Fatih ilçesinin Eminönü semtindeki Ahi Çelebi Camii'ni, II.Bayezit ve Yavuz Selim devirinde yaşayan ve iki defa hekimbaşılık yapan bir Türk tabibi Ahi Çelebi doktorluktan kazandığı parayla 1480 yılında yaptırdı.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde cami “helal para ile yapılmış cami” olarak anlatılan caminin hikayesi ise oldukça ilginç.
Evliya Çelebi, rüyasında kendini Ahi Çelebi Camii'nde nurlu bir cemaatle olduğunu görür. Kalabalığın kimlerden oluştuğunu merak eden Evliya Çelebi'ye yanındaki kişi, camidekilerin Hz. Ebubekir, Hz Ali, Hz. Osman, Hz. Ömer, Hz Veysel Karani, Hz. Bilal-i Habeşi, Hz. Hamza olduğunu söyler. O esnada Peygamber Efendimiz, sağında Hz. Hasan, solunda Hz. Hüseyin’le camiye girer.
"SEYAHAT YA RESULULLAH" Camide, Peygamberimiz Hz. Muhammed sabah namazı kıldırır sonrasında Evliya Çelebi de Kur'an-ı Kerim okur. Evliya Çelebi'nin Yanındaki zat elinden tutar ve o meşhur sahne gerçekleşir. Hz Muhammed'in elini öpen Evliya Çelebi, “Şefaat ya Resulullah” diyeceğine “Seyahat ya Resulullah” der. Hz Muhammed tebessüm edip, “Allah'ım şefaati, seyahati ve ziyareti sağlık ve esenlikle kolaylaştır” der. Evliya Çelebi rüyasından uyandığında seyahat arzusuyla yolculuğa başlar.
Ahi Çelebi Camii'nin içerisinde iki adet mihrap bulunur. Bu çift mihrabın birinde nuru temsilen yirmi dört saat lamba yanar, diğeri ise Osmanlılar tarafından Peygamber'in namaz kıldırdığı yerde, imamdan başka kimsenin namaz kıldırmaması için yapılmış küçük bir mihraptır.
1539 ve 1653 yıllarında iki kez yanan ve 1892 zelzelesinde ise büyük hasar gören cami, 1990'lı yıllarda restorasyona alınarak yeniden faaliyete geçirilmiştir.