Baş ağrısı, göz çevresinde ağrı
-gün içinde gelip giden görme bulanıklığı
-Gözde sertlik hissi
-Işık etrafında halkalar görme
GLOKOM NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Göz tansiyonu hastalığı göz içi basıncını düşüren göz damlaları ile tedavi edilebilir. Her gün kullanılan bu damlaların belirlenmiş saatlerde damlatılması; tedavinin etkinliğini arttıracak, daha etkili bir göz içi basınç düşüşü sağlayacaktır. Cerrahi ameliyat ya da lazer tedavisi de başvurulan diğer seçeneklerdendir.