Erdoğan’dan Washington Dönüşü Kritik Açıklamalar: “Savaştan çok barışı söylemeli, barışı konuşmalıyız.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen NATO Liderler Zirvesi dönüşünde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Zirve sonrası gerçekleşen uçak yolculuğunda, ÜLKE TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk ve diğer gazetecilere önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan, Rusya ve Çin ile ilgili çarpıcı yorumlarda bulundu ve olası bir 3. Dünya Savaşı hakkında uyarılarda bulundu.

13.07.2024-11:31 - (Son Güncelleme: 13.07.2024-11:46) Erdoğan’dan Washington Dönüşü Kritik Açıklamalar: “Savaştan çok barışı söylemeli, barışı konuşmalıyız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington’da gerçekleştirilen NATO Zirvesi sonrası yaptığı açıklamalarda, Rusya ve Çin’in uluslararası politika üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Erdoğan, 3. Dünya Savaşı ihtimaline dair değerlendirmelerini paylaşarak, global güvenlik tehditlerine karşı güçlü bir duruş sergileme gerekliliğini vurguladı. İşte Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıca noktalar...

“Rusya ve Çin’in Politikaları Dünya Barışını Tehdit Ediyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve Çin’in uluslararası alandaki politikalarının, dünya barışını tehdit eden önemli faktörler arasında yer aldığını belirtti. Erdoğan, "Güçlü olanların cirit attığı bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız. Mesela Rusya, Çin ile dayanışma içinde. Bu durum Batı’yı ciddi manada rahatsız ediyor." şeklinde konuştu.


Erdoğan, bu bağlamda şunları ifade etti:

"Gerek Rusya, gerek Çin, hatta Belarus’la kırmadan, dökmeden münasebetlerimizi devam ettiriyoruz. Şanghay İş Birliği Teşkilatı Zirvesi’nde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile çok samimi bir havada görüştük.

Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin'le de, Belarus Devlet Başkanı Sayın Lukaşenko ile de güzel görüşmelerimiz oldu. Bütün bu temasların bana göre getirisi er veya geç olacak. Bunu göreceğiz.

Bu arada bakan arkadaşlarımızın da görüşmeleri gerçekleşti. Partimizin üst düzey yönetimi Çin'deydi. Çin'de iktidar partisiyle üst düzey çok verimli görüşmeler yaptılar. Bu görüşmelerle ilgili arkadaşlarım bana brifing verdiklerinde “kendilerine çok üst düzey muamelesi yaptıkları.”

ÇİN LİDERİ Şİ CİNPİNG'DEN, BAŞKAN ERDOĞAN'A DAVET

Bu denli güzel ve başarılı bir ziyareti arkadaşlarımız gerçekleştirdi. Arkasından da biz Sayın Şi Cinping ile Astana'da bir araya geldik.

Onunla bu şekilde görüşmelerimizi yaptık. Kendisi bizi yeniden Çin'e davet etti. Ben de kendisini ülkemize davet ettim. "Önümüzdeki yıl iade-i ziyaretimi yapayım." dedi. Bu şekilde de aramızdaki gerek siyasi, gerek ticari bütün bunları görüşme fırsatını da yakaladık.

Şimdi büyük ihtimalle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısından sonra bizim bir Çin ziyaretimiz olabilir. Ama 2025'te de inanıyorum ki Sayın Şi Cinping, bize iade-i ziyaretini yapacaktır.

'BATI, Ukrayna'DA BEKLEDİKLERİ NETİCEYİ HENÜZ ALABİLMİŞ DEĞİL'

Rusya-Ukrayna savaşı ve Batılı ülkelerin Rusya üzerinde uyguladıkları baskılara da değinen Erdoğan, "Dünya süratle bir değişim yaşıyor. Bu hızlı değişim içerisinde güçler özellikle büyük rol oynuyor. Güçlü olanların cirit attığı bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız. Mesela Rusya, Çin ile dayanışma içinde. Bu durum Batı’yı ciddi manada rahatsız ediyor.

Batı, Ukrayna’ya gerek parasal, gerekse ayni noktada bütün imkanlarıyla, silah, mühimmat dahil her türlü desteği veriyor. Bütün bu desteklere rağmen şu anda Ukrayna’da bekledikleri neticeyi henüz alabilmiş değiller.

'BİZ HEM RUSYA HEM UKRAYNA İLE İLETİŞİM HALİNDEYİZ'

Bu noktada en büyük güvenceleri NATO’nun varlığı. NATO büyük bir güç ve onları biraz rahatlatıyor. Bu Batılı ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri geliyor.

Amerika’nın yanında Almanya, Fransa, İngiltere gibi Batı ülkeleri yer alıyor. Böylece bu güç takviye oluyor. Bu takviyeye rağmen büyük güç rekabetinde arzu ettikleri neticeyi elde edemeyişleri bu ülkeleri ister istemez belli bir noktaya taşıyor.

'TAHIL KORİDORUNU BİZ YENİDEN AÇALIM DİYORUZ, RUSYA VE UKRAYNA İLE GÖRÜŞÜYORUZ'

Burada Türkiye olarak bizim konumumuz ise farklı. Biz, hem Rusya hem Ukrayna ile iletişim halindeyiz. Bunu yaparken de mümkün olduğunca adilane yaklaşmanın gayreti içerisindeyiz.

Bu durum zaman zaman Rusya’yı da Ukrayna’yı da rahatsız edebiliyor. Ama biz diyoruz ki, “Her ikiniz hem bize komşusunuz, geçmişten bu yana aramızda ciddi münasebetlerimiz var. Örneğin Karadeniz Tahıl Koridorunda adil bir adım attık. Rusya’nın da Ukrayna’nın da taleplerini karşıladık. “Batı’ya bu tahıl koridorundan aldıklarınızdan verin ama bunun yanında Afrika’ya da verin, Türkiye olarak siz de alın.” dediler.

Biz de bunu elimizden geldiğince yapmaya çalıştık. Şimdi diyoruz ki; tahıl koridorunu biz yeniden açalım. Şimdi bunun görüşmelerini hem Rusya hem Ukrayna’yla yapıyoruz. Henüz bu konuda bir netice alamadık.

Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin’le son görüşmem bunun üzerindeydi. NATO Zirvesinde Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenski ile yine bu konuları görüştük. Ukrayna tarafıyla da tahıl koridorunu çalıştırmak istiyoruz. Temenni ederim ki bu koridoru yeniden işletmeye başlarız.

'3. DÜNYA SAVAŞI RİSKİ GÖRMÜYORUM'

Doğrusu ben görmüyorum, görmek de istemiyorum. Dünyayı bundan önce savaşa sürükleyen gerekçeleri ve alınmayan önlemleri düşündüğümüzde bugün o hatalara düşmemeye özen göstermenin gerektiği ortadadır.

Savaştan çok barışı söylemeli, barışı konuşmalıyız. Attığımız her adımı gerilim değil barış için atmalı, planlarımızı barışı sağlamak ve kalıcı hale getirmek üzere yapmalıyız.

Bütün ülkelerin gerilim değil, barış ve huzur iklimini inşa edecek çabaları hayata geçirmesi gerekiyor."

YORUM YAZ..
Modal