Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Melikgazi Belediyesi Deprem Araştırma Laboratuvarı'nda geliştirilen bilyeli sistem izolatörün ilk üretimi gerçekleştirildi. İnşaat mühendisliği alanında uzmanlaşmış olan ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun ve ekibi, yaklaşık 3 yıl önce depreme daha dayanıklı konutlar üretmek amacıyla bilyeli sistem izolatörün geliştirilmesi için bir çalışma başlattı. AR-GE çalışmalarının tamamlanmasının ardından, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) gibi kurumlara gerekli bilgiler ve deney sonuçları sunuldu. Tüm testlerin başarıyla tamamlanmasının ardından, izolatör Ür-Ge aşamasına geçti.
ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, üretilen prototipin, firma yetkilisi tarafından Eskişehir Teknik Üniversitesi'ndeki sismik izolatörlerin deneylerinin yapıldığı laboratuvarda yeterlilik ve uygunluk belgesini aldığını belirtti. Bu belgenin, sistemin yüzde 100 yerli olarak üretildiğini gösterdiğini vurguladı.
Bilyeli sistem izolatör, binaların temelini oluşturan yapı elemanlarında kullanılarak, deprem sırasında meydana gelen yatay hareketleri emerek binanın daha esnek ve dayanıklı olmasını sağlıyor. Bu sayede, deprem etkisi altındaki binaların zarar görmesi ve çökme riski önemli ölçüde azaltılmış oluyor.
Bilyeli sistemden olumlu sonuç alındı
Prof. Dr. Fatih Altun, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, uzun bir süredir üzerinde çalıştıkları bilyeli sistem izolatörden olumlu sonuçlar aldıklarını belirtti. Binaların depreme karşı daha dayanıklı hale getirilmesini sağlayacak olan bu izolatörün, tüm deneylerden başarıyla geçtiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Yaklaşık 1200-1400 ton eksenel kuvvete (Bir cıvataya tork uygulanır ve sıkılırsa, cıvatanın ekseni çekilir ve bir gerilme kuvveti oluşur. Bu çekme kuvveti eksenel kuvvet olarak adlandırılır) kadar yükleme yapmak suretiyle deneylerimizi yaptık. Yani belki 150-200 deney tekrarı yapmışızdır. Peki bu 1200 ton neye karşılık geliyor? Bu, aslında çok rahat bir şekilde 8-10 katlı bir binanın eksenel kuvvet seviyesini yakalayan bir değerdir. Zaten binaların çok yüksek olmaması gerekiyor. Yani böyle 12-13 katlıdan sonraki binalarda izolatör kullanımı doğru olmuyor. Çünkü bu sefer yapının devrilme riskleri söz konusu olacaktır. Ancak söylediğim orta katlı yapılar, örneğin kamu binaları, hastaneler ve konutlar sıralanabilir."
Altun, İstanbul'dan bir firmanın konuyla ilgilendiğini belirterek, kendilerinin de bedelsiz olarak araştırma ve geliştirme çalışmalarını yürüttüklerini ifade etti. Bu çalışmaları, ülkeye katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirdiklerini vurgulayan Altun, açıklamasına şu ifadelerle devam etti:
"Bu prototip seviyesinde de üretildi. Bunun özelliği bilyeli bir sistem olması. Yay katsayıları burada önemlidir. Yani sizin izolatörden talep deplasman değerine (yatay yer değiştirme) göre bu yayların bir sertliği vardır. Ona bağlı olarak binalarımızda sönümleme yapabilmektedir. Deprem anında bile depremi yaşamamış gibi oluyorsunuz. Biz bu izolatörü ürettikten sonra kurumlarımıza sunduk. Kurumlarımızın bizden talebi prototip deneylerinin yapılmasıydı. Üretilen prototip, firma yetkilisi tarafından götürüldüğü Eskişehir Teknik Üniversitesindeki sismik izolatörlerin deneylerinin yapıldığı laboratuvarda yeterlilik ve uygunluk belgesini aldı. Bu aslında yüzde 100 yerli olarak üretilmiş sistem. Tamamıyla imkanlarımızla kendi yerel malzemelerimizle üretilen bir sistem."
Binadan binaya izolatör kullanımı değişecek
Altun, binaya göre izolatör kullanımının farklılık göstereceğini belirterek, "Muhtemel bir 6-7 büyüklüğündeki depremde hangi binada kullanıldığında ne kadarlık bir enerji sönümlemesi gerçekleştireceğini, ne kadarlık bir talep deplasmanı ortaya koyacağını, çeşitlerini ve tiplerini ortaya koyduk. Tabii ki bu tipler isteğe göre değiştirilebilir. Örneğin, 3 katlı bir binadaki sütun ile 8 katlı bir binadaki sütun izolatör boyutları birbirinden farklılık arz etmektedir." şeklinde konuştu. Bu açıklamalar, binaların farklı yapısal özelliklerine ve deprem etkilerine karşı farklı izolatör tiplerinin gerekliliğine işaret etmektedir. Bu özelleştirme, binanın deprem etkilerine karşı daha etkin bir koruma sağlaması ve binanın dayanıklılığını artırması açısından büyük önem taşımaktadır.
Altun, sismik izolatörlerin Türkiye'de yaygınlaşacağına inandığını ve yerli üretimin ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayacağını vurguladı. Geliştirdikleri izolatörlerin bilyeli sisteme sahip olduğunu tekrarlayan Altun, "Deprem anında binaların yatay yönde talep deplasmanı oluşur. Bizim geliştirdiğimiz bu bilyeli izolatör sistemi, tamamen binanın talep ettiği deplasman kadar hareket etmekte ve belirli bir deplasman noktasından sonra özel bir mekanizmayla sönümleme gerçekleştirmektedir. Yani, deprem etkisinin binadan yutulmasını sağlıyoruz." dedi. Bu açıklamalar, geliştirilen izolatörlerin deprem esnasında binaları koruma yeteneğini vurgulamakta ve binanın yapısal bütünlüğünü koruyarak deprem hasarını azaltmaya yardımcı olmaktadır.