Kara Fatma olarak bilinen Fatma Seher Erden kimdir? Balkan Savaşlarından Kurtuluş Savaşı'na kadar düşmanla nasıl mücadele etti. Kara Fatma ismini kim verdi?
Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanlarından biri olan Fatma Seher Erden namı diğer Kara Fatma, ufak tefek görüntüsünün yanı sıra yaptığı büyük kahramanlıklarla kuruluş mücadelesinin önemli isimlerinden biri oldu. Tek başına kurup komuta ettiği yüzlerce askeri olan Kara Fatma Milli Mücadelenin ne kadar çetin bir geçtiğinin en bilindik kahramanlarından biridir. Yerli ve yabancı kaynaklarda Milli Mücadele’2nin kadın kahramanı olarak nitelendirilen Kara Fatma, askeri cesareti ve başarıları, yerli ve yabancı basında, kitaplarda, arşivlerde anlatılıyor. Cesareti ve gözü karalığından dolayı 25 Nisan 1922 tarihli The New York Times gazetesinde şu şekilde haber oldu; 'Fatma isimli bu kadın, düşman birliklerine saldırıp aralarında subayların da olduğu 25 esirle geri döndüğünde, hemen hemen hepsi kadınlardan oluşan keşif kolunu komuta eden bir onbaşıydı.'
BALKAN SAVAŞI’NDAN İTİBAREN HEP CEPHEDEYDİ
Gözü kara olduğu için Mustafa Kemal Atatürk tarafından Kara Fatma diye anılan Fatma Seher Hanım, Erzurumlu Yusuf Ağa’nın kızdır. Kurutuluş Savaşı’ndan çok önce Kocası Derviş Bey’le Balkan Savaşı’nda veren Kara Fatma, Balkan Savaşı sırasında Edirne’de, Yanık Kışla’da düşmanla çarpıştı. Ardından 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı’nda da büyük kahramanlıklar göstererek alesinden kendi gibi yürekli on kadını yanına aldı ve Kafkasya Cephesi’ne I. Dünya Savaşı’nda eşi Derviş Bey, Sarıkamış’ta şehit düştü. Buna rağmen durmadı, vatan aşkıyla cepheden cepheye koşmaya devam etti. Fatma Seher Hanımın bu dönemde yanında iki oğlu ve kendisi gibi yürekli kadınlar vardı.
KURTULUŞ SAVAŞINA GÖNÜLLÜ OLARAK KATILDI
Vatanın kurtulması için yapılan bu son savaşta da düşmanın karşısındaki yerini alan Kara Fatma, mücadeleye katılmak için Sivas’a gitti. Mustafa Kemal’in önünü keserek kendisine görev vermesini istedi. Kara Fatma, 1944’de yayınlanan anılarında bu görüşmeyi şöyle anlattı:
"Mustafa Kemal’in huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafetlere girerek üç günlük bir mücadeleden sonra devamlı bir takibin neticesi olarak, Sivas’ta öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere giderken yolda yakaladım. Üzerimde çarşaf vardı ve yüzüm de peçe ile kapalıydı. Kendisiyle bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince ilk defa sert bir lisan kullanarak ‘ne görüşeceksin’ dedi. Kalbimdeki vatan aşkı, bu sert muameleye üstün geldi. Derhal peçemi kaldırdım ve ‘İstanbul’dan buraya kadar sizinle görüşmek için geldim ve maruzatımı bir dakika için dinlemenizi ısrarla rica ediyorum’ dedim. Sonra, pek yakınımızda bulunan küçük bir lokantaya beni kabul ettiler."
Mustafa Kemal kendisine adını, silah kullanmayı, ata binmeyi bilip bilmediğini sordu. Aldığı cevaplardan duyduğu memnuniyeti, "Bütün kadınlar senin gibi olsa idi Kara Fatma" sözleriyle ifade etti. Fatma Seher, işte bu olaydan sonra “Kara Fatma” olarak anılmaya başlandı. Kara Fatma, Mustafa Kemal’den aldığı talimat üzerine İstanbul’a döndü. Mustafa Kemal’den getirdiği pusulayı göstererek Topkapılı Pire Mehmed ve Laz Tahsin’le birlikte 15 kişilik bir çete kurdu. Kısa sürede bu çetedeki üyelerin sayısını arttırdı ve Üsküdarlı Albay Neşet Bey’in emrinde savaşmaya başladı.
KARA FATMA DÜŞMANA NASIL ESİR DÜŞTÜ?
İstanbul’da savaşmaya başlayan Fatma Seher Hanım, Yunan işgaline karşı İzmit’te 480 kişilik çetesiyle büyük mücadeleler verdi. Burada gösterdiği kahramanlık ve verdiği mücadeleden dolayı üstleri tarafından tebrik edilen Kara Fatma’ya Hisarcık’ta, Kaynarca mıntıkası Kumandanı Naim imzasıyla Süvari Livası'na (tugay) gönderilen yazıda, “Bugünkü harekatta pek çok yararlığı görülmüş olan Fatma Seher Hanım’a teşekkür ederim” dedi. İnönü Savaşları’na 43 kadın ve 700 erkekten oluşan müfreziyle katılan Kara Fatma pek çok kadını savaşçısını bu savaşta şehit verdi kendisi de yaralandı. Düşman neredeyse orada olan Kara Fatma, beraberindeki gönüllülerle birlikte İznik, Kumlu, Alaşehir, Sivrihisar düşmanla çarpıştı. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde çarpıştığı sırada düşmana esir düşen Kara Fatma, buna rağmen, düşmanın elinden kaçmayı başardı. Düşmanın elinden kaçan Fatma Seher Hanım bu başarısından ötürü ‘üsteğmen’ rütbesi verildi.
Başkomutanlık Meydan Muharebesinin kazanılmasının ardından vakit kaybetmeden Bursa’ya geçen ve Bursa’nın kurtulması için Türk askeriyle birlikte Yunanlılarla çarpıştı. Kara Fatma o günleri anlatırken oldukça mütevazi ve bir şekilde bahsediyor: "Bursa Cephesi’nde harbe girdim. Bizim vazifemiz kıtanın gerilerine akın etmek ve yollarını kesmekti. Vazifemizde başarılı oluyorduk. Yunanlılar bizim ordunun hücumuna fazla dayanamadı. Bozgun başladı. Birkaç gün içinde Yunan’ı denize döktük. Artık vazifem bitmişti. Yorgun vücudumu dinlendirmek için izin verdiler." dedi.
“BEN PARA İÇİN SAVAŞMADIM, VATANIM İÇİN SAVAŞTIM”
Büyük bir mücadelenin sonucunda 10 yıl boyunca aralıksız savaşan ve vatanın kurtulması için önemli görevler üstlenen Kara Fatma, İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Bu madalya, kendisi için yeterliydi. Öyle ki, savaşın ardından kendisine bağlanan üsteğmenlik maaşını kabul etmedi. “Ben para için savaşmadım. Vatanım için savaştım” diyerek maaşını Kızılay’a bağışladı.
KARA FATMA AMERİKA BASININDA
Mustafa Kemal Atatürk'ün izniyle savaşa katılan Fatma Seher Hanım'ın cephede savaşması dönemin yabancı diplomat ve gazetecilerin de anılarında, haberlerinde yer buluyor. Rus ve Amerikan basınında sıkça yer bulan Fatma Seher Hanım, 23 Nisan 1922 tarihli The New York Times gazetesinin satırlarına taşındı. Milli Mücadelede bir Türk kadınının, Yunan ordusuna karşı başarılarının anlatıldığı haberde, Kara Fatma'nın teğmen rütbesine terfi etmesini, bu rütbenin şimdiye kadar Türk ordusunda bir kadının aldığı en üst rütbe olduğu kaydediliyor.
The New York Times, "Fatma isimli bu kadın, düşman birliklerine saldırıp aralarında subayların da olduğu 25 esirle geri döndüğünde, hemen hemen hepsi kadınlardan oluşan keşif kolunu komuta eden bir onbaşıydı. Kadın taburları geçen yıl kuruldu ve savaşta büyük cesaret gösterip düşmana ağır zayiatlar verdirdiler." ifadelerine yer veriliyor.
KARA FATMA RUS BASININDA
Kara Fatma'nın cephelerde verdiği mücadele, Sovyet Rusya'nın Türkiye'de bulunan diplomatları arasında yer alan Semyon Ivanoviç Aralov'un da dikkatini çeker ve kitabında Türk ve kadın kahramana yer verir.
Aralov, yazdığı "Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları, 1922-1923" adlı kitabında Kara Fatma'yı şöyle anlatıyor: "Birkaç sefer elçiliğimize savaşçı kadınlardan çeteci Fatma Çavuş da gelmişti. Fatma Çavuş, bir çetenin başında bulunuyordu. Yunanlarla ve asilerle dövüşmüştü. Fatma Çavuş, kısa boylu, zayıf, enerjik yüzlü, kara gözlü, yaşlıca bir kadındı. Bir defasında yine bir çeteci olan ve annesiyle birlikte savaşlara katılan oğlu ile elçiliğe geldi. Fatma'nın sırtında siyah uzun bir ceket, ayağında çizgili bir eteklik vardı. Belindeki geniş kuşağında tüfek mermileri, kama, omzunda da kayış görünüyordu... Elçiliğimize uzun boylu, düzgün vücutlu bir çeteci de gelirdi. O sıralarda misafirimiz bulunan ünlü Rus resim sanatçısı Y. Y. Lansere'den bu çeteci ile Fatma Çavuş'un portrelerini yapmasını rica ettim. Resimlerinin yapılmalarına razı oldular."
FATMA SEHER HANIM NEDEN MADDİ ZORLUKLAR ÇEKTİ?
Hayatının ilerleyen döneminde maddi zorluklar yaşayan Kara Fatma, ilk başta bunu dillendirmese de bir haberle gündeme geldi. 10 Nisan 1950 tarihli Kadın Gazetesi, "Kara Fatma Yardım Bekliyor" başlıklı haberiyle Fatma Seher Hanım'ın maddi olarak zor günler geçirdiğini yazıyor. Kara Fatma, başvekalet makamına dilekçe yazarak, dönemin başbakanından maddi yardım talebinde bulunur. Mücahit Kara Fatma ismini kullanarak yazdığı dilekçede, 20 senedir 6 yetim torunuyla sefaletle mücadele ettiğini ve maddi açıdan zor durumda olduğunu yazar. Ancak, Kara Fatma'nın yardım talebi o dönem karşılık bulamaz.
1950 yılında çıkan bu haberin ardından 1954 yılında Kara Fatma’nın gönderdiği dilekçe gerekli yerele ulaşmasının ardından kabul edildi. 1954 yılında Kars Milletvekili Tezer Taşkıran ve Rize Milletvekili İzzet Akçal, Kara Fatma'ya vatani hizmetlerinden dolayı aylık bağlanması teklifinde bulunur, teklif Meclis'te kabul edilir. 28 Ekim 1954 tarihinde Kara Fatma'ya maaş bağlanmasına dair çıkan tebliğ Resmi Gazete'de yayımlanır. 8840 sayılı tebliğde yer alan maddeye göre, "Erzurumlu Kara Fatma'ya vatani hizmet tertibinden aylık bağlanması hakkında kanun" başlığıyla yayımlanan tebliğ ile Kara Fatma'ya maaş bağlanır.
DARÜLACEZE YILLARI
Vefat etmeden önce Darülaceze Hastanesine kaldırılarak tedavi gören Kara Fatma, 11 günlük yaşam mücadelesinin ardından 2 Haziran 1955'te hayata gözlerini yumdu. Darülaceze'de kalanlar ve onlara ait bilgilerin yer aldığı ‘Aceze Esas Kayıt Defteri’nde Kara Fatma'nın 21 Haziran'da buraya getirildiği, ölüm sebebinin ise kalp rahatsızlığı olduğu yazıyor. 3583 sayılı defterdeki notta, Erzurumlu olduğu bilgisi de yer alıyor.
Kara Fatma ile ilgili o günlerde çıkan son haber ise vefat haberi. 3 Haziran 1955 tarihli Hürriyet gazetesindeki ‘Kara Fatma öldü’ başlıklı haberde, İstiklal Harbi'nin tanınmış kahramanlarından ve Kara Fatma namıyla bilinen Milli Mücadele kahramanı Fatma Seher Hanım'ın hayata gözlerini yumduğu duyuruldu.